Final

1.5K 44 19
                                    

Renesme'nin Bakış açısı
Saniyeler dakikaları, dakikalar saatleri kovalayıp durdu. Fakat annemlerden hala ses yoktu. "Geçidi açalım artık yoksa geç kalacağız"dedim. Emmet amcam da onaylayladı.

Fakat kapıyı açtığımızda onları geçidin önünde yığılmış olarak bulmayı beklemiyorduk tabi. İlk iş ellerindeki tozu aldım. Hepsini sırayla geçidin dışına sürükleyince yavaş yavaş uyanmaya başladılar. "Anne?" Gözlerini bir kaç kez kırpınca ayağa kalktı. "Başardık mı?"diye sordu. Sevinçle başımı sallarken "başardınız"dedim. Sonunda hepsi kendine geldiğinde neredeyse vaktimiz bitmek üzereydi. Hızımızı son gücümüze kadar kullanarak eve geldik. Kimseye bakmadan direk Klaus'un odasına girdim. Alice ve Klaus oyunlar oynuyordu. "Başardık"dedim. Alice teyzem bizi görünce "bu mucize"dedi ve ardından "hadi ne bekliyorsun zaman geçiyor"dedi.

Heyecanla Klaus'un yanına yaklaştım zamanı gelmişti. Külleri koyduğum şişeye Jacob'un kanından bir kaç damla koyup karıştırdım. Derk bir nefes alarak Klaus'un içmesini sağladım. Şisedekini bitirince gözle görülür bir değişim yoktu. Bunu test etmemiz gerekiyordu. Jacob Klaus'u kucağına aldı ve eline bir iğne batırıp Klaus'un hamlesini bekledi. Bu sırada hepimiz meraklı gözlerle onları izliyorduk. Klaus bir tepki vermedi sadece esneyip kafasını Jacob'un omzuna koydu. İçimden 'lütfen bu an hiç bitmesin' dedim. Bu sahne o kadar mükemmeldiki. Başarmıştık. En önemlisi buydu.

7 YIL SONRA

Bugün Klaus sonunda okula başlayacaktı. Çıkıp onu odasından aldım. "Anne"dedi kocaman gözlerini gözlerime dikip "Ya benim farklı olduğumu anlarlarsa?"diye sordu. Ellerini tutup "Hayır kimse anlamayacak. İnan bana." Kocama gülümsemesi yüzüne yayılırken beni kucakladı "Seni seviyorum"dedi. Dışardan gelen korna sesiyle "Hadi bakalım zamanı geldi dedim. Onu servise bindirdikten sonra Jacob'un yanına çıktım. "Hazır mısın?" diye sordum. "Hazırım".


Elimdeki beyaz gülleri Rosalie teyzemin mezarına bıraktım. Bugün tam sekiz yıl olmuştu. "Seni unutmadım" diyebildim o kadar kelimenin arasından. "Klaus'u da sen büyüt isterdim onun yanında ol isterdim." Kelimeler boğazımda düğümlenirken bir de hemen yanında ki dedem Charlie'nin mezarına baktım. "Senin de onun yanında olamanı isterdim"dedim. "Keşke hep burada olsaydınız." Tüm cesaretimi toplayıp bir de anne ve babamın mezarının yanına gittim.

"3 sene oldu. Gitmemeliydiniz. Ben yapamıyorum sizsiz beceremiyorum yaşamayı pek. Sen bana yardım edicekin anne. Çocuk nasıl büyütülür bilemiyorum. Babam ise piyano çalmayı öğretecekti. Ama intikamınızı aldım. Size saldıran kurtların yaşamasına izin vermedim. Neden anne neden baba neden size saldırdılar neden siz?" Cevaplanması gereken çok soru vardı. Hayatımda ki herkes toprağa karışıp gitti. 3 sene de geçse beş sene de geçse asla bu vedayı kabullenemeyecektim.

Jacob elindeki güllerin birini babamın diğerini annemin mezarına bıraktı. Ellerini ikisinin mezarına koyup fısıldadı "Teşekkür ederim Bella ve Edward. Bana Renesme'yi verdiğiniz için size minnettarım. Siz hep buradasınız. kalbimizde" Jacob' a sarıldım. Hüznüm gökyüzüne karıştı. Gözlerimin önüne bir bulut çöktü ve gözlerimden bir film şeridi gibi onlarla yaşadığım anılar geçti. Elimi gözlerime bastırıp bu hüzne bir son verdim. Jacob'un elinden tutup son kez onlara baktım. Yine veda edemeden çıktım mezarlıktan. Onlarla sonsuzlukta karşılaşmayı diledim...

4 SENE ÖNCE

Bella'dan ;

Karanlık çökmeye başlamıştı. Havaya alacakaranlık hakim olmuştu. Bir an önce avlanacak bir şeyler bulmazsam açlıktan ölmem kaçınılmazdı. "Edward-" Edward sözümü keserek "ses çıkarma"dedi karşıda ki geyiği göstererek. Yavaşça ağaçların arasından dolanarak iki metre kadar yakınına ulaştık.

Geyiği avladığımızda bu kadar kanın yetmediğini hissettim. Uzakta tek başına gezinen bir kurt'u gözüme kestirdim. Edward ne yapacağımı anladığında "tehlikeli olabilir"dedi. "Açım."dedim sadece. Sesszi adımlarla avıma doğru ilerledim. Üstüne atılacağım sırada bir kurt ordusuyla karşılaşmayı beklemiyordum. Geri çekilmeye başladım fakat fazla kızgınlardı. Koşacağım sırada bir tanesi üzerime atıldı. Çok fazlalardı... "Edward"sesim fısıltıyla çıkmıştı. Son kez gözümü açtığımda onu kurtlara yenik düşmüş bir şekilde görmek canımı daha da yaktı. Bedeli ağırdı. Onu dinlemeliydim...

Merhaba arkadaşlar. Biliyorum bu kadar erken bir final beklemiyordunuz. Ama ben daha fazla devam ettirebileceğim bir kurgu oluşturamadım. Hikayeyi anlamsızlaştırmadan bitirmeye karar verdim. Şunu da biliyorum ki finali beğenmeyenleriniz hatta çok kötü yorum yapanlarınız bile olacak ama ben finali değişik bir şekilde yapmak istedim. Hayallerinizdeki final nasıldı bilmiyorum. Bu zamana kadar hikayemi okuyup bana destek olanlara minnettarım. Yeni hikayelerde görüşmek üzere... Bu arada eğer isterseniz siz hayalinizdeki finali benimle yorum olarak paylaşabilirsiniz ve ben yorumları okurken gerçekten çok zevk alırım...







Alacakaranlık Şafak Vakti 3 (2. Kitap )#Wattys2016Donde viven las historias. Descúbrelo ahora