44

288 27 0
                                    

-SON DÖRT BÖLÜM-

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

-SON DÖRT BÖLÜM-

Üç Ay sonra...

"Esila, olmuş değil mi?" Ece'nin bana bininci kez sorduğu soruya tekrar ve tekrar "evet" dedim "heycanlandım ya" eliyle yüzüne yelpaze yaparken o kadar tatlı duruyordu ki "yeter Ece sen gördüğüm en güzel gelinsin okey" artık bıkmış olan Mavi konuşunca ikimizde güldük.

Bugün hem abimin evlenmesi hemde Ekim'i görme heycanı vardı içimde, üç aydır sadece telefonla haberleşiyorduk.
Benim işlerim çok yoğundu oda bu aralar çok sık göreve gidiyordu. Düğün sonunda Ekin'le beraber Mardine gidecektim Mavi ve Eren de benimle gelecekti.

"kızlar" kapının diğer tarafından duyduğum Okan'ın sesiyle kapıya koştum hafif aralayıp kafamı uzattım "vay Okan bey çok şık olmuşsunuz" "kapıyı açarsan bende senin şıklığını görürüm" dedi pişkin pişkin sırıtarak "yok canım sen önce benim harçlığımı ver" elimi uzatıp avucumu kapatıp açtım.
"Esila koca kız oldun hadi" kafamı tekrardan içeriye uzattım "Ece abim bana para vermiyor seninle evlenmek o kadar önemli değilmiş bu adetler falan saçmaymış" "yalan basma makinası mısın Esila!" kafasını içeriye uzatamaya çalıştı ama izin vermedim "Ece güzelim yok öyle bir şey bu yine bir yerlerinden uyduruyor" "Okan neden kıza bir an önce parasını verip yanıma gelmiyorsun!" Mavi de koştura koştura yanıma geldi "Okan'cığım" oda elini uzattı "ver parayı al kızı" Okan'ın arkasında ki Eren ve Alper gülerken Okan homurdanıp cebinden bir demet dolar çıkartı. "oha" Mavi elini atmıştı ki Okan parayı geri çekti "o kadar da zengin değilim!" parayı iki ayrı demet yapıp birini benim elime biri de Mavinin eline koydu "siz" işaret parmağını salladı "sizin kocalarınızı ben soyacağım kızlara bırakmayacağım" tam kapıdan çekilerken "yok lan siz! Siz evlenemezsiniz evlenmeeyin siz" "oldu paşam!" Mavi ile aynı anda kurduğumuz cümle birbirimize dönmemizi sağladı "ah!" bizi arkadan iki kenara iten Ece kapıyı tam açıp Okan'ın karşısına çıktı.

"Ece" Okan'ın hayranlık dolu gözleri yüzüme bir tebessüm yaydı "sen çok güzel olmuşsun" "ben hep güzeldim Okan! bunu daha yeni mi fark ediyrosun!" "Ece'nin tribi başladığına göre artık çiftimizi yanlız bırakalım" Eren'i başımla onayladım ve hep birlikte aşağı indik.

"Ekin nerde kaldı" Eren'e yaptığım sitemle oda üzgün suratını bana döndürdü "inan bana senden çok ben gelmelerini istiyorum Nevra'yı uzun zamandır görmüyorum" kopan alkış sesleri dikatimi merdivenlere verdi.

Okan ve Ece kol kola merdivenlerden indiğinde birbirlerine ne kadar çok yaıştıklarını bir kez daha fark ettim.

Belime dolanan kollarla korkuya sıçradım "benden korkuyor olamazsın" hışımla arkamı döndüğümde üzerinde ki krem takım elbisesiyle duran Ekin'i gördüm "Ekin" kollarımı boynuna sıkıca doladım. Kolları anında belime yerleşti saçlarımın kokusunu uzunca kendisine çektiğinde gülümsedim "abi bıraksan kızı Bende bir yengeme sarılsam" Yekta'nın sesi Ekin'in benden hızla ayrılıp onun kafasına bir tane geçirmesini sağaldı "yok lan yok yemin ederim bu dünya biz bir arada durmayalım diye elinden geli yapıyor! herkesin bize garezi var lan herkesin!" hepimiz Ekin'in söylediklerine gülerken Yekta bana sarılmıştı "durun siz durun ben bir evleneyim ozaman da bizim aramıza gire biliyormusunuz bakacağım!" evlenmek mi? kalbim anında etki gösterken Okan ve Ece için dans şarkısı çalmaya başlamıştı.

Eren Nevra'nın eli tuttuğu gibi omuzuna yerleştirmiş ve dans pozisyonu alıp dans etmeye başlamıştı. Yekta da Mavişimi tuttup götürdüğünde Alperen'in de Açel'i dansa kaldırdığını gördüm. Hadi değerleri tamam da Alperen ve Açel ne zaman böyle oldular! "Elis" Ekin'in sesi ona odaklanmamı sağladı "benimle dans edersin herhalde" "bunu soruyor musun! beni sormadan kaldırman lazımdı!" sinirle elini tuttup biraz ortalara getirdim kollarımı sertçe boynuma doladığımda gülüyordu "gülme Ekin sana trip atmayı özlemişim bırakta keyfini çıkarayım" "çıkart bakalım"

Misafirler dağılmış sadece üç beş kişi kalmıştı "ay çok sıcak!" mart ayının sonlarındaydık ama içerisi felaket derecede sıcaktı! Mavi ve Yekta da ortalıkta görünmüyordu.

