Zhestokiy satana prichinit vam bol'she vsego vreda...

1.3K 160 288
                                    

BEN GELDİM!

Teknik bir aksaklık, (dün kardeşim ve kuzenimi sinemaya götürdüm, biraz da abla olmanın vermiş olduğu bakıcılık ne yazık ki...) yüzünden bölümü atamadım sbkwgdksbskshksbxjx. Bugün son kontrolü ederek atıyorum, umarım seversiniz🫶🏻

Geçen bölümün başında içimden bir oy sınır koymuştum eğer geçerse yazacağım dedim ve geçtik. Ben kafamdan 40 oy ve 70 yorum demiştim ama oy 100, yorum da 140 olmuş. Açıkçası çok ama çooook sevindim çünkü sanırım yavaş yavaş büyüyoruz, bu kurgum hak ettiğini alıyor gibi ama hadi inş bakalım. Bir de yeniden söylüyorum fikir belirtirseniz çok mutlu olurum, şimdiden teşekkürler.

Kurguda bu bölüm iki tane efsane anlatıyorum, birini Vlad'dan diğerini de Natalia'dan dinliyoruz. İkisi de uydurma, ben uydurdum gerçek değil yani. Önceden haber vereyim dedim. Öpüyorum hepinizi çok, muah.

Kendinize dikkat edin, hastalanmayın, polenlerden de kaçın benim yorgun savaşçılarım🫡

Bölümün Şarkıları;

The Weeknd - Coming Down

Brent Faiyaz - Poison

İyi Okumalarrr.

Bir keresinde değer verdiğim biri bana şöyle demişti; 'Neden saklanıyorsun ki? Neden şikayet edip duruyorsun?.. Hayattan neden bu kadar bir şeyleri bekleme durumu içerisindesin? Hayat sana bir şeyleri vermekle borçlu değil, ondan bu kadar şeyler istemeyi kes. Tek bir hayatın var, istediğin gibi ol. Sadece yürü ve anın içinden kendi dünyanı yarat, bırak suçları hayata atmayı, yaşa ve yaşayamadıklarının suçu da sende saklı kalsın...' Ne kadar da doğru geliyordu şimdi bunu detaylıca düşününce, herkese en az bir seçenek sunardı hayat, en basitinden nefes almakla almamak gibi ancak sen seçimlerini kendin yıkım yapıyorken neden suçlu oluyordu ki hayat?.. Hayat sana borçlu değil, sen bir tane hayatında yaşayacaklarınla borçlusun aslında ona. Yakınıyorsun çünkü kolay olanı bu, harekete geçmek her zaman riski doğuruyor, kaybetme riskini... Ve bazılarımız, kaybedecek kadar güçlü değil bu hayatta.

Bu değer verdiğim kişi bir keresinde de şunu da demişti; 'Kaybettim... Çok şey kaybettim, şimdi bu yüzden asla kaybetmeyecek kadar güçlüyüm...'

Hayat, kaybettiklerinin ardında yaşayabildiğin kadar nefesti insana aslında.

Bu yüzden borçlu değil bana, bu yüzden yaşıyorum artık tek bir an varmışçasına ve bu yüzden delicesine davranıyorum yarınlar yokmuşçasına.

Tek bir hayatım vardı ve bu hayatımda da onunla Moskova'da dolanmak... Kulağa yapmak istemeyeceğim bir şeymiş gibi geliyordu ancak istiyordum, anın içindeydim ve istiyordum. Bu yüzden tek bir yaşam, tek bir zaman... Şimdi ise yanımda o direksiyon sallamakla meşguldü. "Umarım beni tur rehberi gibi gezdirmeyi düşünmüyorsundur?.." akıp giden sokaklara bakarken ona dönmeden alttan alta bir imada bulunmuştum.

"Oradan bakılınca tur rehberine mi benziyorum amına koyayım?"

Niye agresifti ki bu şimdi diye tam düşünecektim ki az önceki trafik aklıma geldi ve susup kaldım, yoksa çoktan çığırtarak karşısında konuşmaya başlamış olurdum. "Beyinsiz bir dövüşçüsün, tam da buradan bakınca ama..."

Önündeki arabaya da, benim cevabıma da tahammülü olmamış olacak ki, "Sikerler ama!" dedi önce ağız dolu, sonra kaşlarını çattı ve bakışlarını bana çevirdi usulca, "Seni değil, Kim," dediğine karşılık ağzım açık ve sinirle ona baktığımda da keyfi yerine gelmiş olacak ki hemen yüzü güldü, benimle bel altı konuşup verdiğim tepkilerle de kendince alay ederek eğlenmeye bayılıyordu it herif. "en azından şimdilik..." söylediği ile göz kırpınca bu defa altta kalmayarak ben de bağırınmaya başladım.

HOUSE OF BALLOONS || TaekookWhere stories live. Discover now