32.BÖLÜM ( İKİ ADAM TEK KADIN)

11.5K 1.1K 1.4K
                                    

Sınır :1000 Yıldız1000 Yorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sınır :
1000 Yıldız
1000 Yorum




....................................~ZS ~......................................



Zeynep'in anlatımı :

Sağlık ocağının hemen yanındaki banka oturup endişe ile tırnaklarımı kemirmeye başladım. Ayağım yerde ritim tutarken üstümdeki kabanın sıcaklığı beni ısıtsa da endişem hâlâ devam ediyordu.
Bir karar verdim. Sonunda Baran'ın bana sorduğu soruya bir cevap verdim. Bu sorunun cevabı benim için uzun zaman önce belli idi ama bu kararı kendime saklamıştım. Şimdi ise söylemenin tam vakti idi. Saklı kaldığı her dakika daha da uçuruma giriyordum zaten.

Ben Baranı arkadaş olarak görüyorum.
Yiğite ise aşığım.

İki arkadaştan birine aşığım diğeri ise bana aşık.
Benim Yiğitle olmak gibi bir derdim yoktu yani artık yoktu. Çünkü Baran arada vardı ve ben iki arkadaşın arasını açacak o kadın olmak istemiyorum. Bunu kendi karakterime yakıştırmıyorum.

Baran'ın bana olan duygularını bu kadar güçlü olduğunu hiç bilmiyordum. Eğer gerçekten bilseydim asla ona umut verecek bir adım atmazdım. O adımdan kaçınırdım ama olan olmuştu ve çok geç kalmıştım.

Yiğit ise benim için sadece uzaktan sevebileceğim bir adam olacaktı. Ona olan duygularımı sadece kalbime fısıldayabilirim. Onun adını ağzımdan dökmeyecek şekilde kendime söz vermek zorundaydım.

Başlarda nefret ettiğim adama bu kadar tutulma normal değildi zaten ama aşktı bu, ve nasıl olduğunu ben bile anlamadım. Annemin parfümünü kırdığında ömür boyu ondan nefret edeceğimi düşünürken şimdi ise ona aşık
olduğumu itiraf ediyorum kendime. Ne hâle düşmüştüm.

Birbirimize o kadar zıttık ki asla olmazdık ama bir yerde yazıyordu.

Birbirine zıt duygular birbirini tamamlar..
Ben ve Yiğit gibi.. Zıt ama birleşirse tamamlanacak iki insan.

Uzaktan askeriyeye giren Yiğiti gördüğümde daldığım düşünceleri def ettim ve oturduğum yerden hızla kalktım. Kalbim deli gibi atarken sanki uzun zamndır onu arıyordum.

En son Baran ile o birlikte çıkmıştı ve Baran'ın yerini o biliyordu. Hızla ona yetişmek için koşar adım ona doğru gittim ama beni göremeyecek kadar dalmıştı. Başı önüne eğikti ve durgundu.

Askeriyeye girmeden kolundan tutup onu durdurdum. Başını bana doğru çevirdi. Gözlerinin içi niye kızarmıştı? Saçı da dağılmıştı. Kavga falan mı etmişti bu adam? Bu hâli hiçte hâl değildi. Yüz ifadesi darmadağındı.

"Yiğit"

"Bir şey mi oldu?" kolunu bıraktım. Çatalaşmış sesi ile bana baksa da gözlerimin içine uzun süre bakamıyordu. Sürekli bakışlarını kaçırıyordu. Yeşil gözlerine bakmak için can attığım adam bana bakmıyordu. Allah aşkına ne oluyor!?

BİR KİBRİT YAK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin