20 . BÖLÜM

48 2 24
                                    

Can Eryiğit 'ten Devam

"Hoş geldin esker bizde seni bekliyorduk "diye konuştu göz kısmında yara vardı ,uzun saçları ve sakalı ile korkunç görünüyordu.

"Belanı bulmak için zahmet etmişsin korkut diğer köpeklerin nerde "dedim.

Bize bakarak o iğrenç kahkasını attı .

"Ben değilde siz bulacaksınız o belayı"dedi korkut.

Korkut'a dönüp "sen çoktan buldun "diyip ayağımla eline tekme atıp silahı alıp kafasına vurdum.

Demir kafasını hafif yan yatırıp "güzel hareket Can "dedi Demir.

Cebimde olan kelepçeyi çıkarıp korkutu kolundan yatağa bağladım.

"Telefonun nerede Demir "diye etrafa bakıp konuşmaya başladım.

Başını tutup konuşmaya başladı "sus lan başım çatlıyor "diye bağırdı.

"Telefonun nerede ?"diye soruyu yeniledim.

Demir eli ile şarjı işaret edip konuştu "senin telefon nerede Can bey"dedi alayla Demir.

Gözlerimi hafif doldurup "komutan çok tutuyor ondan "dedim mızmızlanarak.

Demir'in kahkahası odayı doldurunca kötü kötü ona bakıp "Erdem yarbay duymasın"dedi Demir kahkahaların arasında.

Demir 'den umudu kesip cebimde olan telefonu alıp yarbayı aradım, telefon çalarken Demir 'e baktım.

"Saat gece üç ,komutan beni öldürecek hakkını helal et Demir "dedim.

Telefondan gelen hışırtı ile "konuşacak mısın Teğmen Can dedi yarbay uykulu bir sesle " sesi fazlasıyla gür çıkıyordu uykudan yeni kalkmasına rağmen.

Genzimi temizleyip "komutanım yılanın sol kolu korkut'u Demir'in odasında yakaladım haber vermek istedim"dedim.

Telefondan yürüme sesleri gelince "nasılsınız ?"dedi komutanım.

Demire bakarak konuştum "iyiyiz komutanım sadece hafif boynum ağrıyor başka bir şey yok"dedim.

Biraz durup ardından ses geldi "yılan orada olabilir dikkatli olun o şerefsizinde alınması için Duman ve Ekin'e olayla ilgili bilgi vermek için arayacağım kapınızda sizi koruyacak bir kaç asker de göndereceğim tamam mı evlat? "Dedi komutanım.

"Tamam komutanım "diye cevap verdim , telefonu kapatacakken Erdem yarbay konuşmaya başladı.

"Duman ve Ekin 'e haber veririm "diyip kapattı.

Koltuğa geçip boynumu tutarak oturdum.

"Dikkat et can "diye yükseldi Demir.

"Sakin "diye yerleştim koltuğa.

Demir bana bakarak göz kırpıp "hayırdır "dedi .

"Ne hayırdırı, yok bir şey "dedim.

Kahkaha attıp "önceden daha iyi bir şeyler saklardın"dedi Demir .

Koltukta uzanıp boynumu yastığa yasladım.

"Annemin salı günü doğum günü o adamın 'da davası var korkuyorum"dedim tek solukta.

Telefona baktığımda saat sabah 5'e geliyordu.

Herkesi mutlu eden yeni gün bana kabustu .

Annem hayattayken ;doğum gününde erkenden kalkıp masa hazırladım sonra ,sımsıkı sarıldım kokusunu duymak için bilmeden olmuş son sarılmam olduğunu bilmeden benim annem doğdu gün melek oldu.

Kararan HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin