-18-

276 17 18
                                    

"Seni bu kadar kolay elde edeceğim aklımın ucundan geçmezdi Lu." Xiumin ve yanındaki tanımadığım kişi birkaç adım kala durmuşlardı.

"Çıkabilirsin." Jongin, Xiumin'in yanındaki adamı gönderdikten sonra ayağa kalktı. "Hatırlıyor musun Luhan? Bu akşam Sehun ile bir yere gidecektik. Simdi oraya gidiyorum. Ve Xiumin, al şunu bir güzel becer. Kameraya çekmeyi unutma."

"Merak etme dostum." Jongin aldığı cevaptan memnun şekilde gülüp oturduğu yerden kalktı. Arkasına bile bakmadan büyük kapıdan dışarıya çıktı. "Yalnız mı kaldık?"

Jongin'in kalktığı yere bedenini yerleştirirken, gözleriyle vücudumu taciz ediyordu. "Beni bıçaklarken hiç için acıdı mı?"

Başımı iki yana sallayınca, dudaklarımdaki bandı hışımla çıkardı ve yanağıma sert bir şekilde tokat attı. "Seni istemiyorum. Neden anlamıyorsun bunu?"

"Senin isteyip istememen önemli değil. Her neyse... Ayıcığın telefon numarasını biliyor musun?" Sehun'a o şekilde hitap etmesi hoşuma gitmiyordu. Onun telefon numarasını tabii ki biliyordum ama hayatta söylemezdim. Çünkü ona bir daha zarar gelme ihtimalini göze alamazdım. "B-bilmiyorum."

"Bildiğin çok belli. Söyle yoksa seni hazırlamadan beceririm."

"Bilmiyorum."

"Tamam, sen bilirsin. Şimdi gidiyorum. Yarın sabah geldiğimde uyanık ol." Ağzımı ve gözümü bağladıktan sonra yanaklarımı öpüp gitti. Aniden oluşan sessizlik beni fazlasıyla rahatsız ederken ellerimi çözmeye çalışıyordum. İpler o kadar sıkı bağlanmıştı ki, parmak uçlarımın soğuduğunu hissediyordum. Açamayacağımı anlayınca pes edip başımı öne eğdim.

--

Chanyeol Luhan'ı dışarıya attıktan sonra her ne kadar pişman olsa bile eve almaya niyeti yoktu. Kız kardeşinin dediklerini umursamadan salondaki koltuğa oturup televizyonu açtı. "Ne ara bu kadar acımasız oldun anlamıyorum. Lanet olsun sana!"

Luhan'ın ablası ağlayarak kendi odasına çıkarken Chanyeol sadece gözlerini devirmekle yetinmişti. Luhan'ın, kapının ardından bir şeyler söylediğini duyunca televizyonun sesini biraz daha açıp, yayınlanan programa odaklanmaya çalıştı.

Kısa süre sonra Luhan'ın sesi kesilince kapıyı açıp dışarıya baktı fakat o yoktu. Birkaç adım ilerleyip boş sokakta gözlerini gezdirdi. Başını iki yana sallarken eve girip küçük kardeşinin odasına çıktı. Yatağın üzerinde duran telefonu görünce sinirle nefesini dışarıya verip eline aldı. Tuş kilidini açıp Sehun'un numarasını kendi telefonuna 'Pezevenk' olarak kaydetti. Yatağın ucuna oturup gergin bir şekilde mesaj attı.

**** *** ** 31: Sehun?

Pezevenk: Evet, benim?

**** *** ** 31: Ben Luhan'ın abisiyim.

Pezevenk: ... Evet?

Luhan'ınHyungu: Onu eve geri getir. Senin yanında kalmasını istemiyorum anladın mı?

Pezevenk: Ne? Ne saçlamalıyorsunuz? Luhan benim yanımda değil.

Luhan'ınHyungu: Değil mi?

Pezevenk: Evet, değil. Evde olduğunu söylemişti bana?

Luhan'ınHyungu: ....

Pezevenk: Tanrı aşkına siz ne biçim abisiniz. Ne yaptınız ona?

Luhan'ınHyungu: Nasıl bir abi olduğum seni ilgilendirmez! Onu sadece kısa bir süreliğine kapının önüne atmıştım ama şimdi yok.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Sep 17, 2016 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

STUPID LOVE (HUNHAN)Where stories live. Discover now