-BÖLÜM 1- (GÜNCELLENDİ)

731 232 45
                                    

DİĞER KİTABIMDA SÖYLEDİĞİM GİBİ GELEN TAVSİYELER ÜZERİNE ANLATIMIMI DEĞİŞTİRMEYE KARAR VERDİM VE KİTAPLARIMIN ESKİ BÖLÜMLERİNİDE YENİ ANLATIMIMLA GÜNCELLEMEYE KARAR VERDİM UMARIM BEĞENİRSİNİZ BÖLÜMLER ŞİMDİDEN GÜNCELLENMEYE BAŞLADI DESTEKLERDEN DOLAYI ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM KEYİFLİ OKUMALAR :)))

Zırrr....Zırrr...Zırrr..

Yine ötmeye başladı  amk  aleti diyerek sinirle uyandığım sabahlardan biriydi.Gözümü bile açamadım elimi yorgandan çıkartıp rastgele yatağımın yanındaki komidinde bulunan çalar saate vurmaya başladım.2-3 denemeden sonra çalar saati susturmayı başardım  tam huzur dolu uykuma dönüyodumki  uykumu bıçaklayan o sesi duydum.”Oğlum!!!!!!! Uyan sabah oldu okula geç kalacaksın!” .Malesef bu annemdi ve onu susturmak için çalar saate attığım yumruklardan çok daha fazlası gerekiyordu.Annemi susturmayı tek yolunun kahvaltıya inmek olduğunu da gayet iyi biliyordum.Çok zorlandım ama nihayet doğrulmayı başardım fakat sandığınız gibi ayağa kakmadım sadece yatakta doğruldum gözlerim hala yarı kapalıydı  gittikçe kapandı kapandı ve kapandı darken tekrardan”Kalmadınmı hala?”.Göz kapaklarım birden açıldı aynı zamanda sesin şiddetiyle birlikte beynim tırmalandı adeta beynim uyuşmuştu ama aynı zamanda da kendime getirmişti bu ses beni.Derin bir nefes alıp ciğerlerimi şişirdim  “Ya şimdi ya hiç”Dedim yüksek sesle kendi kendime.

Bir anda doğruldum ve banyoya doğru koştum aynaya bakmadan elimi yüzümü yıkayıp  havluyu aldım suradımı sildim,havluyu suradımdan çekerken aynadaki kendimle yüz yüze geldim.Saçlarım dalgalıydı bu yüzden sabahları kalkınca çok dağınık oluyodu.Asıl saç rengim siyahtı ama beyazlarım çok olduğu için annem kına yakmıştı o yüzden gölgede siyah ama güneş veya ışıha çıkınca koyu kızılımsı bi renk alıyordu.Kaşlarım baya gür ve düzgün rengide siyahtı,okulun son haftası olduğu için sakalımı kesmemiştim, hafif kirli sakalım vardı.Aynaya bi süre baktım , içimde "Her sabah daha tipsiz olabilmeyi basarabiliyosun Can helal olsun" dedim kendime.Bu arada az önce söylediğim gibi adım Can bu sene liseden mezun oluyorum sonunda okul dene şeyi bitirmiştim ve bugün son kez karne alcaktım.

Banyodan çıktım ve üstümü giyindim nasıl olsa okulun son günüydü öğretmenlerden kızan olmazdı bu yüzden serbest yani okul formamı giymedim.Onun yerine siyah pantalonumu ve asker yeşili kısa kollu tşörtümü giydim,koluma analog siyah kordonlu saatimi taktım ve boynuma hayatını kaybeden dayımın kolyesini taktım.Bizimkinler yani annem, teyzelerim, nenem ben annaneme nene derim bu arada herneyse yani anne tarafım beni hayatını kaybeden dayıma benzetir nenem ben çocukken bu kolyeyi bana vermişti.Çocuk olduğum halde bana kolyeyi verirken onun duygularinı çok iyi anlamıştım hissetmiştim daha doğrusu. Ona (kolyeyi) çok iyi bak dedi ve o günden beri kolyeyi gözüm gibi bakıyorum.Dayıma gelince bana söylenen sadece ona çok benzediğim ve onun askerde bi çatışma sırasında hayatını kaybettiği.Kolyeyi taktım ve kahvaltıya indim masaya oturdum.


Kahvaltı etmeyi hiç sevmem ama kahveye çok düşkünümdür.Elimden geldiğince çok yemeye çalıştım en sonunda doydum.Tam kahvaltıdan kalkıyodumki annem konuşmaya başladı. ”Çok yedin ha(!)” bunu imalı bir şekilde değini biliyodum ve ekledim.”Aynen anne çok yedim patlıcam ama son karne günüme geç kalmak istemiyorum” dedim.Ha babamı sorucak olursanız babam öğretmen bide erkek kardeşim var ufak.Şanssız çocuk (kardeşim) öğretmeni babam onlar ilkokulda önden çıktılar o yüzden ben lise olduğum için ayrı okuĺdaydım.Evimizin dış kapısından çıktım ve bahçe kapısına yöneldim.Yazın kokusu heryere sarmıştı iki katlı içten merdivenli şirin bi evimiz vardı, önünde ve arkasında küçük ön ve arka bahçe vardı evin dış kapısından bahçe kapısına kadar taş yol eşlik ediyodu insana yolu iki yanında uzanan rengarenk çiçekler yola sihir katıyordu.Sanki sihirli bi geçitten geçiyordum bu yol bana herzaman mutluluk vermişti.Bu taşlı yolun sonuna gelmiştim ve sokağa açılan bahçe kapısının sürgüsünü kaldırdım ve sokağa çıktım kapıyı kapatmak için arkama döndüm kapıyı kapattım.



Mutfak penceresi bahçeye bakıyordu içeride deli dolu annemi gördüm kafasını bir an işinden kaldırdı ve ”Sen daha burdamısın be gitsene daha akşama mezuniyet balon var!”dedi.Demesiyle yüzümde taşlı yolun,çiçeklerin,yazın ve diğer bütün herseyin verdiği mutluluk dolu ifadenin yerine endişe dolu bi surat ifadesi aldı ardından “Ne?”

Diyebildim sadece...

Kara BüyüWhere stories live. Discover now