13. BÖLÜM: ''ROMEO İLE JULİET''

2.3K 120 5
                                    

Medya: Esila

Günün yorgunluğunu atmak için koltuğumun üzerinde oturdum. Bir yandan kahvemi içiyor bir yandan Romeo ve Juliet senaryosunu okuyordum.

Yüksel ey güzel güneş, öldür şu kıskanç ayı. Bak nasıl da sararıp soluvermiş tanrıça kederden. Sen ondan çok daha güzelsin. Kadınım benim. Benim sevgilim. Ne olur bilseydin sevgilim olduğunu. (Arkamda konuşuyor.)

Konuşuyor... Ama bir şey demiyor. Ne çıkar ki, anlatıyor gözleriyle. Karşılık vereceğim ben de. Tüm göklerdeki en güzel yıldızlardan ikisi yalvarıyor gözlerime. Biz dönünceye dek parıldayasınız. (Yanıma geliyor.)

Bak nasıl da utanmış giysisi bu güzelliğin içerisinde. Üstündeki giysi olabilseydim, dokunabilseydim bu güzel tenine. Konuş ey parlak meleğim konuş. Sen göz kamaştıran bir parlaklık katıyorsun geceye. (Etrafımda dönüyor.)

Tıpkı tembel bulutlara binip uçarken havanın kucağında bunları seyreden insanlar gibi hayranlıkla öylece bakakalıyorum ben de sana. (Ellerimi tutuyor.)

-Romeo... Romeo... Neden Romeo'sun sen? İnkar et babanı. Adını yatsı. Yapamazsan yemin et sevdiğine vazgeçeyim Capulet olmaktan ben de.

Bugün olanlardan sonra daha fazla okuyamadım. Senaryoyu şeffaf dosyaya geri yerleştirip masamın üstüne bıraktım.

Bugün seçmelere katıldım ve istediğim rol olan Juliet için seçildim. Romeo rolü içinde partide tanıştığım, kafa birine benzeyen Emir seçilmişti. Ayaz'ın beni izlerken attığı kahkahalar yüzünden çalıştığım sahneleri oynamakta zorlanmıştım.

Bugün hayatımda bir dönüm noktası oldu ve Ayaz'dan hoşlanmamam gerektiğini anladım. Tabii becerebilirsem. Ve bugün müzik sınıfında duyduklarım hatıralarım arasında canlandı.

''Eylül ben müzik sınıfına iniyorum. Melih Hoca beni çağırmış.'' Yavaş adımlarla aşağı katta bulunan müzik sınıfına indim. Kapıyı açtığımda Ayaz, Özgür ve Emir'i konuşurken buldum. Kapının yanında bulunun piyanonun yanına sinip konuştuklarını dinlemeye başladım. Kısa boylu olmak işe yarıyor adamım.

Ayaz bir yandan elektro gitarını çalıyor diğer yandan Özgür'e laf atıyordu.''En son ne zaman Sevde'nin içine kaydın?''

''Ayaz elindeki elektro gitarı alıp...'' Emir Özgür'ün koluna vurduğunda Özgür cümlesini kesti.''Uğraşma benimle Ayaz.''

''Tamam. Sevde ve onun dörtlülerini ellemiyorsun. Anladım.''

Emir Ayaz'ın elindeki gitarı alırken hoşnut olmayacağım bir soru sordu. ''Sen Lara'yı kaç zamandır görmüyorsun. İhmal ettin kızını.''

''Bugün okul çıkışında gidip ilgilenirim. Babamın evlenmesi falan, aklımdan çıkmış.''

''Sadece babanın evlenmesi mi?'' diye sordu Özgür imalı bir sesle.''Esila ile bir alakası yok yani.''

Ayaz soğuk ve sert bir cevap verdi. ''Hayır. Yok.''

Ayaz'ın benden hoşlanması... Böyle bir şeyin hayalini kurduğum için kendime acıyordum. Hayal olsa bile zihnimde oluşan görüntüler güzeldi. El ele, kol kola sahilde koşmak tarzında şeyler düşünmüştüm. Ama bunlar Ayaz gibi biriyle sadece hayal olabilirdi.

Ayrıca Lara denen sürtük kimdi acaba? En çok bunu merak ediyordum. Ayaz'ın önem verdiği biri olmalıydı. Onu ihmal ettin falan demişti Emir. Tanrım! Ne ironi ama! Sen onu seversin o bir başkasını.

KARANLIĞA SARILAN KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin