SEVERSİN -BXB

[-42-]

Üstüme geçirdiğim tişörtle balkona çıktım ve sigaramı yaktım. Kalçamı balkon demirine yaslayıp sessiz sokağa bakarak sigaradan bir nefes çektim. Güneş doğalı yarım saat bile olmadığı için sokak çok sessizdi.

Gözlerimi ovalarken içeriden gelen takırtılarla duraksadım. Gözlerimi kapıya çevirdiğimde Ozan'ı gördüm. Ozan telaşla etrafına bakarken gözleri benim üzerimde durdu. Yaslandığım yerden ayrılıp ona doğru bir adım atacaktım ki hızlı adımlarla yanıma geldi ve ben ne olduğunu anlayamadan tişörtümü tutup kaldırdı. Gözleri telaşla gövdemde gezdi, eşofmanımı tutup aşağı kaydırdı hafifçe ve bir şey ararcasına dikkatle baktı.

Islak gözlerini ve ıslak, kızarmış yanaklarını fark ettim. Ağlamıştı. Hâlâ gözlerinden yaşlar akıyordu.

"İyi misin lan ne oldu?" Dedim yüzünü ellerim arasına alıp bana bakmasını sağlayarak.

Ozan bana bakmamaya inat etmiş gibiydi, elini gövdemde gezdirdi. Gerçekten bir şey arıyordu.

"Ozan yüzüme baksana, ne oldu diyorum."

Aradığı şeyi bulamayınca gözlerini yumup nefeslendi. Sessizce kollarını bana doladı ve sıkıca sarıldı. "İyisin..." diye mırıldandı.

Ne olduğunu anlayınca çatık kaşlarım düzeldi. "Kâbus mu gördün?"

Sessiz kalması sorunun cevabını veriyordu. "Yoksa benim vurulduğumu falan mı gördün?" Diye bir tahminde bulunduğumda nefes sesleri bile kesildi sanki. Doğru tahmin etmiştim. Bu yüzden gövdemde kendisinin vurulduğu noktaya bakmıştı.

"Sedat..." diye mırıldandı. "Seni vuruyordu. Bana yaptığı gibi."

"İyiyim ben, sakin ol." Diyerek bana sarılan adamın sırtını ve saçlarını okşadım.

"O kadar gerçekti ki uyandığımda rüya olduğunu anlamadım, sen de yanımda değildin..." 

Boynunu öptüm. "Kıyamam sen korktun mu?" Cevap vermeden daha da sıkı sarıldı bana. Gülümseyip geri çekildim ama kollarımı ondan ayırmamıştım. Kızarmış yüzüne bakarken sol göğsüme minik sızılar girmişti ama bunu ona belli etmedim. Sıkıca öptüm şişmiş dudaklarını.

Ozan kollarını benden ayırıp etrafına baktı. Ardından kendine gelmeye çalışıp gözlerini sildi. "Yeni mi uyandın sen?"

Yine aynısını yapıyordu. Konuyu değiştiriyordu.

"Hm hm.." diye mırıldandım.

"Ben bir duş alayım, terlemişim." Diyerek yanımdan ayrıldı. Fakat nefesleri bile hâlâ düzene girmemişti.

İçmediğim sigarayı söndürdüm ve arkasından içeri yürüdüm. Banyoya girdiğimde üstü çıplak Ozan'ı gördüm. Kapıyı açınca irkilip bana bakmıştı. Eşofmanının üzerindeki ellerini tutup ayırdım kendinden. Ona tekrar sarıldığımda sıkıntılı bir nefes verdi.

"Ben iyiyim Akın, bir an afalladım o kadar. Hem 15 yaşında değilim artık."

"Olsun, acı aynı acı değil mi?"

"Evet aynı, ama alıştığım için eskisi gibi değil, geliyor ve geçiyor." Elleri sırtımı okşadı. "Benim için endişelenme, ben gerçekten iyiyim."

Omuz silktim. "Kıyamıyorum sevgilimin bu haline."

"Sevgilim diyen ağzını öperim." Diyerek ayırdı beni kendinden ve öptü ağzımı sıkıca. Gülümseyip ben de onu öpmeye başladım. Dudaklarımız uyum içinde hareket ederken derin bir nefes aldım burnumdan. Elim çıplak belini okşayarak yukarı doğru çıktı. Sırtını okşadım yumuşak hareketle.