0.1

292 32 7
                                    

Size bir hikaye anlatayım.

Atticus Enstitüsü'nde, 1976 yıllarında geçen bir olay. Psişik güçlerin, yani telekinezi ve konsantrasyon gücü ile geleceği görebilme gibi güçlerin, Pensilvanyada bir yeraltı hastanesinde deney yapılarak ortaya çıkması.

Binlerce hasta vardı, bazılarının hikayeleri sadece yalandan ibaret, bazıları minik şeyleri başarabilen, bazıları ise her şeyi yapabileceğini iddia eden şizofrenler.

Doktor West, yani hastanenin baş doktoru, altı arkadaşıyla birlikte kurduğu bu hastaneyi, işini çok seviyordu.

1976 yılının Kasım ayında, yaşlı bir kadınla birlikte gelen Judith, her şeyi değiştirdi.

West, bu hastada bir tuhaflık olduğunu biliyordu fakat üstüne düşmedi çünkü, öyle şeyler görmüştü ki, bu bir hiçti.

Judith Winstead, ilkokul öğretmeni görünümünde ki, 40'ına merdiven dayamış bir bayandı. İçine kapanıktı, sessizdi, yürüyüşü, duruşu garipti, diğer hastalar gibiydi işte!

Olanları, onu hastaneye getiren kız kardeşinden dinlediler.

''O, çok eğlenceliydi. Ondan yedi yaş büyüktüm, çok eğlenirdik, neşeliydi, cıvıl cıvıldı. 35 Yaşlarında, eve giderken kaldırımın üstünde ki buza basıp düştü. Sırtını epey incitti, acısı çoğaldı, bir zaman sonra dayanılmaz oldu, sürekli olan bir şeydi. Eşimle onun tek başına yaşamasına göz yumamazdık, onu yanımızda aldık. İlk başta her şey normaldi, fakat bir sene sonra o değişti. Yürüyüşü, oturuşu, günlerce odasından çıkmıyordu. Yemek yediğinden bile emin değildim..Daha sonra..onun yaptığı bazı şeylere şahit oldum. Herkese anlattıklarımın dışına çıkamam, bu dehşet vericiydi!''

West, ona her hastaya uyguladığı bazı minik deneylerden yaptı. Seçtiği kartı aralarında ki tahtaya, yani Judith'in göremeyeceği bir düzeyde arkadaşlarına görmesi için tuttu. Judith, kartın üzerinde ki işareti 30 denemede de bildi. Bu, etkileyici bir şeydi fakat önyargıyla yaklaşmamalıydık, bir yıl önce olan hileden sonra West'in namı yerle bir olmuştu.

Onu denedik, geçmişi hakkında sorular sorduk.

''Adınız nedir?''

''Judith Lee Winstead.''

''Kaç kardeşiniz var?''

''...''

''Sorumuz açık. Kaç kardeşiniz var?''

''Bir.''

''Aileniz hayatta mı?''

O ise, sustu. Dik bakışlarıyla gözlerimize bakmaya devam etti, aynı soruyu ikinci kez sorduğumuzda sallanmaya başladı, hemşire kapının önünde olabilecek her şey için hazırdaydı.

Kollarını yüzüne götürdüğünde masaya damlayan kanla West koşarak peçete getirdi.

''Kanaması var! Burnu-bekle, eli kanıyor! Kendini mi ısırdın!?''

Güldü, boğazından gelen derin hırıltılarla güldü.

Birinci kayıt, burada bitmişti.




fear ::Where stories live. Discover now