Güneş'in Karanlığı

349 62 5
                                    

Güneş batıyordu.Her güneş batışında Frei'nin içindeki düşüncelerden bir parça eksiliyordu.Birden ayağa fırladı.Pompille'nin nerede olduğunu merak etti.Pompille'nin ölmüş olması onu çılgına çeviriyordu.Düşüncesini bile canını acıtıyordu.

Lykol ve Robert'a doğru hızlıca koştu.Robert,"Hey,Lykol bu Frei bize doğru mu geliyor".
Lykol,"Frei mi evet,bize doğru geliyor".
Robert,"Belki de yardim etmeye geliyordur".
Lykol,"Frei yavaşla, sakin dostum ne oldu".

Frei nefes nefese kalmıştı.Pompille'nin öleceğini düşünerek iyice deliye dönmüştü.Hızlıca Robert ve Lykol'un bir araya getirdiği ölülerin tek tek yüzüne bakıyordu.Robert,"Frei,ne yapıyorsun aklını mı kaçırdın".
Frei,onları duymuyordu bille.Hepsinin yüzüne baktı ve Robert ve Lykol'a döndü."Başka,başka varmı ölü insan"dedi.Çıldırmış olmalıydı.Merak ve öfkenin içine hapsolmuştu.Sağlıklı düşünemiyordu.

Robert,"Hey,sakin ol".
Frei yerinde duramıyordu,gözleri Pompille'yi arıyordu.Tekrar öfkeyle,"sana başka ölü varmı dedim".İyice sinir küpüne dönmüştü.
Robert oldukça korkmuştu.Etrafını gözden geçirdikten sonra "evet,var"dedi.

"Nerede",
"Sakin ol önce"
"Söyle dedim Robert"bağırıyordu ve konuşurken ağzından enzimler fışkırıyordu.Robert hiç düşünmeden söylemeye karar verdi.Kuduz bir köpeğe dönüşmüş gibi hareket ediyordu.Robert eli ile yaklasik 20 metre öteyi gostererek,"işte orada biri var"dedi.Lykol sesini çıkırmadan Frei'nin korku dolu hareketlerini izliyordu.

Frei,Robert'ın gösterdiği yere hızlı bir şekilde koştu.Yaklaştıkça daha net görüyordu.Yerdeki kişinin bir kız olduğunu anlamıştı.
Düşünceler,en korktuğu düşünce yerde yatan ölü kızın Pompille olmasıydı.Kızın yüzüne bakmadan önce derin bir nefes aldı.Pompille olmamasını dileyerek korkakça ve merakla kıza yaklaştıktan sonra gözlerini kapattı.Düşüncelerinden kurtulması gerekiyordu, fakat her şey geç olmuştu.Frei gözünü açıp kim olduğunu öğrenmişti bile.

Ağlamaya başladı.Ne olmuştu,neden ağlıyordu hiçbir fikri yoktu.Ağlamak Frei'yi rahatlatıyordu.Sakinleşmesi için ağlaması gerekiyordu.

Robert,Frei'nin yanına gidiyordu ki Lykol onu kollundan yakaladı."Bırak onu,yanlız kalması gerekiyor.Neler olduğunu sonradan öğreniriz".
Lykol,Frei'yi anlamasada, yanlız kalmak istediğini anlamıştı.
Frei,"Pompille neredesin".diye mırıldandı.Ölü olan kızın yüzü paramparçaydı.Onun Pompille olmadığını gördüğü için sevinçliydi.Ama ölenler içinde çok üzgündü.

Peki,Pompille neredeydi.Gözlerinden akan her gözyaşı Pompille içindi.Pompille'ye çok değer verdiği çok açıktı.Kaybetmeyecek kadar çok değer veriyordu.Gözyaşları akmaktan yorulmuştu ve ağlamayı kesmişti.

Pompille'nin nerede olduğunu ve yaşayıp,yaşamadığını çok merak ediyordu.Duyguları kontrolden çıkmıştı.Her duyguyu aynı anda yaşaması oldukça mümkündü.Ağlamaktan gözlerinin ağrıdığını hissetti.

Hatırlamıştı.....
Dalgalar....
Deniz...
Kaptan....
Karanlık....
Pompille....

Herşeyi hatırlamıştı,o felaket geceyi hatırlamıştı.
Hatırlıyordu;Kaptan'ın lanet denizin altında kaldığını,denizin buzula dönüşmesini,karanlığın geçmemesini,devasa dalgalardan sonra bu ıssız yere düştüklerini ve Pompille'nin yanında baygın bir halde gözü kapalı yattığını,onun hayatını kurtardığını hatırlıyordu.

O lanet gece;Pompille'nin yanında olduğuna,adı gibi emindi.
Güneş batmıştı,akşam olmak üzereydi.Frei oturduğu yerden kalkarak yerde ölü yatan kızı,Robert ve Lykol'un taşıdığı diğer ölü insanların yanına sürükledi.Dalgalar ölü insanlara yavaş bir şekilde çarparak geri gidiyordu.

 Zaman'ın KaranlığıOnde histórias criam vida. Descubra agora