Gercek mi,Hayal mi?

124 17 0
                                    

Güneş, karanlığın karşısında dayanıksız kalıyordu. Zifiri karanlık,artık gri rengini alarak kaybolmuştu. İlk defa gri rengini almıştı.
Bir süre sonra gri karanlik,tıpkı zifiri karanlik gibi gökyüzünden uzaklaşmış ve bu defa da alacakaranlığın gökyüzünde oluşmasını tetiklemişti. Göz gözü görmeyecek kadar karanlıktı.

Deniz,dalgalanmaya başladı. Dalgalar ilginç oluşunu korumaya devam ediyordu,kıyıya ulaşamadan devasa olan kayalıklara doğru süzülerek dağılıyordu.Dalgalar yönünü şaşırmış gibiydi.

Normal olan hiçbir şey yoktu.......

Gökyüzü sürekli değişiyordu fakat değişemediği tek şey Güneş idi.Karanlık kendini gökyüzüne hapsetmişti.Gökyüzündeki belirsiz ışıklar gökyüzünde hapsolmuş karanlığın kendisiyle savaşıyordu.Belki de karanlığın sonu gelmişti.
Güneş,karanlığın ortasından ışığını göndermeyi başarmıştı.Güneş;Karanlığı sanki suyun,buzu çözdüğü gibi kendi ışığıyla çözmeye başladı.
Güneş'in azimliliği karanlığın yok olmasına yetmişti. Karanlık,gökyüzüne veda ederken "dönüşüm korkunç olacak" dermiş gibi veda etti.

1.GÜN

Vücudunun ve elbiselerinin ıslak olduğunu anlıyordu. Dalgalar eski halini almıştı. Kıyıya doğru atılıyordu. Doğru olan da buydu. Dalgalar,vücudunu ıslatmaya devam ediyordu.Gözleri, tuzlu suyun kaderine boyun eğmek zorunda kalmıştı.

Gözlerinin, Güneş'in ışıltısına ayak uyduramaması kötüydü. Gözlerini ağrıtıyordu.Ayağa kalktı, bilinci yerindeydi.

Yumuşak kumun üzerinde uyuyan insana doğru yürüdü. Güneş'in gökyüzünde olmasi o kadar da umrunda değildi.

Robert,yarı uyanık zihninde birtakım sesler duyduğunu anlamıştı. Sanki biri ona adıyla sesleniyordu."Robert,uyan Robert dostum uyan ben geldim...Robert,Robert".

Kulağına gelen sesleri daha iyi algılamaya başlamıştı. Robert,hafif gelen Güneş'in sıcaklığıyla vücudunu istemsizce kaçırdı.Adını birkaç defa daha işittiği hissetti.Uyanma vakti gelmişti. Gözlerini kıstı ve açtı.Gözlerini açtığında karşında duran canlının Frei olmasını çok isterdi ama buna gerek kalmamıştı.
Frei,yaşıyordu.

Robert'ın kalp atışları hızlandı. Evet,bu kez gördüğüne inanmıştı.Robert ani bir hareketle ayağa kalktı.Frei'ye o kadar odaklanmıştı ki Güneş'in doğduğunu, zifiri karanlığın geçtiğini anlayamamıştı. Robert sevinçle,"Frei" diye yüksek sesle bağırdı. Lykol, Robert'in kötü ve yüksek sesinden etkilenerek uyandı. Lykol neler olduğunu öğrenmek için ayağa kalktı. Lykol'un güneşin doğduğunu anlaması biraz gecikmişti. "Güneş mi? Bu inanılmaz" kendi kendine söylenerek Robert'a doğru yürürken gökyüzündeki Güneş'in etkileyici manzarasına bakmaktan kendini alıkoyamamıştı.

Robert,Lykol'a haber vermek için ayaklanmıştı ve Lykol da Robert'a.Fakat Robert,Güneş'in doğmasına mı sevinmeliydi yoksa Frei'nin yaşadığına mı?
Lykol ve Robert birbirlerini kendilerine dogru yürürken gördüklerinde,ikisininde ne düşündükleri merak konusuydu.

Lykol heyecanla Robert'ın gözlerinin içine işleyen Güneş'i izlerken "Robert,istediğimiz gibi..."

Robert,sözünü bölerek devam etti."Hey,Lykol dinle beni".

"Senin neyin var,dünde böyleydin hiç anlamiyacaksin degil mi? Güçlü olup ve ayakta durmak zorundayız."

"Hayır,ben gayet iyiyim ama .... duraksadı derin bir nefes aldı oldukça heyecanlıydı." Frei..."

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jan 31, 2016 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

 Zaman'ın KaranlığıWhere stories live. Discover now