"bana divane diyorlar"

6.3K 258 146
                                    

oy ve yorum atmayı unutmayınız💗💗

bu bölümün bir şarkısı var 😉 yaşar-divane dinleyerek okunamız önerilir.🫶🏻
.

"Oha oha oha!" Barış'la dudaklarımızı ayırdıktan sonra sıkı sıkı sarıldık. Takımdakiler şaşırdıklarına dair tepkiler verirken onlara da gülmeden edemiyordum.

"Şükür kavuşturana." Demişti İsmail. Ellerini dua eder gibi açmış ardından yüzünü sıvazlamıştı.

"Takımca danaya mı girsek?" diye bir fikir sunmuştu Merih abi. Herkes buna gülerken Kerem gayet ciddiyetle konuşmuştu. "Valla benim adağım var. Keseceğim bir kurban."

"Şaka yapıyorsun." Barış inanmayarak Kerem'e dönmüştü. Kerem başını olumsuz anlamda salladı. Hiç şaka yapar gibi bir hali yoktu. "Baya ciddisin." Diye devam etmişti Barış. Kerem göz devirip bize yaklaşmıştı. İkimizin de elini alıp birleştirmişti.

"Allah ayırmasın."

"Amin!" arkadan gelen yüksek sesle gülmeden edemedim. Barış'ın da benden farkı yoktu.

"Siz de bugünü bekliyormuşsunuz." Demişti Barış sıkı sıkı elimi tutarken. Sanki tutmasa kaçacakmışım gibi davranıyordu.

"Kaç aydır önümüzde flörtleşiyorsunuz. Bir zahmet bekleyelim." Altay'ın dediği ile Barış'a dönmüştüm. O da bana bakmıştı.

O kadar belli ediyor muyduk ya?

"O zaman çifte kutlama vakti." İrfan abi bağırması ile soyunma odasından şarkı sesi gelmeye başlamıştı. Herkes paldır küldür odaya geçerken bir olduğumuz yerde kalmıştık. Takım gittikten sonra yüzünü bana çevirdi. Elini yüzüme yerleştirdi. Baş parmağı ile yanağımı severken alnıma bir öpücük kondurdu. Dudaklarını alnımdan çekmeden konuştu.

"Bir bilsen ne kadar zamandır şunun hayalini kurduğumu." Şakağıma doğru bir öpücük daha kondurdu. "Seni doyasıya öpüp koklamayı." Ardından yanağıma indi öpücükleri. "Geldin ve beni dünyanın en mutlu adamı yaptın." Dudağımdan da öpüp alınlarımızı birbirine yasladı. "Seni çok seviyorum. Seni senden çok seviyorum."

Bu kez ben dudaklarına ufak bir öpücük bırakıp ayrıldım. "Seni çok seviyorum. En az beni sevdiğin kadar seviyorum seni." Kollarımı boynuna dolayıp yüzümü boynuna gömdüm. Kokusunu içime çektim.

Çok özlemiştim.

"Hemen bu kalabalıktan uzaklaşmak istiyorum." Demesiyle sırıtmadan edemedim. "Maçı kutlamamız lazım." Dedim elim kıvırcık saçlarını severken.

"Maçı kutlamamız lazım. Doğru." İsteksiz sesine kaşı ondan ayrıldım. "90 dakika ölümüne koştuğun, çeyrek finale çıkma hakkı kazandığınız maçı kutlamak istemiyor musun gerçekten?"

"Sadece seni istiyorum." Tam boynumdan öpecekken ondan kaçarak soyunma odasına girdim. Bizimkiler çoktan horona durmuşlardı.

"Rize gelini olacaksın abla gel öğren." Semih'in horon katılmam için dediğine dil çıkardım.

"Anam horon bilmeyen kız almaz bana he." Demişti Barış gülerek. Kaşlarımı çatıp ona döndüm. "Annenin kriterlerini karşılayacağımı hiç sanmıyorum. Öyleyse vazgeç sen benden." Elini belime attı ve beni kendine çekti.

"Ölsem vazgeçmem."

"Barış gel lan horona." Gitmesi için onu ittirdiğimde üstündeki formayı kenara atıp heyecanla horona girmişti. Bende elimdeki telefonla onları çekmeye başlamıştım. Özenle Barış'ı yani çıplak vücudunu çekmemeye çalışıyordum. Artık eskisi gibi on on beş tane seveni yoktu binlerce kişi peşindeydi ve cıbıldak halini birilerinin görmesine gerek yoktu.

Hayvansal Aşk / Barış Alper YılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin