Veyl | Kırkayak (+18)

25-) (+18) Bunu sana kim yaptı?

GENÇLER BİR UĞRAYIN BAKALIM

Biliyorum hemen okumaya geçmek istiyorsunuz ama 

oy atarsanız yazarınızı çok motive edersiniz kızlar

Veeeeeee YORUMLARINIZI GÖRMEYİ DE ÇOOOOK İSTERİM. Bunu hepiniz için söylüyorum, okurlarımın -hele ki buraya kadar gelmiş okurlarımın- artık neleri anlatmak istediğimi anladığını varsayıyorum ve bu yüzden bu, sizlerin ilgisi beni çok mutlu ediyor.

Sizi seviyorum, okuduğunuzdan değil, bir şeyleri anladığınızı ve o şeye ilgi gösterip kendi kafanızda yorumladığınızı düşündüğümden dolayı

Malum, Kırkayak düşünmeye iten bir kitap.

******************************************************************************************

"Şeytan'da eminim ki cehenneme düşmeden önce nasılbir başkasına kötülük yaptırır bilmiyordu"

"Hiçbir yere sığamıyorum."

"Yıkımım, yakımıma dönüşüyor."

"Niye üzgün olduğumu sorma. Agresifleşirim."

"Bana, sadece on dokuz yaşındaki kırgın ve korkmuş bir kız olduğumu hatırlatıyorsun; dudaklarını aralayıp bana bunu söylemesen de." 

"Göz önünde ve kontrolü bilinçli bir toplumun elinde olmayan her şey; tehlikelidir." 

"İnsan yalnız kalınca küçülüyor mu Arın? Halbuki daha da büyümesi gerekir yalnız insanın."

"Mavi gözlerim, sizlerle konuşmaya başladığımdan bu yana, ilk defa, parladı." 

Kont ve Meliha sonunda uyumuşlardı, L koltuğun bir köşesinde ben uzanıyor, diğer köşesinde ikisi birbirine yaslanmış uyukluyordu. Ellerinden yeni tabletlerini alıp kenara bıraktım. Yüzlerine bile bakmadan, örtüyü üzerlerine örttüm. O hamile kadını gördüğümden beri bu iki çocuğun varlığı biraz sinirimi bozar olmuştu.

Aslında, sinirimi bozan onlar değildi. Benim etrafımda olmamaları gerektiğini biliyor olmam, ancak şimdilik yanımda olmalarıydı beni deli eden.

Kırkayaklar, bebekleri yer.

Beni korkuttukları için, bu iki çocuğun varlığından hoşlanmıyorum. Tıpkı Arın'ın varlığından hoşlanmadığım gibi hoşlanmıyorum onların da varlıklarından.

Koltuğa geri uzanıp, elime tekrar tabletimi aldım ve Zarlık'tan gelen; Zara'nın ayıklamamı istediği mesajları okumaya devam ettim.

Bu gece, birçok zengin aile kökünden sallanmıştı. Annemin, Adil Vedat'tan çaldığı paraları; Hazar Caddesi'ndeki bir paravan çantacı aracılığıyla sakladığını biliyorsunuz. Hatırlamıyorsanız 13.bölüme gidin; uzun uzadıya anlatmayacağım. Ancak özetlemem gerekirse; oranın patronu Fatih, benim kim olduğumu öğrenince bana karşı gösterdiği tüm sapıklıkların özrü olarak zengin eşlerini dolandıran tıpkı annem gibi olan birkaç ismin adını vermişti. Kanıtlarıyla. Netice de ben Zarlık'ta, tanımadığım insanlara kanıtsız sallayacak bir beyinsiz değilim.

Zarlık hep gerçeği konuşur. İnsanlar bunu inanmalı.

Mutlak bir şekilde bana inandıklarında, kim bilir, belki onları yalanlarla manipüle ederim? İyi bir şey için bunu yapacak olsam dahi, manipüle manipüledir.