''OdalardaIşıksız''🌫️

2.4K 473 198
                                    

*kurguların aktif yazılmasını ve bölümlerin hızlı gelmesini istiyorsak lütfen oy verip yorum yapmayı unutmayalım.

🖋️Hayat bizi dört işlemle sınar. Gerçeklerle çarpar, ayrılıklarla böler, insanlıktan çıkarır ve sonunda topla kendini der... Tolstoy

Koşarak kaçtığım hep
kendimmişim meğer
İncinmez sandığım her yanımda
kocaman keder...🎙️

Akşama dönmüştü gün. Akreple yelkovan yaşanan kabusun bir an evvel bitmesini istermiş gibi kovalayıp durmuştu birbirini. Nergis ve Eşref Haşim'in hastaneye getirildiği haberi gerekli yerlere telefonlarla bildirilmiş, Eşref'in yolda terk edilmiş halde kalan aracını Ali Baran ve Boran Ağa bulmuştu. Yerdeki kanları ve cesetleri gördüklerinde neye uğradıklarını şaşırmışlardı. Ardından Ali Baran dayanamayıp kardeşini aramış, Oğuz Kağan ise henüz ona ulaşan bilgilerini ağabeyine aktarmıştı. Eşref Haşim bir şekilde Nergis'i bulsa da peşlerindeki teröristlerden kurtulamayıp Antep il sınırına yakın bir mesafede saldırıya uğramışlardı. Ve şimdi ikisi de hastanedeydi. Ancak son durumlarının ne olduğu bilinmiyordu.

Mardin'e vardıklarından beri adliyedeki Kutay'ın yanında olan Oğuz Kağan ve Güz gelen haberler bir an durmadan çıkmışlardı yola. Genç kadın yol boyunca kardeşini koruyamadığı , geçmişlerinde kalmış o karabasanlardan muhafaza edemediğini sayıklayarak ağlamış durmuştu. Çocukları Ekin ve Bulut Alacan konağında, dedeleri Haydar Ağa'nın yanında olduğu için gözleri arkada kalmamıştı. Hem Şilan, Berçem, Hüseyin ve diğerleri de vardı. Olabilecekleri en hızlı şekilde varmışlardı Antep'e. Aracı ilk gördükleri yere bırakıp derhal içeri koşmuşlardı.

Acil kapılarından girdiklerinde onları Eşref ve Nergis'i bulan genç çift karşılamıştı. Her ne kadar hastaneye getirmek dışında yapacakları bir şeyleri olmasa da aileleri gelene dek yalnız bırakıp gidememişlerdi. Oysa ki buraya gezip eğlenmek, keyif dolmak için gelmişlerdi. Ama kader ve kısmet böyle birşeydi işte. Güz soluk soluğa kardeşini soracağı birine bakınırken başsavcının bal rengi gözleri bekleme koltuklarındaki kısa saçlı , heybetli genci hemencecik bulmuştu. Karısının elinden sağa sola savrulmasını engellemek ister gibi sıkıca tutarken dönmüştü komutana doğru. Boştaki elini alışkın bir tavırla tokalaşmak için uzatmıştı.

-Üsteğmen Pars Feza?'demişti emin olmak ister gibi kaşlarını hafifçe çatarak. Pars Feza duyduğu ile başını sallayarak ayağa kalkarken tereddütsüzce kavramıştı uzatılan eli. Bal hareler kısaca kapanıp açılmıştı. 'İzmir Adliyesi'nden başsavcı Oğuz Kağan Alacan. Durum nedir komutan? Neredeler ?'

Duyduğu soruyla yüzü endişe dolarken ağlamaktan yüzü gözü şişen ve ağzından çıkacak sözleri nefesini tutarak bekleyen Güz'e değmişti üsteğmenin. Genç kadının vaziyetine bakılırsa genç çiftin bir yakını olmalıydı. Ah ulan! Bu haldeyken nasıl söyleyecekti durumları iyi değil diye? İçine kederli bir soluk çekerken kısaca yutkunmakla yetinmişti. Bu ilk mecburiyeti değildi ne yazık ki. Başını üst katı işaret eder gibi hafifçe sallamıştı.

-Eşref Haşim Basralı göğsünden üç kurşun yemiş maalesef. Şuan yoğun bakıma alındı, durumu ciddiyetini koruyor. Avukat Nergis Hanım ise...' Dediğiyle istemsizce duraksamak zorunda kalmıştı. Çünkü Eşref Haşim'in göğsünden üç kurşunla vurulduğunu duyduğu anda Güz hii diye bir nidayla ellerini dudaklarına yaslamış, is rengi gözlerinden birer gözyaşı yanaklarına salınmıştı. Üsteğmen içine kesik bir soluk çekmiş, yüzü acır bir tavırla kasılmıştı. 'Başsavcım kendisi darp edilmiş. Ayaklarında ciddi yanıklar mevcut. Dağdakilerin usulünden , bilirsiniz. Ama asıl sorun...' Pars Feza'nın sözlerini bölen koridordan çıkıp birkaç saat evvel genç kadını içeri alırken konuştukları siyah , uzun saçlı kadın doktor olmuştu.

NERGʼİS KOKUSU 👠 (Töre&Adalet Serisi)>TAMAMLANDI<Where stories live. Discover now