2.17-

787 86 104
                                    

19-24.06.24
Tekin Alaca

Gerçekten bendeki şans bahtsız bedevide yoktur, yani o bile benden daha şanslıdır. İlk görevimde kurşun sıyırır, bir hafta tatil verilir... İkinci görevimdeyse teröristlerin kucağına düştüm. Şans konusunda bence çok şansızım.

Eser komutanın Guguk kuşu sesiyle verdiği koordinata teröristleri çektiğimde, timdekilerin hepsi onların enselerine çökmüştü. Erkin bana tüfeğimi verdiği an bebeğimin namlusundan öpmüş sıkıca sarılmıştım. Şimdi de Eser komutan insanlıktan çıktı, onları konuşturuyor.

Karakoldakilerin Eser komutandan korkmasını anlıyorum, adamın bakışı bakış değil, bakışıyla geriyor. Onunla alay eden töristin parmaklarını koparıp araziye fırlattı. Midesiz...

"Lan yetim..." Kafama vurup konuşmaya devam etti; "Senin olmayan şansını sikeyim lan!"

"Ben de binbaşım," deyip kafamı göğsüne bıraktım, anında tüm vücudumu itti. "Kanat komutanım bile daha insaflı ha! Aman, yemedik vücudunu!"

"Alaca!" Anında yüzümü buruşturup başımı tuttum. O öfkesi dağıldı, bir an kolumdan tutmak için davranıyor gibi olsa da kendini çabuk çekti. "Kafanı mı vurdun?"

"Öfkeniz... Öfkeniz artık başımı ağırtıyor komutanım." Hemen gülüp yanağından öptüm ve ondan kaçtım, oysa avazı çıktığı kadar 'Alaca' diye haykırmıştı.

Uzaktan bizi gülerek izleyen Erkin'e göz kırpıp Fazıl komutanın yanına gittim, silahımı teröriste doğrulttum.

"Binbaşıyı kızdırmaktan keyif alıyorsun değil mi?" Fazıl komutanın stabil, duygusuz sesiyle istemsizce toplandım.

"Hayır komutanım. Aksine arkadaşımın intikamını almak için canını yakmak istiyorum ama koskoca binbaşı olmuş adamın saçının teline zarar veremem. İstese beni şu anda ayağının altına alır." Sözüm bittiğinde Fazıl komutanın ağzının içinde, zar zor duyduğum yavaş alsın fısıltısı güvende hissettirdi.

Konuşmayı kestiği adamı etkisiz hale getiren Eser komutan, durduğu yerden bana ateş saçan binbaşının yanına gitti. Onlar konuşup plan yaparken sonunda bakışlarını benden almıştı. Yediğim dayağın ağrıları arada bir yoklasa da iyiydim, kremle ilaç çok iyi geldi. Bir de tepeden düşmem var... Vazgeçtim! Ben çok şanslı olmalıyım ki hâlâ ölmedim, tek parça yaşayabiliyorum da keşke tüm şansımı burada kullanmasam.

"Teröristleri yanımızda getiremeyiz ama öylece bırakamayız da o yüzden Erkin, Fazıl ve Eser burada kalıyor. Ben ve fasülye yuvaya gidiyoruz, destek her iki tarafa da gelecek." Binbaşının talimatları gerdi.

Koskoca yuvaya, sınır dışına iki kişi mi gideceğiz? Lan oğlum daha adam akıllı ve sürekli eğitimim bile yok. Neyine güveniyor bu? Komutanlar ters yapacak gibi dursa da el mecbur kabul ettiklerinden binbaşı gelip kafama vurdu.

"Yürü yetim, yürü." Onun ittirmesi yüzünden komutanlarıma selam veremedim. Onları arkamızda bırakıp yürümeye başladığımızda stresle silahımı sıktım. "Neden stres yapıyorsun lan?"

"Yuvaya iki kişi gidiyoruz, kaçırıldığını düşündüğümüz profesör terörist, sınır dışı... Bence stres yapmak için harika nedenlerimiz var," diye bitirdim konuşmamı.

"İki kişi değiliz. Sen, Kanat'ın eğitti ersin." Anlamadım. Gerçekten anlamadım. Ne olmuş Kanat komutan eğittiyse? "Sana fasülye dememe bakma, oradaki uzmanlardan bile daha rütbelisin."

Şokla durduğumda yakamdan çekerek yürütmeye devam etti, aynı zamanda konuşmaya da; "Kanat eğitimlerinde çok sert, acımasız ve merhametsizdir. Senin aldığın eğitimin yarısını bile almamıştır o uzmanlar. Soğukkanlısın, acılarını bastırabiliyorsun. Şu yediğin dayağın onda birini yatakhanedekiler yeseler izin almış, hastanede yatıyor olurlardı. Ama sen onda on birini aldığın halde yürüyebiliyor, aksiyona katılabiliyorsun. Ne düşünüyorsun umurumda değil. Onlarca uzmanla göreve gitmektense Kanat'ın eğittiği bir askerle giderim daha iyi."

Kaçık AskerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin