...Lorensi size keyifli okumalar diler...
Bölüm Otuz Altı - İlk Sahur
Küsleri barıştıran ve hayra vesile olan Ramazan ayının ilk sahur günüydü bugün. Bir iki saatliğine birbirine yaslı duran bakışlarımı ayırdım, hemen omzumun üzerinden arkama bakarak, Ömer Asaf’ ın belime dolanmış vaziyette duran kollarına gülümsedim. Ardından yavaşça kolları arasından çıkıp, onunda uyanmasına vesile olarak yüzümü buruşturdum.
“İkra?”
“Efendim canım.”
“Sabah mı oldu?” dedi sahur yapacağımızı çoktan unutmuşken. Gülüp, ayaklarımı yataktan sarkıttım ve omzumun üzerinden ona baktım yerde ki terliklerimi ayağıma geçirmeye çalışarak.
“Sahur yapacağız ya unuttun mu?”
Gözlerini zar zor açtı, dirseğin üzerinden doğrulup bana baktı.
"Güneşim uyanınca, gün aydı sandım. Gerçi benim günüm, sen her gözlerime baktığında ayıyor" dedi ve bu sabah sabah cümlelerine gülümsedim. Gözlerimin içi aşkıyla sızladı. İçimden Allah'a dua ettim. Onu karşıma çıkarmış olmasından dolayı bol bol dua ettim rabbime.
Ona gülümsemeye devam ederken, "başın hala ağrıyor mu?"
Olumsuzca salladı, yataktan yavaşça doğruldu. Bir bacağını yataktan sarkıtırken, diğeri yatakta duruyordu. Elleriyle enesesini sıvazladı, ardından gözlerini.
“Sen biraz daha uyu istersen. Sahur hazır olunca ben seni kaldırırım.” Dönüp bana gülümseyerek bakarken, kendini bir kez daha yatağa gelişi güzel bıraktı ve esnedi.
“Valla hayır demem güzelim.” Gülerek ona doğru eğildim ve açıkta kalmış boynuna sıkı bir öpücük bıraktım. Ayrılınca onun bana tek gözü açık bir şekilde bakıyor olmasına bir kez daha sıcak bir şekilde tebessüm edip, ayağa kalktım ve eşofmanlarımın üzerine ince bir hırka alıp, odadan kapıyı kapatarak çıktım.
Tatilden dönmemizin üzerinden iki gün geçmişti ve ramanaz ayı çoktan aramıza gelmişti. Ömer Asaf akşam yatmadan önce keskin bir baş ağrısı çektiğinden dolayı başına biraz masaj yapmış, öyle uyumasına izin vermiştim. Şimdi ise ilk kez onunla sahur yapacaktım. İlk kez sevdiğim adamla oruç tutacaktım. Bu herşeyden güzel bir duyguydu.
Ömer Asaf’ın kız kardeşi Asya ise iki, üç günlüğüne şehir dışına çıkmıştı. Arkadaşları ile birlikte güzel bir tatil yaşamak onunda haklıydı.
“Günaydın.” Yan odadan benim gibi odasından çıkan Şirin’e gülümseyip, “günaydın” dedim.
“Ömer Asaf kalkmadı mı?”
Gülümsedim. “Uykusu varmış, kahvaltı hazır olunca kaldırırım.”
Gülüşüme karşılık vererek, “Taha’ da aynısını söyledi. Beyefendinin sahura kalkmaya niyeti yok. Aç aç oruç tutmayı düşünüyor” dedi. Birlikte gülüp, merdivenlerden aşağıya Sevda ve Ayten hanımın yanına mutfağa indik. Masaya çoktan örtüyü sermiş, kahvaltılıkları getirmeye başlamışlardı.
“Günaydın benim güzel gelinlerim” diyen Sevda hanıma ben de, Şirin’ de gülümseyerek baktıktan sonra “günaydın” dedik birlikte. Sevda hanımın Şirin'e ve bana olan davranışlarının aynı olması, ayrım yapmaması hoşuma gidiyordu. Böyle bir kayınvalideye sahip olacağımı ömrüm billah hiç düşünmezdim.
“Hani benim oğullarım nerede?” dedi mutfağa doğru yol alırken. Biz de arkasından ilerlerken, Şirin, “Taha bey kahvaltı hazır olunca uyandırırsın dedi” dedi Sevda hanıma. Sevda hanım başıyla onaylayıp gülümseyerek bana dönerken, “uykusu vardı, ben de kaldırırım dedim” dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURŞUN İZİ
ActionTerörler tarafından kaçırılan genç doktor, kendini hiç beklemediği bir anda mermilerin içinde bulur. Terör örgütü liderinin yaralanması ve göğsüne saplı kurşunu çıkartmaları için kaçırılan doktor, ve doktorun orada olduğunu bilmedikleri için operas...