31. Bölüm 🔥

6.3K 218 11
                                    

Merhaba arkadaşlar,

Bölüm ismi ve açıklamanın konumundan anlayacağınız üzere bölüm yine 🔥 ögeler içeriyor. Okumak istemeyenler ve yaşı küçük olanlar için birkaç günlük daha izin isteyerek yeni bölümü yazmaya gidiyorum.

Okuyanlar için yorumlarınızı bekliyorum. Keyifli okumalar.

Sevgiler. ❤️

Gözlerimi açık tutmakta zorlanıyordum. Nefeslerim daha düzene girmemişti. Bütün gerginliğim gitmiş adeta pamuk gibi olmuştum. Bıraktığı şekilde soluma dönük yatıyordum. Tam arkamda yatıyordu, kolu belimi sarmıştı. Düzensiz nefesleri enseme vuruyordu. Parmaklarını gıdıklar gibi karnıma bastırdı.

"Uyuma."

Huylanarak kıpırdandım.

"Uykum var."

Enseme öpücük bıraktı.

"Daha doymadım, uyuma."

"Yoruldum."

Kalçama bir iki kere vurup, "Hadi kalk duş al öyle uyu madem."

Doğru söylüyordu. Böyle abdestsiz uyumak istemezdim. Kalkacağım sırada üstümdeki gecelik aklıma geldi. Tüm şehvet, haz söndükten sonra karşısında nasıl duracağımı bilmiyordum. Ama başka şansım yoktu. Toparlanıp kalktım. Cihangir'e hiç bakmamıştım.

"Bana bir baksana sen."

Kızaran yüzümle yatakta tüm çıplaklığıyla yayılmış yatan kocama baktım. Çıkardığı prezervatifin ucunu bağlamış yatağın üstüne öylece bırakmıştı. Sağ bacağını dizden kırarak garip ama rahat görünen bir halde yatıyordu.

"Yaklaş."

Bu ses tonunu kullandığı zaman on dokuz yaşında olduğuna inanamıyordum. Yaşına yakışmayan bir otoriterlik vardı. Çekinerek yaklaştım. Yatağın kenarına oturup yüzüne dikkatle baktım.

"Utanmak yok Güleycan. Biz biriz artık. Aynaya baktığında kendinden utanıyor musun? Bedenim senin, ruhum senin. Her şeyimle sana aidim. Sen benden gözlerini esirgersen ben karanlıkta kalırım. Sen benim ışığımsın. Tüm karanlığımı aydınlatan göz aydınlığımsın."

Utancımın etkisi geçmiş yerini garip bir duyguya bırakmıştı. Gözlerim dolmuştu. Yanına uzandım yeniden. Elim yanağını buldu. Dudaklarımız yavaşça birleşti.

"Bedenim senin, ruhum senin Cihangir. Her şeyimle, tüm sadakatimle sana aidim. Aklımda, gönlümde, ruhumda, dilimde hep sen varsın, hep senin adın var."

"Biliyorum, açık bir kitap gibi okuyorum seni. Banyoya giderken bile bu şekilde geleceğini biliyordum aslında. Zorunluluktan olmadığını da biliyorum. Her hücren beni çağırıyor."

Gülümsedim, yeniden öpüştük. Alt dudağımı ısırarak çekildi. Gülümsedim.

"İstersen önce sen duş al, sonra ben gireyim."

"Olur."

Cihangir çıplaklığından zerre çekinmeden yardımımla ayaklandı. Banyoya girdiğinde yataktaki dağınıklığımızı toparladım. Yatağın çarşafını da komple kaldırdım. Çarşafa bulaşan kan lekesi beni Cihangir'le ilk konuştuğumuz ana götürdü. Elimdeki çarşafı ne yapacağımı bilmeyerek kenara bıraktım. Dolabın içinde olan yeni takımı serdim. Geceliğimin üstüne çantada bulduğum sabahlığı giydim. O sırada Cihangir banyodan çıkmaya çalışıyordu. Sadece baksırını giymişti. Saçlarından akan damlalar sırtında ve göğsünde ıslak izler bırakmıştı. Hemen beline dolanarak yatağa geçmesine yardım ettim. Yatakta otururken kollarını belime doladı. Burnunu göğüslerimin arasında sürüp kokladı.

İSYANDonde viven las historias. Descúbrelo ahora