küçük dünyanın miladı

188 15 4
                                    

Yatağının üzerine attığı telefonu eline alırken arayan kişiyi gördüğünde yüzündeki gülümsemeye engel olamıyordu. Gelen aramayı yanıtladığında daha kulağına götürmeden telefonun diğer ucundan Ömer konuşmaya başlamıştı. "Koş aşağıya kapıda bekliyorum, çok zamanım yok."

"O ne demek?" Süsen kıkırdayarak konuşurken çoktan koşmaya başlamış merdivenleri bitirmişti. Telefonu kapatmadan kapıyı açıp sevgilisinin boynuna sarılmak için hafifçe zıpladı. Ömer kızın kıvrımlı beline kollarını sıkıca sararken siyah saçlarının örttüğü boynuna küçük bir öpücük bıraktı. "Oh! Tamam şimdi gidebilirim."

"Hemen mi? Ömer ama daha yeni geldin." Ellerini boynundan çekmeden hafifçe uzaklaştı ve beline sarılı kollarla birlikte asık suratıyla sevgilisine baktı. "Güzelim 10 dakika sonra otobüs gelecek anca yetişirim 1 saat izin alabildim."

"Sevgilim ne otobüsü, bırak gitsin o. Senin usta şoför bir sevgilin var hatırlatırım." Burnunun ucundaki kızın tatlılığı dişlerini kamaştırırken dilini ağzının içinde gezdirip gülümsedi. "Usta şoför sevgilimi ben," Parmakları arasına aldığı iki yanağının küçük bir yerini dişleri arasına aldığında kızın kaçmaya çalışırken bile kıkırdamaları kulağına doldukça içini huzur doldurdu. "Ya aşkım iz kalacak ya."

"Isırırım." diyerek cümlesini tamamlarken yanağını tutarak dudaklarını büzmüş sevgilisine gülüp yanağındaki elinin üzerinde birkaç buse bıraktı. "Acıdı ya."

"Oy kıyamam ben sana." Süsen'in elini çekip ısırdığı yerin üzerine tekrar küçük öpücükler bıraktı. "Geçti mi?" Süsen son kez kaşlarını çatıp Ömer'e baktıktan sonra kendini daha fazla tutamamış ve gülümseyip "Geçti." demişti. Ömer kızı tekrar kendisine çektiğinde Süsen de yerini bulup başını göğsüne koymuştu.

"Tamam hadi gitmem gerekiyor gerçekten."

"Bırakayım işte ya lütfen."

"Hayır evinde oturup dinleniyorsun yarın da okula geliyorsun. Bak unutuyordum, dur." Süsen'i kollarından uzaklaştırıp kenara koyduğu çantasından not aldığı kitapları çıkarttı. "Haftaya sınavlar başlıyor, şu matematik notlarına çalış yeter, beraber de çalışırız zaten ama bak sen yine de önden. Diğerlerini yapıyorsun zaten. Niye öyle gülümsüyorsun bana?"

"Çok tatlısın çünkü." Yine de, düşünülmek güzeldi. Bütün yolu sadece bu notları vermek ve kısacık bir sarılma için gelmiş olması bile onun hiç ulaşamayacağını düşündüğü bir yerdeydi.

Ömer elini kızın yanağına koyup alnına dudaklarını bastırdıktan sonra dudağının kenarına da küçük bir öpücük bıraktı. "Gidiyorum." Süsen hızlanan kalbiyle usulca başını sallarken Ömer de elindeki çantasını kolundan geçirerek geriye doğru adımladı. İkisinin de yüzünden silinmeyen gülümsemesiyle Ömer tekrardan "Gidiyorum." dediğinde Süsen de "Git." dedi.

"Tamam bir tane daha öpeyim, gidiyorum." Yanına hızlıca gelip Süsen'e cevap hakkı tanımadan yanağına sesli bir öpücük bırakıp arkasında kendisine gülen sevgilisini olduğu yerde bırakıp gelmesine az kalmış otobüsüne koşmaya başladı.

Süsen elinde tuttuğu telefonunu şifresini girerek açtı ve daha birkaç saniye önce yanından ayrılmış adamın numarası üzerine tıkladı. Birkaç çalıştan sonra Ömer telefonu açtığında Süsen fırsat vermeden sorusunu sordu. "İşten kaçta çıkacaksın? Buraya yakın zaten dönüşte uğrar mısın iki dakikalığına, çok güzel tatlı yapmıştım onun tadına baktıracaktım kaçtın hemen."

"12'de çıkarım ama uyumuş olursun sen ben gelene kadar. Yarına kadar sabredebilirim okula getir orda bakarım tadına."

"Ayy Ömer, bir şey diyeceğim." Süsen telefonun ucunda kendi kendine kıkırdarken Ömer de sevgilisinin keyifli sesine gülümsüyordu. "Evliymişiz gibi hissettim, sen öyle ben gelene kadar falan diyince." Ömer otobüste boş bulduğu koltuklardan birine otururken 32 diş gülümsemesini saklayamıyordu. "Şimdi senin yüzünden ben de öyle hissettim."

biliyorsun | süsömHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin