Bölüm 47

1.1K 100 8
                                    


Duygularım en üstteydi. Ariana'yı olabildiğince seviyordum. Onun da beni ölmeyi göze alacak kadar sevdiğini biliyordum. Hissediyordum. Gözlerimin kaydığını hissettiğimde, Ariana ile yatakta uzanıyor sohbet ediyorduk. Her şeyden hayatımızda ki saçma olan bütün doğaüstü olaylardan uzak konuları konuşuyorduk. Gözlerimin kaydığını hissettiğimde, birinin beni çağırdığını hissettim. İçgüdülerim ile gözlerimi kapatırken, Ariana'yı korkutmamayı umuyordum.

Gözlerimi açtığımda, ejderler diyarındaydım. Bunu iliklerime kadar hissetmiştim. Bütün hücrelerim ait olduğum yer olduğunu söylüyordu. Arkamı döndüğümde, babamın ejderi olan James bana bakıyordu.

'Neden buradayım?' dedim sakince.

'Babanın benden son isteğini yerine getireceğim' dedi ejder bana yaklaşarak.

'Babamla görüştün mü?'

'Öleceği gün. Benimle konuştu. Seni ne pahasına olursa olsun korumamı istedi. Seni koruyacağız William. Ejderin yanına gittiğinde biz de geleceğiz' dedi.

'Bu nasıl olacak? Siz ölüsünüz' dedim şaşırarak.

'Bir lordun son isteği ölümden bile önce gelir' dedi.

'Gerçek dünyaya giremezsiniz'

'Evet, ama siz de ejderin inine gideceksiniz. Bu uzaydan, uzayın ötesinde bir yer. Seninle orada olacağız' dedi.

'Onu öldürmek zorundayım' dedim sakince. Onlara bir açıklama yapma gereği duyuyordum.

'Hepsi zorunda kalır William. Onun planları, bizim öldürülme sebeplerimizden bile daha büyük planlar. Biz sadece özgür olmak istiyorduk. O ise senin ve tüm insanlığın özgürlüğünü ele geçirmek istiyor' dedi.

'Kalabalık bir ordum var. Benimleler, ejderi ve onun yanında olan herkesi öldürmek için hazırlar' dedim. Babamın ejderi olduğu için yoksa onun söyledikleri bana mantıklı geldiği için mi bilmiyordum ama onun benim yaptıklarımı onaylamasına ihtiyacım varmış gibi geliyordu.

'Ejderi bir tek sen öldürebilirsin'

'Biliyorum' dedim. İşin ciddiyeti tüm bedenimi sarmıştı. Ejderi öldürecektim. O gün gelmişti.

'Lordum' dedi James.

Ona bakarken, etrafında on kadar daha ejder gördüm. Bu ejderleri tanıyordum. O gün bana güçlerini veren ejderlerin bir kısmıydı.

'Ne oluyor?' dedim. Bana beklenti ile bakıyorlardı.

'Eğer izniniz olursa, size bir armağan vermek istiyoruz' dedi.

'Ne için bir armağan?' dedim.

'Bir sebebi yok. Sadece, size savaşta eşlik etmesi için kendimizden bir parça' dedi.

'Eğer kabul ettim derseniz, size vereceğiz lordum' dedi ejderlerden bir diğeri. Bu bir kadın sesiydi.

'Kabul ettim' dedim hiç düşünmeden. Bana bir zarar vermeyeceklerini biliyordum. Onlar her an bana yardım etmişti. Kendimi bulmamı sağlamışlardı. James, babama bu kadar bağlı bir ejder olarak bana bir zarar vermeyeceğini de biliyordum.

Ejderlerin hepsi hep bir ağızdan bir şeyler söylemeye başlamıştı. Bilmediğim bu dili, beynim kendi içinde algılarken, dilimde bunun bir anlamını bulamıyordum. Söyledikleri sözlerle bana büyü yapıyorlardı. Büyünün sonucunda ise, acı içinde kıvranacağımı biliyordum.

Yere iki büklüm çökerken, sırtımda ki acı bağırmama sebep oldu. Acının olmadığını hayal edip kendime büyü yapmak için kafamın içinde düşlemek için gözlerimi yumdum. Ancak acı ve söyledikleri sözler beynimi o kadar meşgul ediyordu ki bunu yapamadım. Kürek kemiklerimde ki acı, içimi deşerken, haykırışlarımı arttırdım.

Ejder LorduHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin