🐈 40 - Askerlik Arkadaşı

1.6K 252 268
                                    

İyi okumalar.

...

Doğuhan yaşadığı gerginlik ile yere bağdaş kurarak oturmuş, sırtını arkasındaki kanepeye yaslamıştı.

Önündeki yüzeyi geniş ama bacakları kısa olan beyaz renkli orta sehpaya dizüstü bilgisayarını yerleştirmiş, askerlik arkadaşından görüntülü arama bekliyordu. Gerilmesindeki asıl neden; ondan iki aylık geciken kirası için borç isteyecek olmasıydı. Bunu hiç yapmak istemiyordu ama en son çare olarak bunu bulmuştu ve arkadaşına mesaj attığında ise onu akşam vakti görüntülü arayacağını söylemişti.

Bartu'nun iş teklifini hiçbir zaman kabul etmeyecekti, onun parasını -her ne kadar teyzesinden ve eniştesinden gelen paraya dokunmasa bile- almak istemiyordu. Gururu buna izin vermiyordu ne yazık ki ve Bartu'nun da artık bunu anlaması gerektiğini düşünüyordu. Ona düşüneceğini söylemişti, düşünmüştü ve yollar yine aynı yere çıkmıştı.

Derin nefes alıp verirken koridordan yükselen miyavlama sesi ile Cırcır yine evi başına yıkmaya başlamıştı.

"Buradayım!" diye seslendi Doğuhan.

Cırcır, patilerini yere vura vura ses çıkararak salona koştuğunda, gözleri direkt Doğuhan'ı bulmasıyla beraber sahibine doğru koştu ve bacaklarına sürtünmeye başladı. Cırcır asabi bir kızdı, ama sahibine bir o kadar da bağlıydı.

Gerçi geçenlerde yaşamış oldukları maceradan sonra 'bağlı' tanımı zarar görmüş olabilirdi az da olsa.

Ama şu an Cırcır'ın keyfine bakacak olursak Doğuhan'ı affetmiş gibi gözüküyordu.

Doğuhan, bacaklarına sürtünen kediyi kucaklayıp bacaklarının üzerine yerleştirdi ve usul usul okşayarak sevdi güzeller güzeli kızını. Cırcır'ın ona kur yapması, dudaklarındaki gülümsemenin sebebi ve üzerindeki gerginliği atabilmesinin nedeydi. Özellikle çıkardığı mırıltılar insanın içini daha da hoş yapıyordu. Rahatlatıyordu. Sahip ne kadar çok sevdikçe, kedi de o kadar çok sevilmek istiyordu.

Tabii Fırfır gibi kediler fazla ilgiden de bunalıp ortamı terk edebiliyordu...

Dizüstü bilgisayarından yükselen arama sesi ile irkilirken, gözlerini ekrana dikti ve tekrardan içine derin bir nefes çekti ve verdi seslice.

"Hadi bakalım."

Elini uzattığı gibi aramayı cevapladığında, görüş açısına giren mavi gözler direkt Doğuhan'ı buldu. Mavi gözlerin sahibi, "Özlemişim amına koyayım ya!" diye bağırdığında, Doğuhan gülmeden edemedi ve başını salladı.

"Ben de çok özledim."

"Siktir oradan!" dediğinde, mavi gözlü öne doğru eğilip kollarını masada birleştirdi. "Özlesen arardın sürekli, ama arama geçmişim bomboş."

Doğuhan dudaklarını birbirine bastırdı. "Üzgünüm..."

Doğuhan, Enes'i üç yaş büyük olmasına rağmen hem arkadaşı hem de abisi yerine koyuyordu. Kumral teni, orta uzunluktaki ve dalgalı koyu kahverengi saçları, yumuşak çene hattını saran sinek kaydı sakalı ve Doğuhan'ın gözlemlediğine göre hafiften yanakları şişmişti, sanırım evlilik ona yaramıştı.

"Ne var ne yok?" diye sordu Enes. "Aylar oldu görüşmeyeli, illa ki bir şeyler değişmiştir."

"Yani," Omuz silkti. "Pek değişen bir şey yok."

"Hadi oradan."

Enes ona pek inanmamışa benziyordu.

"Instagram'ında paylaştığın çocuk kim?" diye sorduğunda, Doğuhan yutkundu. "Sürekli paylaşıyorsun hani, altına kalp falan bırakmalar..." Enes'in sırıttığını görünce daha çok gerildi. "Söyle hadi."

Kedimi Ver Bana [GAY]Where stories live. Discover now