Sensin

84 4 4
                                    

Korkuyorum, ölmüş olmasından.

Yerde iki büklüm olmuş bir beden, ay ışığı sadece çıplak bacaklarına vuruyor. Yüzünün ne tarafa dönük olduğunu anlayamıyorum. Kapıyı daha da açınca kapıdan gelen gıcırtı ürpermeme sebep oluyor. Hava ormanda gezmek için uygun deil. Aç ve uykulu benliğimle bir karar vermem gerekiyor. Dışarı bir daha bakıyorum. Hayır. Burada bu kişinin yanında bi gece geçirebilirim. Sanırım. Derin bir nefes alıp adım atıyorum. Altimdaki zemin gıcırdıyor. Önüme düşen omzumu geriye atıyorum. Ve yerde yatan kişinin yanına gidiyorum. Ay ışığı keşke bütün odayı aydınlatsa. Yanına yavaşça çökeliyorum. Eğer ona dokunmam gerekiyorsa sadece baçağına dokunabilirim. Elimi uzatarak o çelimsiz baçağına dokunuyorum. Tanrım. Soğuk. Vücudu soğuk. Ölmüş. Bu kim? Burada böyle ölmeye bırakılan kişi de kim? Elimi bacağından ayırmayarak vücuduna dokunuyorum. Çıplak. Ha Yüce Tanrım! Yüzüne doğru eğiliyorum. Nefes alış verişini anlamak çok zor. Elim yanlışlıkla Dudagina değiyor. Birden bir titremeyle kendimi geri atıyorum. Bu bu his bana o kadar tanıdık geldi ki... Sanki onun dudağı. Hayır! O öldü. Buna inanmak istemesem de o artık bir ruhdan ibaret. Uyku vücudumu ele öle geçirdi ki! Onun az ilerisinde olsam bile umrumda deil. Ölü bi kişi bana ne yapabilir ki?
Suratıma vuran ayazla yerimden sıçradım. Tanrım Bacaklarim buz tutmuş. Donuyorum resmen. Gözlerimi tavana dikince yanımda yatan Ölü Adamı hatırladım. Ve ani bir dönüşle gerçekten ani oldu çünkü boynum ağrıdı. Saçları yeni yeni çıkmaya başlamıştı. Omuzlarında yara bere vardı. Ve kalcasi da açıktı. Tahta üzerinde yatınca her yerim tutulmuştu. O küçük pencereden dışarı baktım. Güneş yeni doğuyor. Bu ölü adama bakmam gerekiyor. Yattigim yerden kalktım. Iyice bir gerindim. Dışarı çıktım. Suratıma çiyler düşmeye başladı. Zaten donuyorum o yüzden hemen içeri girdim. Buraya adam akıllı bir çeki düzen verilse. Etrafa bakınirken ölü adam da bacaklarının değiştiğini fark ettim. Yada ben öle sandım. Açlıktan gözüm dönmüş bile olabilir. Artık şu ölü adama bakmak farz oldu. Onun tarafına doğru ilerledim. Ve omzundan tutup bana doğru döndürdüm. Yüzü yara bere içindeydi. Her yerinden kan kurusu çıkıyordu. Göğsü ise onu hatırlattı bana. Elimi uzatmak istedim. Ama ne Saçmalıyorum ki ben? Kafamı burnuna doğru eğdim. Nefes alış verişini yine anlayamadım. Bileğine dokundum. Sanki orda atan bi şeyler var gibi. Iyice otopsici çıktım. Neyse ben artık yola çıksam iyi olur. Tam ayağa kalkarken elimi tuttu. Ve çığlığı bastım. Göz kapakları açılır gibi oldu. Zaten bi tane gözünün üstüne kan kurusu var. Bi tanesi tam acamasa da açmaya çalıştı. Eline baktım. Bu o olamaz. Gözünü yarım açtı. Bi şeyler demeye çalıyor. Ama fısıltı gibi çıkıyor. Korksam da eğilip kulağımı ağzına yaklaştırdım.
"Sensin"

Baş Belası.!!!!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin