22✅

9.5K 304 21
                                    

Cağnımlaaar, nasılsınız ? İyisiniz inşallah :) neyse yazmaya başlıyorum. Meleklerim beniim ♥♥ :*

Onur da benimle birlikte dışarıya geldi. Tam evin girişinden arabaya biniyorduk ki arkadan Ayfer hanım geldi. Ağlıyordu.

"Bebeğim, beni torumundan mahrum mu bırakacaksın?" Onur'un annesi değil mi, şu tavırlardaki vıcıklığa bakar mısın?

Normalde olsaydı kesinlikle hakaretlerini affetmezdim. Fakat hamilelik hormonları ve empati. Bende bir anne olacaktım. Aynı şey başıma gelseydi belki gelinime hakaret etmezdim. Ama, torunumdan mahrum kalmak istemezdim. Kafamdaki konuşma balonları Ayfer hanımın sesiyle dağıldı.

"Kızım, beni affet ben..bi...bir anda öyle görünce sizi.."

"Lütfen, size kızgın değilim. Torununuzdan da mahrum kalmayacaksınız."

Deyip arabaya bindim. Sonra Onur'a dönüp yeni evimizi göstereceğini söyledim. Biraz kafa dağıtmak iyi olurdu. Arabayı evimize doğru sürdü. Önceden gördüğüm yerlerde çok değişiklik yoktu.

"Güzelim, istersen mobilyaları tekrar değişebiliriz."

"Yoo, hayır. Ev harika. Zevkimi biliyorsun."

"Biliyorum tabii."

"Aferin,"

Ev tam istediğim gibiydi. Amerikan mutfak vardı.
Mutfağın dolapları kırmızının en sevdiğim tonu olan vişne rengindeydi. Parlak kapaklarla vişne rengi nefes kesici görünüyordu.
Set üstü siyahtı, yerdeki ve duvardaki fayanslar da siyah ve vişne rengindeydi. Keşke set üstü beyaz olsaydı diye geçirdim içimden. Onları da sonra değiştirirdik.

Koltuklar da ona uygun olarak vişne kırmızısı ve siyahtı. Ah, birkaç eksik dışında tam hayallerimdeki gibi bir evdi.

"İstersen Cansu'nun odasına ve bizim odamıza çıkalım."

"Bu harika olur."

Sonra Onur arkamdan sarıldı ve merdivenleri öylece çıkmaya başladık. Paytak paytak merdivenleri çıktık. Hala arkamdan sarılıyordu. Bu hareketten her zaman çok hoşlanırdı.

"İlk nereyi görmek istersin?"

"İlk Cansu'nun odasını görelim."

Sağdan ilk kapıya yöneldik. Yandaki oda da bizim odamız olmalıydı. Sonuçta Cansu'ya yakın olmalıydık. Onur kapıyı açınca gözlerimin dolmasına engel olamadım odanın tamamı pespembeydi. Benim boyumdan bile daha küçük olan bir dolap beşiğin karşısındaki yerini almıştı.
İçini açtığımda bir sürü elbiseler vardı.
Aman Allahım! Benim bebeğim büyüyünce bunları mı giyecek. Patiklerden, tütülere kadar herşey vardı içinde. Çok güzellerdi. Gerçekten çok güzeller. En kısa zamanda Berna'yı buraya getirmem gerek dedim içimden...

Pembe beşiği, duvardaki pembe raflar bebekler oyuncaklar hepsi o kadar güzeldi ki...

Sonra Onur'a bizim odamızı görmeyi istediğimi söyledim. Tahmin ettiğim gibi yan oda bizim odamızdı. İçerisi vişne kırmızısı renkle boyanmıştı. Mobilyamız beyazdı. Bu uyum harika görünüyordu. Dolabın tam yanından terasa kapı açılıyordu. Manzara harikaydı, deniz ayaklarımın altındaydı. Hemen kapıyı açıp dışarıya çıktım. Mart ayının soğukluğuyla yüzüme gülümseme geldi, bu soğukluğu seviyordum. Bebeğimi soğuktan daha çok sevdiğim için manzaraya doyamadan içeri girmek zorunda kaldım.

"Onur, burası harika, özellikle manzara mükemmel."

"Sen beğendiysen sorun yok bebeğim"

Sonra dolabın kapağındaki aynada karnıma baktım giysilerimi düzelttim. Onur da arkamdan sarıldı.

"Seni çok özledim bebeğim."

"Bende seni çok özledim."

"Sahi Gökçe, en son ne zaman seviştik?"

"En son ne zaman seviştiğimizi hatırlamıyorum ama yakın zamanda sevişeceğimizi hissediyorum sanki"

Onur yavaşça boynumu öpmeye başladı. Ona hayır diyemiyorum. Ellerinin hafifçe göğüslerimde dolaşmasına izin verdim.

***

Yarın Sabah

"Bebeğim, kalk kahvaltı hazır."

Onur'un yüzünde muzip ve bir o kadar çocuksu bir ifade vardı.

İçimde ki konuşma balonunda tam olarak 'Allah'ım bu kadar tatlı insanı kazanak kadar ne sevap işledim ki ben?' yazıyordu.

Baktı ben uyanmıyorum. Yanıma gelip uzandı.
Dudaklarıma uzun bir öpücük kondurdu. Bende ısrarlarına dayanamayıp uyandım. Onur dolaptan çıkardığı sarı pijamaları üzerime giydirdi. Üstümde kilot hariç hiç birşey yoktu. Pijamaları giydirdikten sonra kucağında sofraya kadar indirdi.

Maşallah bir kuş sütü eksik. Açıkçası Onur'un böyle yetenekleri olduğunu tahmin bile etmemiştim. Profesyonel yardım aldığı kesin.
Tam kendime sandalye çekiyordum ki, Onur beni kucağına aldı.

"Bugün seni ben yedirecegim prenses, ilk kahvaltımıza özel."

Yemeğimizi yedikten sonra, Onur bana odamıza çıkıp hazırlanmamı söyledi.

Bir sürprizi daha vardı muhtemelen.

Arabayla beni Berna'yla kaldığımız eve bırakıp iki saate kadar hazır olmamı söyledi.

Neyi planlıyordu acaba?

Neyse, nasıl olsa öğrenecektim.

Canlar, biliyorum hikayeyi cok ozlediniz. Ygsye hazirlaniyorum yiginla odev ve sinav var anlayisla karsilayacaginizi umuyorum. En kisa zamanda yeni bolum gelecek. Mutlu okumalarrr :)))


Hamile ve ÖfkeliWhere stories live. Discover now