"Hiç kimse, ondan bir şey beklemediği halde birine gerçek bir saygı duymaz. Bir mal ya da bir olgu; muhakkak karşı taraftan almak istediği bir şey vardır."
"Gözlerine uygun gelmeye çalışarak kendini kabul ettiremezsin, en azından bunu bir düşün."
"Ruhum bomboş ve korkarım ki insanlar bunu gözlerimden görüyor."
Odama birinin girdiği duymam ile gözlerimin açılması bir oldu. İçsel bir zihinle, ben uyuyorken birisi bana yaklaşıyorsa uyanıveriyordum. Bir süper kahraman için havalı bir yetenek, on dokuzundaki bir genç kız için ise... Bu yeteneğinizi fark etmelerini bile istemezsiniz. Nasıl oluştuğunu anlamasınlar diye.
Olduğum yerde uzanmaya devam ederken, yan gözle kapının önündeki küçük kıza baktım. Meliha'ydı gelen. Sanki kabuslardan, kırkayaklarla dolu sanrılardan uyanmamışım gibi, düz bir sesle "Ne istiyorsun?" diye sordum. Kumral saçlarında yeşil ve simli, kurdeleli saçma sapan bir taç vardı. Nereden bulmuştu onu buradayken? Dışarı mı çıkmıştı yoksa? Ya da birisi ona almıştı da fark mı etmemiştim? Üstünde de beyaz bir elbise vardı. Zara, dün gece ona da mı kıyafet çalmıştı yoksa?
Meliha dudaklarını birbirine bastırdı, gözlerini benden kaçırıp başını öne eğdi. "Tabletin şarjını arıyordum da." Diye mırıldandı. Kendime aldırdığım tablet ve bilgisayarlara herkesin dokunması yasaktı. Ama nedense Meliha bu kuralın dışında gibi davranıyor, tabletime aptal aptal oyunlar yüklüyordu. İstediğimde tabletimi geri veriyordu, içindeki bir şeyleri karıştırdığı da yoktu ancak yine de hoşnutsuzdum bu durumdan.
Oturduğum yerde doğruldum. Soğuk, donuk bir yüzle ona bakıyordum. Benden en ufak bir elektrik bile almasına izin vermeyeceğim. "Sana bir tablet alacağım. Hangi renk istiyorsun?" diye sordum.
Gözleri açıldı ve ağzını iyice açarak "Nee?" diye sordu. Gevşek bir ağızla, "Gerçekten mi?" diye ekledi heyecanlanırken. Mimiksiz bir yüzle ona bakmaya devam ettiğimde, elindeki fırsatı kaçırmadan konuşması gerektiğini anladı. "Mavi olsun lütfen." Dedi.
Başımı onu onaylayarak salladım, "Şarj L koltuğun yastıkları arasında, gidebilirsin." Dedim. Ama o sağ elini pervaza yaslayıp şımarık bir tavırla kendini öne doğru eğdi. Başını ileri geri salladığında dalgalı, kumral saçları dalgalandı. Şımarık ve neşeli bir sesle, "Ne zaman alacaksın peeki?" diye sordu. Bana ilk defa gülümsüyordu. Çocuklar bugünlerde çok çabuk tav oluyordu galiba; tablet almaktan bahsetmeniz yetiyordu.
VOUS LISEZ
Veyl | Kırkayak (+18)
Mystère / ThrillerEren İpek Şahin, çocukluk aşkı olan üvey abisi Karan Sezer Şahin'in kendini istismar etmesiyle zihinsel olarak çökmeye başlar. On altı yaşındayken dünyası kararan, mafya hiyerarşinin dibine doğan bu genç kızın kontrol arzusu; üvey abisi tarafından i...