Oturduğum yerden ayaklandığım sırada elinde ki içeceklerle bana doğru gelen Ekin "nereye?" diye sordu "burası çok sıcak Mavi ve Yekta da ortalıkta görünmüyor onlara da bir bakacağım"
Elindekileri masaya bırakıp yanımda durdu "birlikte gidelim ozaman" başımı sallayıp bahçe kapısına ilerledim Ekin de hemen yanımdaydı.

Ekin'in koluna girmiş bahçede gezinirken havuz kenarında öpüşen Yekta ve Maviye iki saniye kadar bakıp tekrardan yerdeki çimlere odakladım.

öpüşen Yekta ve Mavi mi?

Kafama dank eden şeyle hışımla onlara döndüm Ekinde benim baktığım yere baktığımda kıkırdadı "ulan it bulmuş güzel kızı" gözlerim kocaman olmuş bir şekilde onlara bakarken hala öpüşüyorlardı! onlara doğru hem mutlu hemde bana böyle bir şeyden bahsetmedikleri için sinirli adımlarla ilerleyip tam karşılarına geçtim.

İkiside hışımla birbirlerinden ayrılıp bana döndü "b- biz şey" kekeleyen Mavi daha çok sinirlenmeme yol açarken sakin tutmaya çalıştığım sesimle konuştum "ne zamandan beri?" "yeni gerçekten yeni" hemen savunmaya geçen Yekta beni güldürmüştü tabi bunu belli etmedim! o nasıl oluyor diye sormayın Bende bilmiyorum.

"demek benden habersiz sevgili oldunuz" cevap vermediler "bu ateşli öpüşmenin cezası ne biliyormusunuz?" Ekin de dahil olmak üzere bana bu mal ne saçmalıyor bakışları atam üçlüye sırıttım.

"malesef suyun sıcaklığının nasıl olduğunu bilmeleri lazım" "ne su- AAAHH!" Mavi daha cümlesini bitirmemişti ki o ve Yektay'ı arkalarında ki havuza ittirdim "öpüşmemizin ceza-AAAA!" ben ve Ekin aynı anda suya itildiğimizde Mavi gibi benim cümlem de yarım kalmıştı. Bize sırıtarak bakan Alperen, Açel, Eren ve Nevra onları bekleyen tehlikeden habersizdi tabi ki
"benim kardeşimi suya itmek ha!" Okan Eren ve Nevra'yı Ece ise Açel ve Alperen'i suya itmişti. Hepimiz onların bu hâline kahkaha atarken Ece'nin ayağı gelinliğine takıldı düşmemek için Okan'a tutunsa da bu ikisinin de suya düşmesinden başka hiç bir işe yaramamıştı. Kahkahalarımız koca villada yankılanırken bizi eski günlere de götürmüştü tek fark hepimizin de yanında sevdiği bir başka kişi daha vardı.

"saat zaten olmuş gecenin üçü şimdi siz bu yorgunlukla birde sabaha kadar uyumayacak mısınız?" Okan Eren'in kafasına sertçe geçirildi "edepsiz edepsiz konuşma lan!" Eren sırıtırken koltuğa biraz daha yayıldı "yalansa yalan de kardeşim" kızarıp moraran Ece'yi işaret etti "Ece'ciğim Okan la ilk defa yatmıyorsun kızarmana gerek yok" "lan!" Okan Eren'e doğru bir hamle daha yapacaktı ki durdu Eren'in istediği biraz da geç odalarına geçmeriydi bunu anlayınca Okan da Eren gibi sırıttı "aynen kardeşim ilk değil ama bugün daha özel olacak" son sözünü söyleyip Ece'yi nazikçe belinden iteleyerek merdivenleri çıktı yatın zıbarın sizde!" bize bağırmayı da ihmal etmedi tabi.

Saat geç olduğu için eve gitmek yerine burada kalmaya karar vermiştik zaten hepimiz gidemeyecek kadar yorgunduk.
Koltuktan kalkmak için hamle yaptığım sırada dizlerimde ki ağırlık kendini belli etti, Ah doğru Ekin dizlerimde uyuya kalmıştı! başını nazikçe tutup kaldırdım altına koltuğun yastıklarından birini koyup pike örttüm. Salona göz gezdirdigimde herkes gitmişti bende gitmek için adım atmıştım ki bileğimi tutan elle duraksadım "benimle uyurmusun" gözleri hafif aralıklı bana bakarken çok tatlı görünüyordu. Yanına yaklaştığında koltukta biraz geriye kaydı bana açtığı yere uzandığımda elini sıkıca belime doladı üzerimizi değiştirmiştik onun için rahattım, yoksa ıslak ıslak..
"en huzurlu uyuduğum uyku senin yanında uyuduğum zamandı" kısık ve boğuk sesi bir kaç saniye sonra tekrardan uykuya dalacağının habercisiydi "öyle mi?" "hmm" burnunu boyun girintime gömdü "seni çok seviyorum Esila"

Bölüm Sonu
_____________________

Evet Finale son dört bölüm!

Bölüm nasıldı?

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

Komtanım (Texting) Where stories live. Discover now