ellibeş

1K 98 21
                                    

─ merve

"merve arga?"

"burda."

"yaseniya denkel?"

"burda."

"zeynep turan?"

"burdayım."

fuat hoca yoklamayı bitirdiğinde nazan hocanın yanına yanaşmıştı. nazan hoca onun yüzüne bile bakmazken öğrencilere dönerek konuşmaya başladı.

"eşyalarınız odalarınıza götürüldü. birkaç saat çok uzaklaşmadan eğlenebilirsiniz, daha sonra otele döneceğiz."

herkes başını sallayarak etrafa dağıldığında gözüm hala bu piç hocadaydı, bildiğin nazan hocaya yürüyordu ve fuat hoca evli iki çocuklu bir adamdı. eğer amacı o olmasa bile nazan hocayı rahatsız ettiği kesindi.

"merve, hadi."

yaseniya bana seslendiğinde ona dönmüştüm. onun yanına gittiğimde yüzünün yabancı birkaç yüze baktığını görüp onlara döndüm. geldiğimi farkedip bakışlarını bana çekti.

"kime bakıyorsun?"

"ha.. yok öyle sen fuat hocaya diklenince dalmışım."

"nazan hocaya yürüyor şerefsiz."

dediğim şeyle fuat hocaya döndüğünde kaşları çatılmıştı. geri bana döndüğünde iç çektim. "boşver biz gidelim." dedim elini tutarken.

elimi sıkıca kavrayıp bana baktı. "ne yapacağız?" diye sordu ve etrafa baktı. "lunaparka gidebiliriz, herkes oraya gidiyor zaten."

başımı sallayarak diğerleri gibi yönümüzü lunaparka çevirmiştik. yürürken bir anda elimi kaldırıp tırnaklarıma bakmasıyla ona daha da yaklaştım.

"eğer amacın oysa.." dedim, bir elim onun uzaktaki cebine gitmişti. "..tırnaklarımı daha dün kestim." bir anda kaşları çatıldığında yüzünün kızardığını farkediyordum. yüz ifadesinin aldığı halle kıkırdadığımda omzuma hafifçe vurdu.

"onu sormuyorum." diye azarlar gibi konuştu. "tırnağına yıldız çizmiştim.. ona bakıyordum, sildin mi diye."

"silmedim, silmem ki." dedim hala gülerken. lunaparka yetiştiğimizde etrafa bakarken yürümeye devam ediyorduk. bana hala kaşları çatık baksa da silmem ki dememin üstüne yüzü hoşuna gitmiş gibiydi.

"neyse." dedi hafif sert çıkan sesiyle. "neye binelim?" bir süre etrafa baksam da karar verememiştim. zaten lunapark oyuncaklarının çoğunu sevmezdim.

"dönme dolaba binelim mi?"

tam karşımda duran yerde olmayı sevenler birliği karşıtı oyuncağa baktığımda iç çektim. birkaç adım geriye gittiğimde yaseniya'nın bakışını farketmiştim.

"sen yükseklikten mi korkuyorsun?"

"hayır." dedim, inanılası bir tonda değildi sesim. bana sırıtarak bakarken kafamı asla binmeyeceğimi belli ederce sallıyordum. bir anda önden bana yanaşarak sarıldığında söylenerek tekrardan derin bir iç çektim.

"olmaz." dedim kabul etmeyerek. "binmek istemiyorum." bana sarılırken kafasını kaldırıp gözlerimin içine bakarak işimi zorlaştırıyordu. "o kadar korktucu değil." dedi, masum masum bakıyordu. "benle binmek istemiyor musun?"

en hayır diyemediğim, zayıf noktam kendisiydi ve bunu çok iyi biliyordu.

"yaseniya..-" diye kendimi açıklayacakken lafımı kesti. yakalarımdan tutup kendine çektiğinde fısıldamıştı. "en tepeye çıkınca beni öpebilirsin."

ırz düşmanı # gxgDonde viven las historias. Descúbrelo ahora