Bekarlığa Merhaba

8K 263 62
                                    

Ölmek var dönmek yok bu yoldan... Ne olursa olsun o bebeği doğuracağım. Gün ışığım, hayat yoldaşım olacak... Mutlu oldum kızım ben hiç olmadığım kadar mutlu...Aynada kendimi Alex'in diretmelerine karşı savunma mekanizmamı oluştururken aynı zamanda kendi cesaretime şaşırıyordum... Liseyi bitirmeden evet doğru liseyi bitirmeden evlenip üstüne birde anne olacaktım... "Güç bende artık" diye tarağı elimle havaya kaldırırken ablamın kahkahayla beni izlemesine kahkahalarla güldüm. İki hamile göbek tokuştururuz artık biz ileri ki zamanlarda..."Kolay kolay affetmeyeceğim Alex'i. Çok seviyorsa bir yolunu bulur affettirir ama o kadar kolay değil" dedim birden ciddileşerek...Olamayacak kadar çok kırmıştı beni. Beni sevdiğini söyleyen adam ikimize ait bir parçaya şiddetle hayır demişti. Hemde hiç düşünmeden... Benim duygularımın hiç mi önemi yoktu onun için? Tamam her kızın hayalinde ki gibi görünebilirdi ama kendi çocuğunu istemeyen bir adam benim için beş para etmezdi... Ufak ufak dolmaya başlayan gözlerimi kırpıştırarak yaşlarımı geri yerlerine gönderdim.Okula hazırlık – TamamKahvaltı – TamamGörünüm – TamamKendime geçer not verdikten sonra okula gittim. O sinir bozucu adamı arka sıramda görmemek için dua ederek okula girdim. Herkese selam vermekten yorulan bedenimi sıraya attığımda tek başıma oturduğum için ulaşılmaz popülerliğime bir kez daha teşekkür ettim. Popülerlik yalnız kalmak için kullandığım bir araçtı benim için aslında... Bacaklarımı uzatıp kulaklıklarımı taktıktan sonra en sevdiğim şarkılarla kendimi hem sakinleştirdim hem dinlendirdim. Alex'e karşı durduramadığım bir sinir vardı. Kendimi sakinleştirmekte çok zorlanıyordum hemde fazlasıyla.. İçimde patlamak üzere bir bomba vardı sanki..."Kocan nerede?" diye soran hocayla kendime geldim."Bilmem hocam ben ablamlarda kaldım gece" diyince tüm kızların mutlu olduğunu görmem uzun sürmedi... Bütün kızlar mı beğenir bir adamı? Dünyada başka erkek mi kalmadı da benim kocama taktınız hepiniz? Evet hala o benim kocam...Kafasına saksı falan düşüp kendine gelip artık baba olduğunu kabullenmesini dua ederek geçirdiğim bir okul gününün sonunda hiç bir şey yapmadan çok yorulmuştum... Vücudum ilk değişimlerini gösteriyordu... Düzenli kullandığım ilaçları bıraktığım için zaten sersem gibiydim tüm gün... Saçma sapan hareketler, herkese bir laf sokmalar... Sanki ben ben değildim. Bir ara iç sesim dış sesimi etkisiz hale getirip kendi mi yerine geçti diye düşünmeden edemedim... Bana bu kadar tezat benim içimde bir o vardı çünkü. Bebeğim benim içimde kendi egemenliğini kurmaya başladı mı yoksa? Kendi söylemek istediklerini benim aracılığımla iletme olasılığı ne kadardı? Daha hap kadar boyu var dursun durduğu yerde.. Biraz büyüsün belki öyle... Kesin kendi isteklerimi bebeğimi kullanarak elde ederim ben. O potansiyel var bende. Aklımdan Cem Yılmaz'ın esprisi geçince etraftakileri hiç umursamadan kahkaha attım."Canım ne çekti biliyor musun? Yerçekimsiz ortamda çilek yiyim ama muz tadı gelsin."Ne gülüyor bu deli