28.Bölüm

793 58 13
                                    


Korkusuzluğunu gözlerinden okuduğum adam, benden korkmuştu. Benimle yürümeye, benden başka bir şeyinin olmamasından korkmuştu. Bana bir keresinde ' eğer canın acırsa susma, acını duyur ' demişti. Haykırmayalı uzun zaman olmuştu. Bir uçuruma ihtiyacım vardı. Canımın acısını onunla haykırmak isterdim ama benimle uçuruma yürümedi. Ben hep içimde çığlık çığlığa haykırdım onu sonsuzluğa, yalnız başıma yürüdüğüm her yolda düştüm. Yaralandım. Şimdi yine yoldaydım ama bu defa farklıydı çünkü bu yolun sonunda sonsuzluk yoktu.

Son vardı.

***************************

' Yani ne ara oluyor ben anlamıyorum? '

Yağız bu tepkili halime otuz iki diş sırıtarak bakınca hırlayıp arabaya doğru yürümeye başladım. Güya amacı beni otogardan almaktı. Bilet kesme de çalışan kızı ayartmış onunla muhabbet ederken buldum beyefendiyi.

' Kızıl bekle ' dedikten hemen sonra koluma girmiş ve benimle birlikte gelmişti. 

' Yani gerçekten ağabey, bir durak belirle kendine '

' Belirledim '

' Ne? ' adımlarımı durdurduğum için o da benimle birlikte durmak zorunda kalmıştı. Gözlerime anlamsızca bakıp göz devirdikten sonra ' Yürü kızıl ' deyip beni sürüklemeye başladı.

' O ne demek? Biriyle mi çıkıyorsun? Sevgili gibi? İki saatten fazla bir süredir? '

' Çok konuşuyorsun '

' Belki, hadi söyle ağabey '

' Kızıl, Allah aşkına o durağın birisi olduğunu nereden çıkardın? '

' Belirledim dedin '

' Evet, öyle söyledim '

' Yani? '

' Sadece tek çeşitle yetineceğim demek '

' Ben şimdi salağa yatıyorum, varınca uyandırırsın ' derken arabanın yanına gelmiştik. Kapıyı benim için açarken yüzünü buruşturup ' Yolda yanına ergen mi denk düştü? ' dediğinde burun kıvırıp yerime oturdum. Çantamı kucağıma alırken yerine geçen Yağız'a ' Durak derken neyi ima ettiğimi biliyordun ve ona göre cevap verdin. Yoksa benim çapkın ağabeyim kalbini mi kaptırdın? ' diye sordum.

' Kalbimi kamu yararına kullanıyorum kızıl '

' O kamu malı kalp, sahibiyle karşılaşmış demek ki '

' Allah aşkına! Az ötede filozofluğuna devam eder misin? '

' Edeyim etmesine de ağabey, top çoktan ayağıma geldi. Sence gole çevirmeden bırakır mıyım? He? Bak bakayım bana, bende o göz var mı? ' dediğimde eliyle çenemi tutup kendine çevirdi ve gözlerime bakarak ' dur bakayım, hım, hem de en güzeli var ' dedi.

Yüzümde oluşan gülümseme ile ' Üf tamam ya, söylemezsen söyleme ' deyip elini ittim ve kollarımı göğsümde birleştirip, omuzlarımı silktim.

Yağız bu halime kahkaha atarak ' Küsme kızıl, söyleyemem çünkü öyle bir şey yok 'dedi ve ' Hadi ama asma suratını, çirkin oluyorsun ' diye ekledim. Omuz silkip yolu izlemeye devam ettim. Zaten bir süre sonra, o da sallamayarak radyoyu açtı. 

Akan yol ile dağılan düşüncelerim yapmam gereken bir şeyi bana hatırlatınca Yağız' a dönerek ' Ağabey, annemlere gidelim ' dedim.

Yağız bu sözüm ile şaşkınca bana baktıktan sonra gözlerini yola geri çevirip ' Annenlere? Gidelim? Sen ve ben? Üstelik bir sebep yok iken? ' diye duraklayarak konuştu.

ZİRVE ( K. 1 )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin