GÖLET

234 39 2
                                    

Kafasının içindeki hafif gelen sese kulak verdi.Titreyen ellerinde,rüzgarlı ve kapalı bir hava vardı.
Gözlerinin karanlığa alışmasını yeterince beklemişti.Çok panik ve endişeliydi.Ama cesaretini kaybedecek kadar da değil.

Tozlu ve soğuk toprakta kaydığını hissedebiliyordu.
Nerede olduğu ya da nereye gittiğini hakkında hiçbir fikri olmayacak kadar karanlıktaydı.Sadece uyumak istiyordu,başına kötü birşey geleceğini biliyordu.Haklıydı da.

Bir süredir yumuşak zeminde kayıyordu.Yüzüne ve gözüne kaçan toprağı temizlemeye çalışsa da her defasında tekrar toprağın gözüne ve yüzüne bulaşmasını engelliyemiyordu.

Gözlerini kapatmak zorunda kaldı.Vücudunu korumasına gerek yoktu,sadece toprağın tozuna boyun eğmek zorunda kalıyordu.Karanlığın derinliklerinde kaymaya devam ederken bu kadar hızlı kaymasını yeni yeni anlıyordu.
Soğuk toprağın vücuduna çarptığını ve nefesinin tükendiğini hissediyordu.
Kaydığı zemin yumuşak olsa bile,bu durumda rahatlıktan söz edilmezdi.Fakat,az da olsa vücudunun ağrıması büyük bir şanstı,bu da onu rahatlatıyordu.

Toprağın sesini dinlerken,halen gözlerini açmayı denememişti.
Sürekli kaydığı zeminde terini döküyordu.
Havasız kalmıştı,nefesini boşa harcadığını düşünmemek için çırpınıyor gibiydi.
Toprağın sağa sola uçuştuğunu ve ses çıkardığını anlamıştı.Kafasının toprağa sürtmemesine dikkat ederek, nereye gittiğini bilmeden kayıyordu.

Elleri toprağa ara sıra sürtünse de bunun olmamasına dikkat ediyordu.Çünkü;kaydığı zeminin yumuşak oluşu ellerinin sağlıklı kalmasına yetmiyordu.O kadar hızlı ilerliyordu ki,ellerinde kesikler oluştuğunu ve ağrıdığını hissetmişti.

Ellerinin yere sürtünmesinden korkarak ellerini karanlığına kucak açmış gibi uzattı.Karanlığın ona sarılmasını beklemiyordu,fakat karanlığa son vermek istiyordu.

Uzun zamandir,karanliğa hapsolmuş bir şekilde kayıyordu.
Kollarını iki yana uzatmış,karanlığın sona ermesi bekliyordu.Gözlerini açamamıştı,içinde bir şüphe oluşmuştu.

Kaydığı zeminde sürekli defalarca döndüğünü anlamıştı,kendini bir anlığına çocuk parkındaki kaydıraklarda hissetmişti.
Bu düşüncesi, öğrenmesi gereken şeyler olduğunu açıkça belirtiyordu.
Küçüklüğünde üstü kapalı kaydıraklarda ellerini yan taraflarına sürterek kaydığını hatırlamıştı.

Beklemeden vücudunu sağa doğru yatırdı.Sağ kolunu uzatacağı yere kadar zorladı.
Fakat,kaydığı yerin belirsiz,kapalı ve karanlığın ortasında olduğunu düşünmemişti.Çok geniş bir zeminde kaydığını anlamıştı.Bu sefer de sol kolunu uzatarak toprağa ellerini sürtmek istiyordu.Ama durum değişmemişti,tıpkı sağ tarafta olduğu gibiydi.

"Gözlerimi açmalıyım,kendime gelmeliyim"diye içinden geçirdi.
O sırada bir takım sesler duymaktan kendini alıkoyamamıştı.
Bu sesin ilerledikçe daha da iyi işitmesi korkunçtu.Gürültülü bir ses olduğu gayet açıktı.Git gide çoğalıyordu,ses kendine olan güvenini kaybetmesine neden oluyordu.

İşitiği sesin ne olduğunu düşünürerek anlamaya çalışıyordu.O sırada Frei nefes alamıyordu.Elleriyle yüzünü temizlemeye çalışsada kendini bıraktı.Öleceğini düşünürken nefesini içinden alıyordu.

Hızlanmaya başlamıştı,nefes almaya tekrardan başlamıştı.Gözlerinin kapalı bir şekilde olması büyük bir eksiklikti.
Nefes almaya başladığında soğuk hava gitmiş yerine serin ve sahildeki gibi bir hava esmeye başlamıştı. İçine hoş olan havayı çekiyordu.

Bu havanın kaynağını öğrenmesine az kalmıştı.
Daha da hızlanarak hız tutkunu olmuştu.Toprağın sesi kesilmişti.

İşte o an,beklediği an gelmişti.Frei belirsiz olan karanlıktan çıkıyormuydu?

 Zaman'ın KaranlığıWhere stories live. Discover now