Acaba kim ?

789 42 0
                                    

Uzunca gerildim. Belki boyum uzardı. Hemen banyoda duşumu alıp üzerime sort bluz giydikten sonra aşağı indim. Kahvaltı da sadece annem vardı.

"Babam nerede ?"

"Holdinge gitti" kafamla onayladıktan sonra bende oturdum.

Kahvaltı boyunca annemle konusmamıstık. Bir süre sonra da kahvaltımı bitirip seslendim. "Mustafa bey arabayı hazırlasın" diye. Fakat annem babamın arabayı aldıgını digerini de kendi alacagını söyledi. Mecburen koltukta oturmus cınarı bekliyordum. O da beni kırmayıp kursa bırakacaktı.

Çınar hızlıydı araba kullanmada . On dakika da kapımın önün de olmustu. Hemen beyaz jeape atladım.

"Günaydın yakışıklı"

"Günaydın prenses nasılsın "

"İyiyim düne göre ve sana cok teşekkür ederim hep yanım da olduğun icin"

"Her daim."

"Daima" biz konusurken yolu yarılamıstık. Bugün mutluydum cünkü yigitle kankaydık başka da sorunum yoktu. Bu sırada kursun kapısına gelmistik. Çınara sarılıp arabadan indim. O da benimle arabadan indi. Tek kaşımı kaldırıp ona baktım. Nereye geliyosun yakışıklı ?

"Tamam her daima yanım da ol dedim ama bunu kastetmedim yakısıklı"

"Seni bırakmam artık prenses"

"Sen benim tam buramdasın daima " dedim elimle sol kısmımı göstererek ve yanağına sulu öpücük bıraktım . Kursun kapısını elimle itip iceri girdim. Bir kac adım sonra hızla arkamı döndüm. İlk basta bir sey göremedim fakat saniyeler sonra kurs kapısı acıldı. Cınar eli ile burnunu tuturak iceri girip yanıma geldi.

"Kızım ya ne carpıyon kapıyı suratıma "

"Ayy pardon "

"Neyse kızım hadi müdürden ders programını alalım" oha oha yani cınar ciddiydi. Resmen benimle kursa geliyordu. Allahım ne güzel ya. Hemen kolundan cekistirerek müdürün odasına götürdüm. Bir on dakika sonunda tüm her şeyi halletmistik. Cınar beni yalnız bırakmamak icin buradaydı. Gelde öpme. Onu cekelemek bugün icin normaldi. Şimdi de sınıfa cekeliyordum. Tek sorun sınıfta ona yer olmamasıydı.

"Ben oturacagım yeri iyi biliyorum" dedi ve ona baktım. Ne yani orası olmaz! Orası benim yerim... çınar yine yaptı yapacagını bana zafer gülüşü attıktan sonra ırın gırın ederek depoya gittim. Nasıl olsa orada masa sandalye bulurdum.

Ne tozlu bir yerdir burası. Bastığım yer toz altı kalıyor . Öleceğim galiba... hic bakmamıslar resmen buraya. Depo degil bildigin kattı. Her kapıyı acıp ne olduğuna bakıyordum. Bu değil bu hic degil. Bir ail ağaoğlu repliği. Babamla cok ortaklık yaptılar. Ali amcamında kulagını cınlatayim .bir süre sıkılmıstım.

Ve sonun da bir kapıyı actım. Donakaldım. Burası harikaydı. her taraf toz iken bu oda farklıydı. Özenle hazırlanmıstı. Kocaman o da da bir masa blr koltuk bir sandalye duvarda asılı gitar ve tablolar vardı. Ellerimle masaya dokunarak ilerlemeye başladım.

Masanın üzerin de bir defter ve karakalem calısması vardı. Resimleri elime aldım. İlk sayfasında yiğit var. Yigit kurs kapısındayken, yigit kantin de oturuyorken, yigit emreyle pes oynarken, ada emre yigit trubinlerdeyken emre ve ada el ele yigit arkada iken ve ben... yiğit beni kolumdan tutmus evet bu kursun ilk günüydü ardında dördümüz kaanın kafesinde otururken ben dısarı bakıyorum yigit ise bana ve son kagıtta ise yigit ve ben pamuk seker yiyoruz...

Ben bunları incelerken telefon konusmasıyla hızlıca kagıtları toplamaya basladım. Biri geliyordu ve yakalanacaktım. O sırada masada ki defteri hemen alıp cantama kattım. Simdi ise saklanmam gerekiyordu. Hızlıca kendimi kanepenin arkasına attım ve nefesimi tuttum. Sakin ol acelya hadi yapabilirsin... bu sırada kapı acıldı. Buranın sahibi gelmisti. Kafamı kaldırırsam yakalanırdım. Ama bu kisi kimdi ? O sırada....

Yine bir acaba kim vakasına merhaba... bir tanıdık mı yoksa yeni birisi mi ? Sizce :Dd

Double Zengin Where stories live. Discover now