7- "Kuşlar göçüyor sanki içimden."

2.6K 389 365
                                    

"hiç kimse dokunamadı sensizliğime, hiç kimse tutunamadı eksikliğime

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"hiç kimse dokunamadı sensizliğime, hiç kimse tutunamadı eksikliğime..ben bile."

şimdi

Bugün çok erken bir saatte kötü bir rüyayla sıçrayarak uyandım. Üzerimdeki ince tişört terden sırtıma yapışmıştı. Gözlerim karanlığa alışınca yataktan fırladım ve pencereyi sonuna kadar açarak nefeslendim. Şafak bile sökmemişti henüz. Midem tuhaf bir tiksintiyle kıvranırken elimi istemsizce oraya götürüp homurdandım. Hırpalanmış hissediyordum.

O esnada kurdumun da bedenim gibi huzursuz olduğunu hissederek adımlarımı banyoya yönlendirdim. Neydi bu içimdeki sıkıntının nedeni hiçbir tahmin yürütemiyordum bunun yanı sıra kurdum da benimle iletişime geçmiyordu, onu en son yıllar önce bu kadar üzgün ve huzursuz hissetmiştim.

Musluğu açıp soğuk suyu yüzüme çarptım defalarca ve bu da fayda etmeyince bulantının nedeni sıcaktır diye düşünüp kendimi duşa attım. Geçecek gibi değildi. Su tenime değdikçe bedenime yeni titremeler katıyordu, bir an sonra midem ağzıma geldi ve havlumu belime sarıp kendimi klozete zor attım. Öğürdükçe öğürüyor, midemdeki safrayı çıkartıyordum. Günlerdir doğru düzgün beslenmemiştim.

Sesime uyanan Jungkook yan odadan hızlıca odama girdiğinde beni iki büklüm olmuş halde banyo zemininde yatarken buldu. Çıplak, kıvrımlı vücudunu beline bağladığı kuşak ve saten kırmızı  bir gecelikle örtmüştü, gözleri yeni yeni uykuya dalmış gibiydi. Hemen başıma eğilip alnıma yapışan saçları çekti. "Miniğim, neyin var?"

Midemi tutmaya devam ederken, ondan yardım alarak kalkmaya çalıştım, öğürmekten içim dışıma çıkmış, gözlerim yaşarmıştı. Aynadaki yansımamı görmek istemedim. "Bilmiyorum. Yediğim bir şey dokundu herhalde."

"Hiçbir şey yemiyorsun ki miniğim." Jungkook kolumu kendi omzuna atıp beni banyodan yatağıma taşıdı. "Sizi de uyandırdım, özür dilerim."

Beni duymazdan gelerek iç ısıtan bir tonla, "sana nane çayı yapacağım," dedi. "Son zamanlarda sürekli arka bahçedesin doğru düzgün uyumuyorsun, dışarıda terleyip mideni üşüttün herhalde."

"Herhalde," diye onayladım pek de yanlış görünmeyen tahminini. "sen git yat, nane çayını ben hallederim."

"Saçmalama Jimin. Sen burada acı içinde kıvranırken uyuyacak kadar aklımı yitirmedim henüz," diye çıkıştı huysuzca. Yorgunca kabullenirken titremeye başladım, üzerimde yalnızca havluylaydım ve Jungkook bunu yeni fark etmiş gibi telaşla yerinden kalkıp dolaplarımı karıştırmaya, giysileri talan etmeye başladı. Sonunda deniz mavisi düz bir pijama takımı bulduğunda üst kısmını başımdan geçirdi. Kollarımı geçirip üstü giydikten sonra gözlerimi yere indirdim. "git sen, hallederim."

"Önemli değil, kalk haydi."

Beni tutan kolundan kurtuldum, içimde susmak bilmeyen bir çığlık vardı. Bırak. Lütfen."

Where You Left Me ✿yoonminWhere stories live. Discover now