KALBİNE SÜRGÜN ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

32.8K 1.5K 121
                                    



Leyla'nın ağzı henüz kapanmamıştı. Kendi kendine soğukkanlı ol Leyla dedi.

"Benden bebeğinize Taşıyıcı anne olmamı mı istiyorsunuz? "Meral kendinden beklenmeyecek bir soğukkanlılıkla konuşmaya devam etti.

"Evet, tabi bu senin Köşkü ne kadar istediğine bağlı"

Leyla ne diyeceğini bilmez bir halde bir Meral'e bir Adnan'a baktı; sanki ikisinden birinin "şakaaaa" demesini bekliyordu. Adnan olayın tamamen dışındaymış gibi köşede duruyordu. Ama duruşundan onunda çok şaşkın olduğu belliydi. Anlaşılan bu tamamen Meral hanımın fikriydi.

"Edremit'teki arazi sende kalsın, sadece dokuz ayını bize ayıracaksın ve bundan hiç kimsenin haberi olmayacak."" Bittiğinde yoluna gidebilirsin, tabi cebinde köşkün tapusuyla"

Leyla biraz kendine gelmeye başlamıştı. Aslında şu an bu kapıdan kaçarcasına çıkması lazımdı. Ama Ayakları prangalanmış gibi yerinden kıpırdayamıyordu.

"Ne dersin Leyla, her iki tarafta istediğini elde etmiş olacak"

Hayatta Leyla için önemli bir şey kalmamıştı, kaybedecek hiç bir şeyi yoktu. Bu kadar çılgın bir teklife ne demeliydi bilmiyordu; ama köşkü geri almayı her şeyden çok istiyordu. O evde annesiyle çok mutlu günleri olmuştu. Belki bir gün onun çocukları da o ahşap döşemeleri gıcırdatarak koşuştururdu. Hoş babası gibi bir adamdan sonra erkeklere hiç güveni kalmamıştı ya.

"Diyelim ki kabul ettim, bunu nasıl gizlemeyi düşünüyorsunuz?"

Meral'in yüzünde bir gülümseme belirdi, gamzesi ortaya çıktı. Aynı anda Adnan ellerini saçlarından geçirerek derin bir nefes aldı.Hangisi daha çılgın diye bir karısına bir de Leyla'ya baktı. Daha yarım saat öncesine kadar birbirlerini tanımıyorlardı. Bu kadar önemli bir kararı tek başına verdiği için Meral'e kızgındı. Bir yandan da belki kader onları bir araya getirmişti.

"Sen o işi bize bırak" dedi Meral

"Ailemden bile kimse bilmeyecek, bu sır bizimle mezara gidecek. Sana kendi muhitine uzak bir ev tutarız, ihtiyacın olan ne varsa karşılanır. İnan bana pişman olmaman için elimizden geleni yapacağız. Öyle değil mi Adnan?"

Bunu söylerken yalvaran bakışlarla kocasına bakıyordu.

"Ah...bir kocan olduğunu hatırlamana sevindim"

Meral'in yüzü düştü.

Adnan tabi ki onun mutlu olmasını istiyordu; ama çok acele bir karar olmuştu bu.

"Peki , peki" dedi Adnan;

"Eğer Leyla hanım kabul ederse elimizden geldiğince onu rahat ettiririz."

Meral'in yüzü tekrar güldü. Artık top Leyladaydı.

Leyla, Meral'in heyecandan titreyen ellerine ,hafifçe pembeleşmiş yüzüne baktı. İyi insanlara benziyorlar diye düşündü. Hayatında, İzmir'de yaşayan teyzesi, Cemal abi ve birkaç okul arkadaşından başka kimse yoktu. Bir sevgilisi bile yoktu. Yani hesap vereceği hiç kimse...

***

Leyla topuklu ayakkabılarının üzerinde yavaş adımlarla Acıbadem ana caddede yürüyordu. Meral topuklu giydiğini görse çok kızardı. Bunu düşününce dudakları bir tebessümle kıvrıldı. Kısa sürede abla kardeş gibi olmuşlardı. Meral'in yumuşak huylu mizacıyla Leyla'nın heyecanlı yapısı birbirini dengeliyordu belki de... Tanışmalarının üzerinden geçen ilk hafta en zoruydu. Birbirini hiç tanımayan bu üç insanın çaresiz istekleri için bir araya gelmesi; fakat elle tutulacak kadar canlı korkuları, güvensizlikleri ve en önemlisi kırılganlıkları büyük hezeyanlar yaratmıştı hepsinin kalbinde... Ama zaman geçtikçe birbirlerine alışmışlardı. Tabi bunda Meral'in ,bu sürecin çok hızlı gelişmesi konusundaki heyecanlı çabalarının etkisi büyüktü. Çünkü Meral çok yakını olan birkaç kişiye hamile olduğunu söylemişti bile. Her şeyin bu kadar hızlı gelişmesi Leyla'nın başını döndürmüştü. Birkaç gün içinde yurt dışına çıkışları, işlemlerin başlaması, Meral'in telaşı, Adnan'ın her şeyi kadere teslim etmiş durgun hali bir anda Leyla'yı "ben ne yapıyorum" sorusuyla yüz yüze getirmişti.

KÖRDÜĞÜM(KalbineSürgün)Where stories live. Discover now