ruhuma eriştin

137 15 12
                                    

Hayatta en çok güvendiği insana karşı duyduğu kırgınlık içinde git gide büyüyordu. Öyle ki etrafındaki herkese kırgındı sanki, herkes onu hayal kırıklığına uğratmıştı. Bunu fark ettiğinde canı yandı fakat Süsen onun için insanlığın simgesi olmuştu.

Bazen, bazı anlarda, kalbini hızlandıran insana saatlerce bakıp sadece gülümsemek istiyordu. Konuşmamak, düşünmemek, nefes almamak, sadece gülümsemek istiyordu.

"Asiye," Yatmaya hazırlanan kardeşine seslendiğinde Asiye durdu ve ikizini izledi birkaç saniye. Yüzüne baktığında tam anlamıyla hayaller kurduğu insanın yaşattığı hayal kırıklığını görüyordu. "Affetmek isteyerek abime ihanet mi ediyorum?"

Asiye şaşırmıştı, Süsen'e sinirli ve kırgın olduğunu biliyordu fakat bunun sebebinin kendisinden bir şey saklamasına yormuştu. "Ömer abime neden ihanet ediyor olasın?" Ağır adımlarla kardeşinin yanına gelerek sandalyeye oturdu. "Yani..." Saçlarını karıştırdı, "Of bilmiyorum." Başını ellerinin arasına alarak umutsuzca masayı izlemeye devam etti. "Tamam arabayı vermesi hataydı ama bunu yaparken amacı abime zarar vermek değildi. Ona çarpan da Süsen değil sonuçta. Neden ihanet olsun?"

"Ben de öyle düşünüyordum ama Süsen bugün affedersem onunla olduğum her anda abime ihanet ediyor gibi hissedeceğimi söyledi. Söylediği andan beri düşünüyorum ama ilk andan beri hiç öyle hissetmedim. Ben bana söylememesine kızdım."

"Bence kendin cevabı bulmuşsun zaten. Hem o da çok pişman ve üzgün görünüyor, niye yapıyorsunuz bunu kendinize anlamıyorum ki."

İnsan bazen ne kırgın, ne beklenti içinde, ne de öfkelidir, sadece yorgundur. Bir yolu arşınlamaktan, bir eşikte beklemekten, sahiden sorduğu nasılsın sorusunun öylece geçiştirilmesinden, dönüp gidememekten. Karşılık bulmayan bazı şeyler kalbe yorgunluk olurdu.

"Nerede Asiye? Sizin gördüğünüz şeyi neden ben göremiyorum? Nerede ya çabası, niye bir tek benden esirgiyor?" Ömer sinirini sessiz tutmaya çalıştığı sesine yansıtırken titreyen telefonunu cebinden çıkarttı. Arayan kişinin Süsen olduğunu gördüğünde Asiye'nin kıkırdamalarını yoksayarak telefonu açtı. "Kapıya çıkabilir misin?"

"Nasıl?" Şaşkınlığını gizleyemezken ayağa kalktı. "Kapıda mısın?" Telefonu kapatmadan ayakkabılarını giyinip dışarı çıktığında kapının birkaç adım ötesinde kendisini bekleyen kızla karşılaşmıştı. Ömer dudaklarını aralamış neden geldiğini soracakken Süsen konuşmasına izin vermeyip susturdu.

"Hani bugün dedin ya sana gelemememin sebebi sensin ama sen bana gel diye," Aralarındaki birkaç adımlık boşluğu kapatıp önünde durdu. "Ben sana gelirim, hep gelirim, hiç zorlanmam. Ama geldiğimde sen beni kabul edebilecek misin?"

Burnunun ucundaki kızın yakınlığı düşünmesini engelliyordu. Onu öpmeyi, ona sarılmayı o kadar özlemişti ki başka hiçbir şey düşünemiyordu. Sorduğu sorunun bile farkında değildi, bütün odağı sadece kızın yüzündeydi. Süsen ise Ömer'in bu afallamış sessizliğini yanlış anlamış geri çekilmeye hazırlanırken Ömer fısıltıyla konuştu. "Yapmalıyım."

"Zorunda olduğun için yapmanı istemiyorum." Ömer kafasını toplayamıyordu, ona bu kadar yakınken dokunamamak canını sıkıyordu. "Süsen, uzaklaş biraz." Sarılmamak, öpmemek, tenine dokunmamak için verdiği her savaşta galip gelmeyi öğrenmişti Ömer çünkü ne kadar yakınındaysa bir o kadar da uzağındaydı Süsen.

"Cevap ver Ömer çünkü ısrar etmeye yüzüm yok, affet demeye bile yok." Ömer birkaç adım uzaklaştıktan sonra düşüncelerini toparlamak için kısa bir süre tanıdı kendine.

"Benden özür dilemek için yüzünün olmasına gerek yok, ben senin sevgilindim, en yakının bendim. Yani ben olmalıydım. Zorunda olduğumu mu sanıyorsun sen benim? İstersem seni hayatımdan çıkaracağımı, bir adım yakınıma bile yaklaştırmayacağımı biliyorsun ama istemiyorum, isteyemiyorum. Bu beni yüzsüz mü yapar? Belki evet ama umrumda değil çünkü uzak kalamıyorum. Üzülmediğimi mi sanıyorsun? Bittim lan ben kaç gündür haberin var mı senin? Ne hissettiğimden haberin var mı? Sevgilimin benden böyle bir şey sakladığını kaldırabiliyor muyum sanıyorsun? Ne yaşadığımdan haberim yok günlerdir. Çevremdeki insanları kandırmaya çalıştım ben, bakışmaktan öteye geçemedik dedim. Herkesi kandırdım da kendim gerçeklerle tek başıma kaldım ve yanımda olması gereken tek kişi sendin Süsen, sen de yoktun. Yüzün yokmuş, benim var mı sence? Hatalı kişinin sen olduğunu bilmeme rağmen yüzünü görebilmek için, nasıl olduğunu öğrenebilmek için yine ben çabaladım. Bana gel diye yine ben söyledim."

biliyorsun | süsömWhere stories live. Discover now