3: #Balo#

25.7K 1K 494
                                    

Multimedya; Indila - Tourner Dans Le Vide

3: #Balo#


Elimdeki çay dolu kahverengi fincanı daha adını bile bilmediğim adama uzattım.


"Benden nasıl bir yardım istediğinizi anlamış değilim." derken koltuğa oturmuştum bile.


Onu evime getirmiş ve çay kaynatmıştım. Önce biraz sakinleşmesi gerekliydi.


"Bak, duygularımı kimseye açmayı sevmem ama... Onu 4 yıldır seviyorum, hatta aşığım. Tüm kızlar benim peşimde koşarken ben sadece onu istiyorum. Neden vazgeçemiyorum bilmiyorum, hani kimse vazgeçilmez değildi? O istisna olabilir mi?" dediğinde burukça gülümsedim istemsizce.


Acaba bir gün biri de beni böyle sever miydi?


"Peki benden ne istiyorsun?" diye sordum.


Çaresiz çıkan sesiyle "Bana onu unutturabilir misin?" deyince güldüm. Ben mi? Ah, komik.


"Bunu cidden benden mi istiyorsun?" dedim alayla. Acınacak bir halindeyim. Kendime faydam yokken daha adını bilmediğim bir adama nasıl yardım edebilirdim?


Ailem ölü mü yaşıyor mu, bilmiyordum. "Merhaba"lık olanları saymazsak bir arkadaşım yoktu. Çirkindim, sıradandım, beceriksizdim... Bir erkek arkadaşım bile olmamıştı. Ben hayattan ümidi kesmiştim.


"Haklısın," diye mırıldandığında nedensizce kırıldım. "Onu unutamam, ama hala onu kazanmam için bir şans var." dedi ve hışımla ayağı kalktı.

"Bana nasıl yardım edebileceğini buldum!" dedi sevinçle ve elimi tutup koltuktan kaldırdı.

"Nasıl?"

"Çok zamanımız yok, sana paket göndereceğim birazdan. Pakettekileri giyin, sonra seni alacağım." dedi ve bir şey söylememe izin vermeden çıktı.

İsmini söyleseydi bari...

Hem cidden, daha ismini bilmediğim bir adam için ne yapmam gerektiğini bile bilmediğim bir yardımı neden yapıyordum ki?


Aptal mıydım? Evet. Kesinlikle aptalın tekiydim.


Ama zaten en fazla ne yapmam gerekebilir ki? Çöpçatanlık filan işte... Yani, herhalde.


Paketler gelene kadar gidip ödev yapmam gerekiyordu. Gerçi bugün kimse ödev vermemişti ama en azından birkaç test çözmeliydim. Eğer bu bursu da kaybedersem, elimde bir şeyim kalmayacktı.


Turuncu çantamın fermuarlarını açtım ve içinden kalın ingilizce testini çıkardım. Kalemliğimi de alıp masaya geçtim ve kaldığım sayfayı aramaya başladım.

Hey Taksi!  #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin