''KaderYörüngesi💫''

2.4K 468 215
                                    

*kurguların aktif yazılmasını ve bölümlerin hızlı gelmesini istiyorsak lütfen oy verip yorum yapmayı unutmayalım.

🖋️Ne kadar seviyorsun dersen; o kadar işte. Tavanı kadar sokağın ve dibi kadar cehennemin... Nâzım Hikmet

Kandıramadım kendimi benim canım
Sensiz olamam ki, gurbet bak her yanım
Mektubumu yaktım da verdim, almadın
Gel de şunun adını bi'koyalım...🎙️

Bir elinde pıspıslı deterjan şişesini tutarken diğer elindeki toz bezini kulaklığında çalan müziğin ritmine göre sallıyordu genç kadın. Müge Anlı izlerken yapılan uzun bir kahvaltının ardından kuş yuvası gibi toplanan saçların, cak cak çiğnenen sakızı arada balon şişirip patlatmanın ve doksanlar Türkçe pop eşliğinde paçoz bir tiple yapılan temizliğin tedavi edemeyeceği bir aşk acısı var mıydı bu dünyada? Elindeki mavi sıvıyı portmantonun aynasına pıslatırken dudaklarını öne doğru büzerek omuzunu cilveli cilveli sallamıştı. Şuan dünyadan da , düşüncelerinden de kilometrelerce uzaklıktaydı. O sebepten ulaştığı keyif zirvesinde geçireceği saatler ona yol, su , elektrik ve enerji olarak geri dönecekti. İşi bittiğinde bir tencere de salçalı makarna patlatırsa üf! Değmesinlerdi keyfine! Şarkı nakarat kısmına geldiğinde deterjanın akıp gitmesini umursamadan dönüp aynaya bakarak son bir ayda aldığı kilolarla ömründe ilk kez böyle bir dolgunluğa ulaşan kalçalarını işveyle sallamıştı.

-Haydi gamzelim ! Gece yanar tenim! Haydi gamzelim! Bu gece raks edelim!'

Çok değil, birkaç gün geçmişti davanın üzerinden. Yaptıkları yürüyüş ve eylem büyük ses getirmiş, sosyal medya günlerce sallanırken haber kanalları bangır bangır Didem'in başına gelenleri anlatmıştı. Ülkede , hatta dünyada genç kızın yaşadıklarını duymayan kalmamıştı. Bu mutlulukla hepsinin keyfi yerine gelmişti. Oğuz Kağan kalan dosya işlerini halletmek için biraz daha İstanbul'da kalırken Güz'de kocasını yanlız bırakmak istememişti. Bunun üzerine Midyat diye tutturan Ekin ve Bulut halasıyla eniştesine emanet edilerek dedesi Haydar Ağa'yı görmeye yollanmıştı. Elbette çocukların asıl istedikleri Ali Baran ve Şilan'ın ikizleri ile vakit geçirmekti. Hal böyle olunca başsavcıya da karısı ile İstanbul'da mini bir tatil yapmak kalmıştı. Dosya işleri bittiğinde de çocukları alma bahanesiyle onlarda Midyat'a gitmiş olacaklardı.

-Karşıma bir daha çıkma sakın ! Bence bu asrın ha-'

Dinlediği şarkı bitip diğerine geçmiş, Nergis temposunu hiç düşürmeden oynarken salladığı toz bezinin çarpmasıyla askıdaki çantası paldır küldür yere düşmüş, üşenip kapatmadığı fermuarı yüzünden de içinde ne varsa az evvel süpürdüğü taş zemine yayılıvermişti. Pöf! Hayatta en nefret ettiği şeyler listesinin başında kendini müziğe ve dansa kaptırdığında yaptığı sakarlıklar geliyordu ne yazık ki! Modu ve yüzü bir anda düşerken oflaya puflaya eğilmişti yere. Cüzdan, kartlık, gloss, yedek anahtar, gofret, mini parfüm sıralamasıyla dökülenleri hışımla çantanın içine toplamaya koyulmuştu. Bir daha asla çantasının fermuarını açık bırakmayacaktı. Hatta çantasını asmayacaktı. Dimi canım? Ne işi vardı ki zaten kol çantasının portmanto tepesinde? Koysaydı ya canım komedinin üzerine!

Söylene söylene dökülen tüm eşyalarını toplamış, derken eli çantadan düşen son şeye uzanmıştı. O şeye... Eline aldığı uzun dikdörtgen karton kutuyla sert bir yutkunuş geçmişti boğazından. Bunu mahkemeden dönerken ani bir kararla eczaneye girip almıştı. Bedeninde olan değişimleri Ezel'in anası kör Meliha bile farkedecekken onun kayıtsız kalması umursamazlığından değil, korkularındandı. Üstelik kocaman kocaman kararlar vermiş, boşanma davasına şurada toplamda kırk sekiz saatten az kalmışken olası bir çift çizgi durumunda ne yapacağını asla bilmiyordu. Lakin bu testi yapmak zorundaydı artık.

NERGʼİS KOKUSU 👠 (Töre&Adalet Serisi)>TAMAMLANDI<Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt