SAVAŞ TANRISIYLA OYUN OYNAYAN KÜÇÜK KIZIN HİKAYESİ...(romantizm)
*6 Kasım 2016 1 milyon okunma sayisi!
İntikam isteyen iki kişilik bir mezar kazsın.(Konfiçyüs)
Geriye dönüp hatırladığım ilk şeyi sorsalar oyun derdim. Kimi zaman t...
Yeni kitabım Aşk Bulutlarin Üzerinde ye de bekliyorum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ne kadar konuştuğumuzu,ne konuştuğumuzu,zamanın ne ara geçtiğini hatırlamıyordum.Tek hatırladığım birbirimizin ağzından çıkan her şeye katılarak güldüğümüzdü.
İddaayı kazanmıştım. Ares bizi yanlış yönlendirmişti ve işte buradaydık.Battaniyenin içinde zamanı ve içinde bulduğumuz dünyayı unutup sadece anın tadını çıkardık.
Ares bana ,insanlara lakap takmasının yurtta başlayan bir alışkanlık olduğunu anlattı.İnsanlar belirgin bir özelliğine göre ya da yaptıkları akılda kalıcı herhangi bir işe göre isimlendiriliyordu orada.
"Senin lakabın neydi?" diye sorduğumda ilk okul fotoğraflarımdan birini göstermem karşılığında söyleyebileceğini, aksi takdirde bu sırla öleceğini söyledi.
"ilk okul fotoğrafım mı? Sanırım sırrınla öleceksin." dedim ve yıllardır özenle, bin bir emekle oluşturduğumuz karizmamızı kurtardım.
İlkokulda çok çirkindin.
Sen bir de ortaokulu görseydin.
İç seslerin alaylarını umursamayıp lafı okuldaki hocalara getirdim. Duyduğum kadarıyla hepsinin bir takma adı vardı. Bazılarını henüz bilmiyordum. Sorduğumda Ares'in gri gözleri sellektör yapmış gibi parlayıp söndü.
"Ha ! Şu mesele. Evet hepsinin bir adı var. Ama daha güzeli bir hikayeleri..."
"Hikayemi? Hikayelere bayılırım. Okumayı öğrenene kadar sürekli annemin eteğinden çekiştirir ve bunu yapması için ona yalvarırdım."
"Öyle mi, o zaman arkana yaslan ve kulaklarını dört aç küçük hanım.Sırra erişmek üzeresin."
"İşte böyle, önce merak uyandırmalısın, harika." dedim çocuklar gibi el çırparak.
Ona verdiğim gazla iyice havaya girdi ve bin yıl duysam bıkmayacağım o melodik sesle anlatmaya başladı.
"1 numara Matematik Öğretmeni Eflatun. Lakabı 'Fuşya'. Herkes sanıyor ki lakabı ismiyle dalga geçmek için konulmuş."
"Evet." dedim heyecanla , "Ben o yüzden olduğunu sanıyordum."
"Değil."
"Neden peki?"
Büyük sırrı bizden başka kimse duymasın diye duymasını için hafifçe eğildi ve parmağıyla buraya gel diye fısıldadı. Komutuna uydum ve aramızda neredeyse hiç mesafe kalmayacak şekilde yüzüne yaklaştım.
Tanrım, çok güzel kokuyor.
Kulağıma fısıldadığı şey yüzünden hayret yüklü küçük bir çığlık attım.