bakışları içerisinde birkaç hocanın yanına uğrayıp eve yollandım. Popüler olduğum kadarda ineğimde. Hatta popülerliğimi buna borçlu olduğum bile söylenebilir. Her zaman ailemin gözüne girebilmek için notlarımı yüksek tutmuştum. Belki bu onların gözünde beni değerli kılar, beni biraz olsun överde azıcık ilgi görürüm diye düşünmüştüm hep. Bunun bir işe yaramadığını da çok erken öğrenmiştim maalesef. O günden sonra çalışkan kız imajımı bozmamak için derslere ilgi gösterdim. Aslında çok çalışmama gerek yoktu. Kafam basıyordu derslere sadece derste dinlesem yetiyordu ama ben işi garantiye almak için bir kere üstünden geçiyordum. Tekrardan kim ölmüş...Tanrım... Bir insanın bu kadar uykusu gelmemeli. İçim geçe geçe, kafam düşe düşe ablamla dizi izlemeye çalışıyordum. Söz verdim kıza o dizi izlenecek diye gözlerime kızdım önce. O da suçu beynime attı. O da tüm zekasını kullanarak hormonlarıma... Hormonlarım işi biliyor tabi sakinleştirdi beni "Hamile kadınsın artık olur öyle şeyler... Çok şey yapmamak lazım" dedi. Tamam dedim ve gözlerime emrettim. "İzle o diziyi kapanma" diye o da el mahkum dinledi beni. Dizi bitip uykuya geçtiğimde Uyuyan Güzel olarak düşündüm kendimi. Uyuyacaktım, beyaz arabalı prensim Alex gelecek topla eşyalarını bebek odası almaya gidiyoruz diyecekti. Ben mutluluktan dokuz doğuracaktım. Tüm sülaleyi çocuk büyütmeye çağıracaktık...Kurduğum hayaller kabuslara dönerken aslında beynim realist düşünmem gerektiğini bir kez daha vurguluyordu. İlk günden reddeden insan sonradan dönse ne kadar mutlu olabilirdim ki?Her zaman ki gibi gelişmiş devamsızlığımı kalma moduna getirmemek için erkenden okula geldim. Sanki hiç uyumamış gibi bir yorgunluk, bir bıkkınlık vardı üzerimde... Birazdan sinir kat sayımın gökdelenleri aşacağından habersiz sınıfa doğru yürürken Alex kolumdan çekip "Biraz konuşalım mı?" diyince tam olarak ona dönüp duvara yaslandım. Aklımdan özür dileyeceği, "beni affet hata yaptım" diyeceği, eve dönmemi isteyeceği konuşmalar beklerken elinde ki kağıdı uzatarak "Bak bunlar en iyi jinekologlar. Seç aralarından birini bu akşam gidip halledelim bu işi çok geç olmadan" dedi ciddiyetini bozmadan."Ya sen beni anlamadın sanırım. Doğuracağım ben bu çocuğu anlıyor musun? Sen olsan da olmasan da bu bebek benim olacak. Kafan bastı mı buna?""Yemin ediyorum delirmişsin. Kıskançlıktan devrelerin yanmış senin. Ne yapacağını şaşırmışsın. Kızım kim ne yaparsa yapsın bizi ayıramaz. Çocuk olmasa da ben seninle bir ömür varım.""O zaman bebeğimiz için hazırlıklara başla. Çünkü benim aldırmaya hiç niyetim yok""Nasıl yok ya? Yaşın kaç başın kaç? Daha bebekleri kucağına alırken korkuyorsun birde kendin mi doğuracaksın? Sana deli diyorlar ya harbi haklılar...""Ben kime ne anlatıyorum ki... Bir yandan vuramazsam diğer yandan vururum taktiği bende geçmez... Beni mutlu eden bir şeyden vazgeçmem ben biliyorsun değil mi? Ben senin için tüm ailemi karşıma aldım. Bu bebek içinde seni anladın mı? Eğer istemiyorsan bizi yarın aç davayı tek celse de bitsin..."

Eyvah ! Anne OluyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin