17

118 17 39
                                    

maç günü

Küçük kulübede kadınlar hamamında misali et ete değerken herkes üzerini değişme çabasındaydı.

Alper bir taraftan çorabını giymeye çalışırken uğultulu ortamda bağırdı.

"Çağrı dizini kıçımdan çek lan!"

"Abi ben karşındayım arkanda Berkan var o dayıyor sanırım."

"Kardeşim kusura bakma yer yok çorabı giyinmeye çalışıyorum."

Alper sabır çekerek çorabını giyip doğrulduğunda kalabalığı yararak kapıya yöneldi.

"Çabuk giyinin çıkın on dakika kaldı."

Kapıyı kapayıp soğuk havayı derince içine çekti. Ter kokusuyla birkaç garip parfüm karışınca genizi yakan bir aroma elde ediliyordu resmen. Çorap kokusu da cabası.

Kulübenin duvarına yaslandığında sahanın yanına kurulmuş karşı takıma baktı. Bu sahayı Alper'ler daha çocukken mahallenin bir abisi çocuklar için para toplayarak yaptırmıştı.O gün bugündür burası evi gibi hissettiriyordu.

Soğuktan akmaya başlayan burnunu çekip cebinden çıkardığı küçük boncuklu tesbihi çevirmeye başladı.

Gözleri geçen dayak attığı çocuğun yeşil gözleriyle birleşince kaşları çatıldı."Ersin abinin yeğeni bu dümbük müymüş?" kendi kendine mırıldanıp taşlar yerine oturunca birkaç saniye yüzünü dikkatle inceledi. Çenesinin alt tarafındaki ufak morluğu görünce onu dövmesine sebep olan sözleri aklına geldi.

Derin bir iç çekip dişlerini sıkarak kafasını 'hayırdır ne bağıyon?' manasında salladı bir taraftan da tesbihini seri hareketlerle parmaklarında çevirirken.

Çocuğun irkildiğini kaç metre öteden anlasa da o yüzündeki ifadeyi gizleyip kaşlarını çatarak kafasını çevirdi. Tam bu hareketine gülecekti ki o illet ses yayılmıştı.

"Assolistlerimiz ne zaman teşrif edecekler Alperciğim?"

Serhatın bağırarak söylediği şeyle transtan çıkarak sert ifadesini takındı. Aralarında en büyükleri oydu. Evliydi ve iki çocuğu vardı.
Tam cevap verecekken içeriden hayvan sürüsü çıkar misali arkadaşları dökülmüştü.

"Ohooooy yavaş ulan ahırdan mı boşalıyorsunuz."

Kısa sürede herkes sahada yerini aldı.
Alper yanına Berkanı alıp forvete geçerken kupa maçında oynuyorlarmış gibi bir ciddiyete bürünmüştü herkes.
Ilgaz kalede, Çağrı ise stoper olarak yerini aldı.

Karşı takımdan Emir kaleye yerleşmişken Serhat sağ bek Sinan sol bek olarak ayrılmıştı. Uğur ve Tahir de stoper olarak geçtiğinde bakkalın oğlu Faruk düdüğü çalıp topu son maçı kazanan takıma yani Alper'in takımına bıraktı. ;)

Çağrı uzun bir şut çekerek direkt topu Alper'in ayağına bıraktığında önündeki çömeze çalım atıp topu dikerek Berkan'a gönderdi. Berkan açıyı bulamadığında orta sahadaki çömeze pas attı.

Top tekrar Alperin ayağına geldiğinde  dripling atarak ilerleyip çektiği şut kalenin sağ üst köşesine girdi.

"TOP AĞLARDA VE GOOOOLLL!!!! GOL GOL GOLLLL! SAPLAMANIN MUCİDİİİ ALPEERRR!!"

Bakkalın oğlu yine herkesten çok eğlenip kendini kaptırmış bağırırken Alper kirli sakalının altında gamzesi belli olacak şekilde gülümseyip formanın ucunu kaldırarak akmayan terini sildi.

Arkadan Emir'e saydıranları duyarken keyfi daha bi yerine gelmişti.

Maçın bitmesine iki dakika kadar kala kanaryalar her zamanki gibi yastaydı. :D
Alper'in attığı 4 gol ve Berkanın attığı 2 golle skoru 6-4 yapmışlardı.

Asistleri orta sahadaki iki çömez yaptığı için ayrı bir sevinç vardı yüzlerinde. Alper çocuğu büyümüş de okula başlamış gibi coşkuluydu.
Karşı taraf kaleye daha fazla şut çekmesine rağmen Ilgaz'ın kaleciliği sayesinde daha üstün gidiyorlardı.

Kanaryalarda ise 1 golü Uğur, 1 golü Tahir diğer 2 golü de Serhat atmıştı.
Hepsi kalede somurtarak bakan Emir'e saydırırken bitiş düdüğü çalmıştı.

Maç sevinci için cimbomlar bir araya gelip kollarını birbirine sardılar.

"LAY LAY LAY LAY LAYYY OOOOO CİM BOM BOOOM!"

Onlar sevinç gösterisini bitirirken diğerleri yavaş yavaş sahayı terk ediyordu.

Berkan hayvan gibi sırtına vurup bir şeyler söylerken o sırada Alper'in gözleri kalede duran Emir'e takılmıştı. Kaşları çatık şekilde karşısında bir şeyler anlatan Serhat'a bakıyordu. Serhat saçlarını yolup bir taraftan da topu eline almış bir şey anlatmaya çalışıyordu. Birinci sınıfa giden çocuğa ev ödevini yaptırmaya çalışan baba ve oğul izlenimi vermişlerdi.

Alper bir anlık Emir için üzülür gibi olsa da bir anlık bir şeydi. Gözlerini ayırdığında gülüşünü genişletip kahkaha atarak yanda duran kısa boylu asisti yapmış çömezi kolunun altına alıp saçlarını karıştırdı ve sahadan çıkmaya başladılar.

"Alper abi b boğuldum."

Gülerken dişlerini sıkıp eş zamanlı olarak kolunu da sıkılaştırdı.

"Oyyy canını yerim sen büyüdün de Alper abine asist mi yapıyorsun?"

"Abi nefes.."

"Kurban olurum oğlum sana böyle devam et aferin."

"Abi nefes alamıyorum."

Berkan yandan sırıtarak yalancı bir sinirle bakarken Alper de gülerek çocuğun son kez kıvırcık saçlarını karıştırıp bırakmıştı.

İnsanlar sadece maç günleri bu kadar güldüğünü görüyorlardı.

emir ve Alper göz göze gelince kafamda 'kanarım kanarım ateşlere yürürüm yanarım' çalıyor.

şereftir seni sevmekTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang