15.Bölüm - Tuzak

800 77 4
                                    


Siyah deri kılıfında ejderha kabartmalı bıçağı kabzasından çıkartıp kavradığında, o saniyeden sonra bir şeylerin değişeceğini tüm iliklerinde ve benliğinde hissetmişti. Aynen efendisinin kendisine söylediği gibi.

"Olayları kontrol edemiyorsan, kendi lehine çevirecek bir şeyler yap..."

Onları koltukların arasından gayet net bir şekilde izleyebiliyordu. Üstelik henüz fark edilmemişti. Aslında sadece bir kişinin, kendisini görüp görmediğini merak etti.

Onu öldürmek istemiyordu. Efendisi ona kesinlikle zarar vermesini yasaklamış olsa da, içindeki bu dürtüyü bastırmakta cidden zorlanıyordu. Ondan nefret ediyordu.

Efendisinin ona olan ilgisini kıskanıyordu. Ondan her bahsedişinde sadece kendisinin fark ettiği bir şekilde sessinin tonu değişiyordu. Bunu fark ettiğini ilk andan beri ondan ölesiye nefret etmeye başlamıştı.

Efendisi için her şeyi yapabilecek zihniyet de biri olsa da, ona olan ilgisini paylaşma düşüncesi midesinin şiddetli bir şekilde bulanmasına neden oluyor, kendini kontrol etmekte zorluk yaşıyordu.

Efendisinin ağzından çıkacak tek bir sözcükle, onu gözünü kırpmadan yüz farklı şekilde öldürebilir ve bundan son derece büyük bir haz duyarak efendisinin dizlerinin dibine huzurla dönebilirdi.

Düşünceleri böylesine ağır ve keskinken birden onun ayağa kalkarak koridorda ilerlemeye başladığını gördü.

Üstelik yalnızda değildi. Bu nedenle beklemek zorundaydı. Lakin onları izleyen tek kişinin kendisini olmadığını da biliyordu.

Efendisi onu sadece gözlem yapması için göndermişti. Adamları çoktan tetikte ve ne zaman harekete geçeceklerini bilecek kadar, işini iyi bilen profesyonel katillerdi.

İşlerini şansa bırakmazlardı. Buna her delili ortadan kaldıracak bir uzmanlık bilgisi de dâhildi.

*-*-*-*-*-*-*-*-*

Sehun, daha trene binmeden izlendiklerini anlamıştı ve bunu diğerlerinin henüz fark etmediğinin de ayırdındaydı. Onlara hissettirmeden neler yapabileceğini kafasında tartıp durdu.

Yalnız olsaydı her şey daha kolay olurdu. Şimdi düşünmesi ve onlar için endişelenmesi gereken bir avuç insanla beraber, tehlikenin içine girdap misali çekiliyorlardı. Bunu yanlış bir yolla çözecek olması da işini hiç kolaylaştırmıyordu.

Onlarla böyle bir anlaşma yapmış olmak her ne kadar vicdanını ve aklını rahatsız etse de, bir yolunu bulacaktı.

Jongin'in kendisine verdiği taş ile beraber onu istemişlerdi. Kitabı alamayacağını biliyordu. Buna rağmen bir plan yapmalı ve bu işten bir şekilde kurtulmalıydı.

Jongin'in neden korku içinde olduğunu ve kimden korktuğunu aslında biliyordu. Ne yazık ki insan kendi kanından olan insanları hiçbir şekilde seçemiyordu.

Onu bu işe karıştırmadan bir şeyler yapmak zorundaydı. Bu nedenle iki katı endişeli ve iki katı gergindi.

Arada Chanyeol ve Baekhyun ile göz göze gelip, neye karıştıklarına dair bir fikirleri olup olmadığını merak etti.

Yerine oturmadan önce Luhan'ın geçmesine izin verdi. O oturduktan sonra arkasına yaslanıp gözlerini sadece birkaç saniyeliğine kapattı.

İzlendiğini hissedince gözlerini açtı. Kafasını çevirince Luhan ile göz göze geldi. O anda neler hissettiğini gözlerinden okumak hiç zor değildi.

MYTHTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang