fear ::

0.3

Üçüncü kayıtın başlangıcında, Judith'de ki değişiklikleri görüyoruz.

Boğazında ki hırlamaları, garip davranışları çoğalmış, nöbet geçirmeye başlamıştı.

''Sorumu üçüncü kez tekrarlıyorum Judith, ara vermek ister misin?''

Parmaklarını masaya geçirmeye, ellerini incelemeye, saçlarını karıştırmaya ve başını sallamaya devam etti. Son iki gündür böyleydi, sakinleştiricileri kullanma zamanı gelmişti belki de.

Susan içeri girdi,

''Ekipmanları hazırlamışlar, son bir deney onun için yeterli olur mu?''

Burada gizli bir soru işareti oluşacak kafanızda, bekleyin.

Onu lazerin olduğu kapalı bir odaya aldılar, oda aydınlanıyordu, West ve arkadaşlarının arasında cam vardı, olabilecek her türlü sorunla savaşıyorlardı, işlerini şansa bırakamazlardı.

Kameraman camın ardında onu gizlice çekmeye devam ederken, Judith'i ellerinden ve ayaklarından bağlayarak bir sandalyeye oturttular.

Lazeri üzerine doğru, flaş sesiyle iki saniyenin ardından tekrar tekrar tutuyorlardı.

İlk 50 saniyede, kameraya bir şey takılmamıştı. Fakat birinci dakikanın sonunda, Judith ortadan kayboldu.

''NE!? Ellerini kontrol etmediniz mi!?''

West, panik içindeydi. Bu olanlar onu etkiliyordu, korkuyordu, biliyorduk.

Lazeri tekrar tuttuğumuzda, Judith'i camın ardındaki diğer kameranın önüne atlamış bir şekilde bulduk. Delirmiş gibi kameranın camını parçalıyor, ellerinden akan kanı umursamadan bir oraya bir buraya koşuyordu.

Bu olay, cidden dehşet vericiydi.

İki adam, onu kollarından tuttuğunda elinde ki sakinleştiriciyle ona doğru gelen Susan'ın üzerine kan kustu.

İşte, şimdi endişelenmemiz gerekiyordu. İğneyi hızla ona sapladıktan sonra onu bir odaya kilitlediler, bu sefer ellerini kontrol ederek.

Kayıtlara takılan bir şey olup olmadığını anlamak için bunlardan en çok anlayan adamı, Peter'ı çağırdılar.

Kayıtı baştan sona izlediklerinde, ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı. Judith'in kıpırdamadığı ilk 50 saniyede içinden bir şey çıkıyor, o bağırıyor, daha sonra tekrar giriyor, tekrar çıkıyordu.

Gölge gibi, cismi yoktu, fakat o kadar korkutucu gözüküyordu ki. Daha sonra da, Judith yerinden kalkıyor, delirmiş gibi ellerini parçalıyordu.

''Devletle iş birliği yapmamız gerekiyor West!''

''Hayır, hayır! Onları bu işe sokamayız, o bizim hastamız, o-o da bir insan ve hakları var..''

''Sen delirdin mi!? O normal biri gibi mi gözüküyor!''

Kayıtın yarısı, burada kesildi ve diğer yarısı başladı. Devletle iş birliği kurmuşlardı işte, silahlı askerler, iki doktor ve analizciler.

Ve, tabii bir de emir verip duran o küstah herif.

''Askerler silahlansın ve bu akşamki nöbet için beklesinler.''

Önlem almak, tam anlamıyla buydu sanırım. Bu sefer, Judith'in üzerinde deney yapacak olanlar West gibi nazik adamlar değildi.

Devletti.

Susan'dan olanları dinleyelim.

''O kadından başından beri hoşlanmıyordum..fakat..onu camdan bir kafese koyup delice şeyler yapmaları, içimi sızlatmıştı. Alamadıkları her cevapta, ona işkence ediyorlardı. Onun tepkileri ise oldukça kışkırtıcıydı.''

Ellerini bağladılar, bir sürü kablo taktılar ve onu camdan bir kafese koydular. Böylece kimseye zarar veremeyecekti.

West ise hala sinirliydi, Judith'in hakları ihlal edildiğinden dolayı.

''Onun sağlığının korunması gerekiyor! Bunu yapamazsınız!"

''Evine.git.ve.dinlen!''

''Bana emir veremezsin, seni çağırmamalıydım!''

''Huh, yeteri kadar silahınız, ilacınız ve gücünüz yoktu! Burada olacak olan her şeyden artık devlet sorumludur, siz değil.''

İlk deney, karanlık bir odadaydı.

Bir kaç mumu Judith'in yakınına koydular, o ise bağlı ve göz altları morluklarla dolu bir şekilde orada durdu.

Arada sırada kasılıyor, titriyor, hayvani sesler çıkarıyordu. Sakinleştirici almasına rağmen.

Anında mumları yaktı, söndürdü, bunu tekrarladı. Birkaç kez.

Sanki istenilen şeyleri biliyor, yapabileceklerini bize göstermek istiyordu.

Askerlerin onun gücünü görmesini sağladıktan sonra ise, mumları havaya fırlattı ve odada ki perdenin alev almasını sağladı.

Bu daha ilk deneydi.

Ve de Judith'in yapabileceği en az şey.