Kayda düşsün, yerlerdedir yüzün
Kanatlarındadır artık meleklerin hüzün
Işığı vurmaz odana gündüzün
El ayak... Yok takat aysız geceden
Ey gurur... Yoklukta nur üstündür mesafedenSen! Aşiyanın ürkek kuşu
Sen! Zamanın saatte duruşu
Sen! Vehim perdesinin kurtuluşu
Kulaklarımda buhranın çıkardığı ses
Zihnimdeki kafestir fikrimin daldığı nefesBin, binlerce, yüzbinlerce yüksel
Sonsuzun yanından uzanan bir el
Tenindeki yüzüktür gölgelerde engel
Öteye bir yol uzanır ki inceden
Kurtul seni alçaltan, o dipsiz düşüncedenKarar karar, usul usul yer seni toprak
Kimine karadır yer denen sığınak
andadır sesin tutulur mu tutsak
Ötede heceler, cismin ötede geceler
Mani olamaz, manaya dönük gölgelerTopraktır özü
Bir girdaptır sözü
Kaldır kafanı ey düşünce öksüzü
Yokluktadır özü
Onun göktür yüzü
Uç, gönüldür kanadın, işte gökyüzüKaç ve bırak, bu şeytanın nefsi
Dinle ve bak, kurtuluşun ezanda sesi
Tutulduğun bir alev, cehennem hevesi
Bir iklim ki su taşır derinden
Kov şeytanı artık, kov iliklerindenBir el
Bir ruhunadır gel
Bir bedenindir bu yolda engel
Bir duvar dibidir sonsuzdan derin
Bir yel ki kanat olur düşüncelerinSevin ey insanoğlu sevin
Ne tahttır ne saraydır yerin
Yazılan bir geçmiştir kaderin
Korkma, olmaz dedikleri her şey olur
Ol desin, ateş su su ateşte kaybolur.Mehmet TÜRSUN
YOU ARE READING
RÜYA #Wattys 2020
PoetryYazılanlar unutulmayacak, tarihe and içerim Söyledikçe kaybolmayacak bildiklerim Uğruna yanan can gibi sızlatsada Issız değil duygular kalemle betimlenecek.