MSA7🔪 KARMAŞIK LABİRENT

4.7K 81 0
                                    

MSA7🎼Bob Dylan - Mr Tambourine Man

Sadece birkaç dakika öncesinde kendimi Cas tarafından değerli hissederken şu an aynı insan tarafından bir hiç olduğumu öğrenmek nasıl bir bilinmezliğin çağrısıydı böyle? Gerçekten neler yaşanmıştı dakikalar önce?

"Avis?" Karşımda dağılmış olan adama baktım bir süre, bu olanları sindirebilmem için yeterli bir zamanı aşmam gerekiyordu. Cas'in, şirketine girmiş olduğum gerçeğini öğrenmiş olmasını bile henüz daha atlatamamışken birde haberim dahî olmayan kamera kayıtlarının ortadan kaybolduğunu öğrendim. Cas'in bir kardeşi olduğunu öğrenmenin yanında ise beni olmadığım biri gibi gösteren Aundre'nin küçük düşürücü davranışlarına maruz kaldım. Birde Mady vardı. İki kardeşi birbirine düşman eden bu kadın, kimdi böyle? Peki ya Cas'in ağzından dökülen o isim, Oiseau... Beni her daim koruyan Cristata ile aynı kişi olabilir miydi? Gerçekten de tüm bu olaylar yaşanırken Cristata beni korumaya devam mı etmişti? Kamera kayıtlarını da silen kişi o muydu? Oiseau tıpkı benim gibi insan bedenine dönüşebilen bir Mavi Alakarga mıydı? "Avis dedim!" Daldığım düşüncelerin kucağından Cas'in dokunuşuyla kendime geldim. Doğru ya tüm bu olanlar yetmiyormuş gibi birde Cas'in söyledikleri vardı. Ne demişti sahi... "Sen Mady'e aşıktın Aundre, bense Avis'e karşı hiçbir şey hissetmiyorum." Fazla onur kırıcı değil miydi bu cümle? Şayet şu şekilde tamamlansaydı o düşünceler daha bi kabul edilebilirdi belki de... "Bense Avis'e aşık değilim." İşte o zaman seve seve Cas'in yüzündeki bu yaraları temizler ve hayatımıza kaldığımız yerden devam edebilirdik! Ne de olsa bana aşık olmadığını her ikimizde gayet iyi biliyorduk...

"Yüzünü bi yıka istersen," deyip oturma grubunun yanına doğru ilerledim. "Kötü görünüyor." Saatler öncesinden çıkartmış olduğum ayakkabıları geri alırken Cas yanıma doğru geliyordu. "Öyle söylemek zorunda kaldığım bir cümle için," deyip duraksadı. Kendini koltuğa bırakırken devam etti. "Aramızın bozulmasına izin veremem." Dağılan kıyafetlerine göz attım. Bu hâli yeni bir Cas'i tanıyormuşum gibi hissettiriyordu. "Bak," deyip oturduğu yerden bana döndü. "Aundre'nin istediği tam olarak bu işte!" Sinirle solurken başını elleri arasına aldı. Öfkesini kontrol etmekte güçlük çektiğini rahatlıkla anlayabiliyordum. Neyse ki sakinliğini koruyan taraf ben oldum ve ayakkabılarımı giyinmeye devam ettim. Yanına oturup onu teselli etmek istemiyordum hatta şu an ondan ne kadar uzağa gidebilirsem benim için o kadar daha iyi olacaktı. Sadece, "Mady kim?" diye sordum. Gerçekten bu kadının kim olduğunu merak ediyordum. Duyduğu isim Cas'in hoşuna gitmezken ellerini başının arasından hızla çekip sinirle bana baktı. Yüzündeki darbeler giderek daha çok kızarmaya başlıyordu. "Avis, gerçekten mi?" Bu kadar çok şaşırmasının sebebini anlayamıyordum. "Merak ettiğin şey gerçekten bu mu yani?" Söylediklerini umursamamaya çalışarak, "Evet." dedim. Oysa Cas hiçbir şey söylemeyerek hızla oturduğu koltuktan kalkarak odasına doğru ilerledi. Kapı sertçe suratıma kapanırken cevabımı almış oldum.

Bu evden bir an önce uzaklaşmam gerekiyordu en azından insan olarak... Aksi hâlde gerçekten kendime hâkim olamaya bilirdim. Cas'inde benimde sinirlerimiz oldukça yıpranmış ve sersemlemişti. Ama ne olursa olsun bu onun ne kadar bencil bir herif olduğunu değiştirmiyordu!

"Tüm gerçekler elbet bir gün öğrenilecek Cas tek umudum ise bazı gerçekler için geç kalmış olmamamız."

Kapıya doğru ilerlerken düşündüğüm şey Cas'in hâlâ yanıma gelmeyişinin Aundre'ye söylediği o cümle kadar canımı acıtmamış olmasıydı. Bu yüzden daha fazla beklemeye gerek duymadım. Kapıyı hızla açarken aynı anda Cas'in de bana doğru gelişini izledim ama bu duraksamamı sağlamak yerine devam etmem için güç verdi bana. Çünkü beni durdurmak için çok fazla geç kalmıştı. "Ne yapıyorsun gerçekten Avis?" Cas çok hızlı bir şekilde yanıma ulaşmayı başarmış ve bu cümleyi sarf ederken kolumdan hızla tutarak beni evin içerisine sürüklemişti. Ardımızdan kapıyı aynı hızla kapatıp sırtımı kapıya yasladı. "Neyim ben?" diye öfkeyle bağırdım. "Oradan oraya çekiştirip durduğunuz cansız bir ruh mu? Benim ne düşündüğüm hiç mi umurunuzda değil Tanrı aşkına!" Hızla kolumu elleri arasından kurtarıp başımı dikleştirdim. "Umurunuzda değil mi derken?" diye sorduğunda, "Kardeşin ve sen," deyip devam ettim. "Bana böyle davranmaya bir son verin artık." diye son noktayı koyduğumda ise Cas'in kendini toparlamak ve sakinleşmek için odaya gittiğini çok sonra anlamıştım.

MAVİ SAÇLI ALAKARGA / YENİDEN YAZILIYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin