Arabaya binip emniyet kemerimi bağladım. Ve abimi beklemeye başladım. Abimde geldiği zaman eve doğru yola çıktık.
Olacaklardan habersiz bir şekilde...
Abim, bana dönüp "İyi misin?" diye sordu.
Ona en samimi şekilde gülüp " Şilan Karahan her zaman çok iyidir" dedim gülerek.
Abimde bana gülümsedi ve önüne döndü.
"Herif ciddi ciddi peşimizden geliyor."diye mırıldadığını duydum.
Abim birden gaza bastı. Abim direksiyonu sıkıca kavradı. .Biraz fazla sıkmış olacak ki parmak boğumları beyazladı.
Abim hızlanınca arkamızdaki Fermanda hızlandı. Ve ikisinin arasında inatlaşma oldu ikisi birbirini geçmeye çalışıyordu. Taki arabalar kurşun yağmuruna tutulana kadar.
Ve bir sürü araç önümüzü kesti.
Yazardan
Dört, araç boş yolda ilerlerken dikkat çeken bir sessizlik vardı etrafta. Şilan elindeki telefon ile ilgilenirken Ferhat ve Ferman hız yarışı yapıyordu.
Ferman radyodan açtığı mavişim şarkısının ses seviyesini sonuna kadar açtı ve dışardan duyulmasını sağladı.
Mavisim mavilendim kapina kilitlendim
Mavisim mavilendim kapina kilitlendim
Pas tutmustu yüreyim
Seninle geleyim
Mavisim mavilendim kapina kilitlendim
Mavisim mavilendim kapina kilitlendim
Pas tutmustu yüreyim
Seninle geleyim
Göz bebgim (mavisim)
Tek dilegim (mavisim)
Sensizlikten (mavisim) öleceyim
Kir cicekim (mavisim)
Bal peteyim (mavisim)
Sensizlikten (mavisim) öleceyim.
Ferhat şarkıyı duymasıyla kahkahaya boğuldu. Şilan ise sevdiği adamın bu kadar salak olduğunu düşünüyordu.
"Biri ona senin yeşil gözlü olduğunu söylebilir mi"dedi Ferhat kahkahasının ardından.
Şilan onaylamaz bir şekilde kafasını iki yana sallamaya başladı. İkisi bir süre bu olay hakkında dalga geçerken bir yandan da Ferhat ve Ferman yarış içerisindelerdi. Bir anda kurşun yağmuruna tutuldular ve karşılarına bir sürü araç çıktığı için durmak zorunda kaldılar.
Ani fren yaptıkları yüzünden öne doğru savruldular. Ferhat kafasını hafif kaldırıp ileride duran araçlara bakamaya başladı. Şilanda kafasını kaldırdı ileriye çatık kaşlarla bakmaya başladı.
"Abi, ne oluyor kim bunlar" diye sordu ağabeyine. "Bilmiyorum, abiciğim ama öğreneceğiz şimdi."dedi ve elini kemerine doğru götürüp silahını çıkardı ve emniyeti açtı.
Şilan endişeyle etrafına bakıyordu. Ferhat elini araba kapısınının koluna atıp açacakken ileride en önde duran aracın üstü açıldı. Ve Ferhat'ın duraksamasına neden oldu. Sarı saçları gözüktü ilk önce sonra tüm yüzü görünmeye başladı.
Karşılarındaki adamın yüzünde korkunç bir gülümseme vardı.
"Kim lan bu"diye konuştu Ferhat. Karşılarındaki sarı saçlı adam elini saçlarının arasından geçirdi. Dirseğini arabanın açık pencerenin kenarına yasladı çenesini avucunun içine yaslayıp. Karşılarındaki araçlara doğru el sallamaya başladı ve yüzündenki gülümseme hâlâ silinmemişti.
Ferhat, Şilana dönüp "Abiciğim sen şimdi bu arabadan ne olursa olsun çıkmıyorsun tamam mı güzelim?"dedi kardeşine çaresiz bir sesle.
Şilanın korkuyla kısılıp "Ya...abi sana...birşey olursa..."dedi ağlamaklı bir sesle.
Ferhat kardeşinin eline bir öpücük bırakıp." Bana bir şey olmaz"dedi." Ama sen ne olursa olsun bu arabadan çıkmıyorsun tamam mı güzelim" dedi
YOU ARE READING
Geçmişin İzi
Teen Fiction"Geçmiş ve gelecek yoktur, yalnızca sonsuz bir şimdi vardır"demiş A.cowley gerçekten öyle miydi? Geçmişimizin şimdimizi inşa etmez mi? Bugünü müzede geçmişin izi yokmu? Bence bu doğru değil geçmiş hiç bir zaman sizin peşinizi bırakmaz bir kara leke...
