17.Bölüm

1K 91 21
                                    


Belime sarılan güçlü kollar tüm benliğimi etkisi altına almış, titremelerimin adını koymuştu. Ne korkuydu ne de siyah, bunun adı artık aşktı. Tenimde hissettiğim dokunuşlar bana ait olduğum yeri çığlık çığlığa söylüyordu. Bel boşluğumda ki uzun parmakları , bulunduğu yeri kıskacı altına almıştı. Sıcaklığını üzerimdeki kumaş parçasından bile hissedebiliyordum. Buz tutan tenim hızla alev alıyor ve içimi cehenneme çeviriyordu. Cayır cayır yanmama rağmen, kalbim bunu cennet kabul ediyordu. Tenimin üzerindeki gölgenin sahibi, nefes alış verişime bile hükmediyor ve beni adeta bir kukla gibi yönetiyordu. Tek bir dokunuşundaki etki tüm hücrelerimi etkilerken , üzerimdeki etkisi ne denli büyük olduğunu tam anlayamıyordum. Kimi zaman cesaretli oluyor ve karşısında dik durabiliyordum kimi zaman ise sadece Ondan ibaret oluyordum. Kulaklarımı dolduran müzik yerini henüz hiçbir müzisyenin yapamadığı notalara bırakırken, cevap verecek gücüm yoktu.

' Sende yalnızca ben hüküm sürebilirim '

Belimdeki parmakların asıl görevinin dışına çıkarak benim aciz bedenimi kendi kudretli bedeniyle buruştururken,  sol eli beni ölüme davet ediyordu. Sağ elim benden izin almadan esaretini eline bırakmıştı.

Bu temasla hızlanan kalbim çoktan egemenliğini teslim etmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu temasla hızlanan kalbim çoktan egemenliğini teslim etmişti. Birleşen ellerimizle beraber daha fazlası mümkünmüş gibi birleşen bedenlerimizin arasında olmayan boşluğa bir yanım küfürler ederken diğer yanım kızaran yanaklarına rağmen minnettardı. Boynumdaki yerini bulan et parçası bu denli yakmamalıydı. Üzerimize sabitlenen bakışlar huzursuzluğumu tetiklerken, boynumda hareket eden dudaklar tüm huzursuzluğumu kendi elleriyle huzura teslim ediyordu. Bu yaşadığımız an mahremiyetini sessizce istiyordu ama Agâh o kadar yüce gönüllü olmadığını biliyordum. Çoğu şeyi düşünmeden yapmadığını tahmin edebiliyordum ama sadece kendiyle alakalı olanları. Onca bakışların arasında çok sevgili annem ve Yağız vardı ama  o benim düşeceğim durumu hiç düşünmüyordu.

' Yapma ' diyebildim sadece kendimin bile zor duyduğu sesimle. İstemediğim şeyleri haykıran dilim, bu defa kalbimle ortak çalışıyordu. Tenimden tek nefeslik mesafe kadar uzaklaşan dudaklar, ateşini her durumda iliklerime kadar hissettiriyordu.

' Neyi yapmayayım? '

' Bi - biliyorsun '

' Söyle '

' Şunu yapma '

' Neyi? '

' Biliyorsun '

' Söyle, İRİS '

' Öpme '

' Neden? '

' Biliyorsun '

' Bilmiyorum, söyle '

' Herkes bakarken yapma '

Sesli bir şekilde azat ettiği derin nefesi tenime çarparken, artık yaşamadığımı hissediyordum. Başını boyun çukurumdan çekip burun buruna gelmemizi sağladıktan sonra herkesten bananeydi. Mavi miydi bana huzur veren? Rüzgar mıydı yaşadığımı hissettiren?

ZİRVE ( K. 1 )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin