MSA2🔪ŞEYTAN BARDAĞI

8.9K 134 14
                                    

MSA2🎼Pixies - Where Is My Mind

Önüme sunulan bu dünyayı sevebilirdim. Yapmam gerekeni yapabilir ve saklı geçmişin acı tadını değiştirebilirdim. Her şeyin ardında ise özgürlüğümü kaybedebilirdim...

Burada olduğum bu kısa süre zarfında insan doğasının karmaşıklığıyla büyük bir kargaşaya tutuşmuştum. Her şeyden habersiz farklı bir dünyada doğmuş gibiydim. Ürkek ve çekingendim. Çoğu zaman ise yetersizdim.

Ellerimi birbirine kenetledim. Ayak ucumda parçalara ayrılmış kalp atışlarım eşliğinde ilerliyordum geleceğimden habersiz sahibimin yanına. Neler olacaktı, nasıl gelişecekti olaylar bilmiyordum. İçimden bir ses sorunsuz geçmesi için beni destekliyordu.

"Ah!" Düşüncelerim, yağmurdan farksız yağan kağıtlar gibi her yere dağılmıştı. Tıpkı cüsseli bir kuşun özgürlüğüyle sevişen zayıf bir kuşa çarpması gibi... Düşmek üzere olan bedenimi gözlerimi kapatarak teslimiyete emanet etmiştim. Uğultular duyma yetimi şenlendirirken kaybettiğim dengem bana çarpan adamın kolları arasında yeniden canlanmıştı. Anın etkisiyle bedenimi ona hapsetmiş göğsüne çarpan elim yumruk şeklini almıştı. Gömleğin kumaşı tenimde temiz bir his barındırırken tek gözümü açarak karşımdaki adamın yüzüne bakındım. "Düşmedim değil mi?" diye sorarken gerçekten düşmediğimi biliyordum sadece korkmuş olmalıydım. Başını olumsuz anlamda sallarken tutmuş olduğum nefesimi hızla geri verdim. Parmak boğumlarımı yavaşça açarken tutunduğum kumaşın kırışıklığı gözümden kaçmamıştı. "Beni korkuttun! Derdin neydi ki?" Elimi hızla atmaya devam eden kalbimin üzerine koydum. Bu kesinlikle alışık olmadığım bir durumdu. Üstelik karşımdaki bu insan benim için bir yabancıydı... Hâlâ konuşmamaya devam ederken ondan birkaç adım uzaklaştım. Bakışlarım her yerdeydi ta ki kahkahalarını duyana dek... "Komik olan nedir?" Kocaman ellerini kumaş pantolonunun ceplerine yerleştirdi. Saniyeler öncesinde hiç çekinmeden sırıtan belirgin yüz hatları şimdi davetsizliğine gölge düşürüyordu. "Patronuma yetiştirmem gereken bir dosya vardı," deyip mavinin en güzel tonuna sahip gözlerini yerdeki dağılan kağıtlara kaydırdı. Derin bir nefes alarak devam etti. "Sayende o da artık insanların ayakları altında ezilerek çöpe dönüştü." Buraya kadardı!

Az önce aramıza koymuş olduğum mesafeyi küçük adımlarımla geri kapattım. Tanrım! Bana çarpan kişi oyken nasıl olurda yüzü bile kızarmadan böyle bir imada bulunabilirdi? "Bir suçlu arıyorsak eğer bu kişi kesinlikle," deyip parmağımla onu gösterdim. "Sizsiniz bayım!"

Aramızda esen bu soğuk rüzgar az sonra kasırgaya sebebiyet vermezse bende Avis değildim. Anlamsızlaşan bakışları yavaşça ona uzattığım parmağıma kayarken saliselerin oynadığı zaman diliminde anlam kazanan aynı bakışlar vücudumu da süzmeyi ihmal etmemişti. Tıpkı o bakışların beni rahatsız etmediği gibi. Bazı şeyleri anlamakta güçlük çekiyor olabilirdim ama bir şeyi çok iyi biliyordum. İnsanlar değer kazandığında belli bir mertebeye yükselirdi. Bir daha karşıma bile çıkmayacak bu insan için bırakın o mertebede olmayı onun için tek bir saniyemi daha kaybetmeye göz yumamazdım artık. Karşımdaki varlığını görmezden gelerek olabildiğince hızla yanından uzaklaştım. Sandığım kadar önemli olmadığını düşündüğüm kağıtlar ayaklarımın altındaydı.

Asansörlerin bulunduğu tarafa doğru ilerledim. Yetişemeden kapanan asansörün çağırma düğmesine basarak beklemeye başladım. Yanımdaki insanlar ellerindeki elektronik eşyalarından başka bir şeyle ilgilenmediklerinden akıllarına gelmemiş olmalıydı. Huzursuzca boğuşan düşüncelerimle birlikte gelen asansöre binip çıkacağım kata bastım. O an şirketin giriş kapısına dönük olan yüzüm az önceki manzaraya değip anlamsızlaşırken asansörün kapısı kapandı.

MAVİ SAÇLI ALAKARGA / YENİDEN YAZILIYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin