16

99 16 16
                                    

Telefon çalmaya devam ederken Alper uykunun sıcak kollarından sıyrılamıyordu.

"AYVA ÇİÇEK AÇMIŞ YAZ MI GELECEEEK FENER SAMİ YEN'E NASIL GELECEK.."

Telefon beşinci kez yüksek sesle çalarken sonunda gözlerini zorlukla açıp kısık gözleriyle ekrana baktı.

Berkan.

Bir kaç saniye ekrana bakarken tekrar gözleri kapandı. Çok geçmeden telefon hunharca yine çalınca söve saya açıp kulağına tuttu. 'Efendim' manasında garip bi ses çıkardığında karşı tarafın bağırmasıyla telefonu kulağından biraz uzaklaştırdı.

"Ulan bu kaçıncı arayışım nerdesin sen!"

"Bağırma lan! Çabuk söyle gelip o telefonu.."

Boğuk sesiyle sinirli bir şekilde konuşurken cümlesini bitirmeden Berkan devam etti.

"Efe.."

Duyduğu isimle uykusu tamamen açılmış yattığı yataktan doğrulmuştu.

"Efe'yi bi bardan çıkarken görmüş benim arkadaş. Durumu iç açıcı değilmiş fazla içmiş sanırım. Yanında da yabancı biri varmış."

"Ne?"

Kaşlarını çatıp hızla odadan çıktı. Efe'nin odasının kapısını açtığında yatağının boş olduğunu görüp duvardaki saate baktı. 2:26.

"Abi ben daha fazla anlatmayayım en iyisi gidince görürsün."

Karşı taraf konuşmaya devam ederken odasına dönüp yerdeki pantolonu alıp giyinmeye başladı. Dolaptan da siyah ince bir kazak çıkarıp üzerine geçirirken aynı zamanda kulağı telefondaydı.

"Tamam sen kapat adresi at bana. Bizim buraya da bi taksi çağır."

"Yok ben bizim arabayı aldım geliyorum birazdan orada olurum taksiyle falan uğraşma şimdi."

Cinayet işlemesinden korkuyordu.

"Eyvallah."

Hızlıca üzerine bir de mont giyinip, siyah botlarını da ayağına geçirdi. Aşağı indiği anda evin önündeki arabayı görünce vakit kaybetmeden kapıyı açıp bindi.
Berkan hızla gaza bastı. Mahalleden çıkana kadar tek kelime konuşmamışlardı.

Alper soğuk eliyle tesbihi sıkarken diğer kolunun dirseğini yana yaslamış eliyle de kirli sakallarını karıştırıyordu.

"Alper, gidince sakin olamayacaksan seni şurada camdan atıp devam edeyim."

"Berkan konuşma, sür!"

Berkan derin bir iç çekip yola devam etti.
Alper babasının emaneti olan çocuğun başına bir iş gelmesin diye kendini ona adamışken böyle vurdum duymaz olduğu zamanlar çileden çıkıyordu. Beş sene önce babası vefat edince kimsesiz kalmışlardı. Efe'nin bir abisi vardı ama onun kimsesi yoktu. Babası daha o 19 yaşındayken göçünce kardeşiyle ilgilenmekten acısını bile yaşayamamıştı. Okulu bırakıp hemen sanayide bir işe girmişti. Verdiği emeğin karşılığını böyle veriyordu o da işte.

15 dakika sonra it kopuğun kol gezdiği denilen yerlerden birine varınca arabayı park edip indiler.

Berkan arkadaşını arayıp bi kaç saniye dinledikten sonra etrafına bakıp kafasını salladı.

"Tamam kardeşim eyvallah anladım siz gidebilirsiniz."

Telefonu montunun cebine koyup başıyla bi sokak arasını işaret ettiğinde aynı anda o yöne doğru hızlı adımlarda yürümeye başladılar.

"Alper sen gelmesen? Ben alıp geleyim ha?"

Alper çatık kaşlarıyla yandan ona bakıp bir şey demeden devam etti.
Renkli tabelaların olduğı arayı döndüklerinde karşıdaki binanın dibine çökmüş sarmaş dolaş oturan ikiliyi görünce olduğu yere çivilendi.

Efe ve Emir.

Leyla da dershaneye gidiyo

ATV DİZİ TADINDA

bölüm kısa oldu akşama devamını atıcam maksat heyecanlı yerde reklam vermek olsuun ✨

şereftir seni sevmekWhere stories live. Discover now