U n d e c i m

1.9K 228 47
                                    

"Çeliği yola getirmek mi istiyorsun? Ateşi harla." - Demirci Gabriel

***
Tsangdera Karargahı, 1068

"Bakın bayan..."

Masanın kenarı sırtıma baskı uygulayarak daha fazla kaçacak alanımın kalmadığı konusunda beni uyardı ama yeni bir kaçış manevrası yapabilmek için geç kalmıştım. Avının artık elinde olduğundan emin bir avcı edasıyla salınarak üzerime doğru gelirken her geçen saniye karşısında kendimi biraz daha turta gibi hissediyordum.

Üzerime dikilmiş bakışlarına bakılırsa hem de bayağı lezzetli bir turta.

Sahi, karbonhidrat şehveti diye bir şey mümkün olabilir miydi?

Koskoca karargahta, besili bir sürü Pertz'in arasında bana böyle bakmasının başka mantıklı açıklaması olamazdı çünkü.

Attığı her adıma karşılık yüzünde büyüyen gülümseme kalp atışlarımı rayından çıkarırken telaşla etrafıma bakındım.

Hadi ama, erkek bile değilim ben.

"Bayan değil, Alyssum."

O adını söylüyordu ama ıslak dudaklarından çıkanı -bana bakarken tadımı alıyormuş gibi dudaklarını yalamıştı- beynim "Deli kadın," olarak tercüme ediyordu.

"Evet, Alyssum... Bayan... Hanımefendi. Benim gitmem gere..."

İyice yaklaşmış varlığından uzaklaşmak isterken geriye, masaya doğru gerilmiştim. Ter içindeki yüzüme yapışmış bir saç tutamına uzattığı elini, çarpıp devirdiğim şamdanı umursamadan havada yakaladım.

Yüzünün sol tarafı anlık bir parlamayla aydınlanınca devirdiğim şamdandaki mumun verdiği hasarı incelemek için bakışlarımı masaya çevirdim. Kağıtları hemen tutuşturan mumun alevi deri üzerine çizilmiş bir haritayı da yakmak için usulca ilerliyordu.

"Ah, canım, yanacaksın, geri çekil."

Bir, onu tuttuğum elime yapışmış, beni Adauto'nun yatağına çekiştiren kadına baktım bir de arkamda kalan, üzeri alev almış masaya. Seçim hakkım olsaydı hangisini seçeceğim belliydi. Ama karşımdaki kadın buna fırsat vermeden zırhımın üzerinden elini göğsüme koyup yatağa itti.

"Hanımefendi... Yangın..."

Alevlerle göz kontağımı kesercesine üzerime eğildiğinde çığlık atmamak için dişlerimi sıktım. Hem onun eli nereye gidiyordu öyle?

İkinci kez bana dokunmaya çalışan elini yakaladığımda oyunbaz bir tavırla gülümsedi.

"Böyle daha heyecanlı."

Kalbim kulaklarımda atıyordu artık. Heyecanlı mı?

Acuzio'nun kadın versiyonuyla karşı karşıyaydım. Ve engel olamazsam Tsangdera tarihine, bir kadın tarafından tacize uğrayan ilk Pertz -üstelik erkek olmayan- olarak geçecektim.

Aramızdaki mesafe iyice kapanırken sonrasında olacakları zerre kadar umursamadan bağırdım.

"Yardım edin."

Bağırmamı umursamayan kadına karşı yaptığım kurtulma çabalarım da hoşuna gidiyordu. Dehşet içindeki halimi umursamadan kıkırdadı:

"Ne kadar güzel bir yüz..."

Serbest eli yüzümü, şakağımdan çeneme doğru hafifçe dokunarak okşayınca ben de boştaki elimi yumruk yaptım.

Neler olacağı umurumda değildi. Bu kadının tacizine izin vermeyecektim. O sırada aniden açılan kapıdan içeri Adauto ve Domitus girmeseydi...

MYTHWhere stories live. Discover now