19.Bölüm (M)

1.2K 88 18
                                    

Oy sınırını geçirmiyorsunuz bari şarkıyı açarak okuyun

Smut yazma özürlüsü benden çok bir şey beklemeyin. Ama olmuş mu yorum yapın lütfeeen ~>_<~

Multimedia: Taeyang- Eyes, nose, lips

Uyarı koyduğum yerde açın lütfen şarkıyı, bittiğinde tekrar başa sarın.

İlk defa yazıyorum, çok iğrenç olduğunun farkındayım ve utanarak kaçıyorum ╯△╰

Bb ve iyi okumalar ♡♥♡♥♡

***

Luhan anahtarı kilide sokup eve girerken mutsuz hissediyordu.

Yarın buradan gidecekti.

Yarın Sehun'un alçısı çıkacak ve artık Sehun ona ihtiyaç duymayacaktı. Buradan gitmek zorundaydı.

"Sehun!"

Salonun ve mutfağın boş, evin sessiz olması kaşlarını çatmasına sebep oldu. Fakat bu bandajın altında, varlığını her daim belli eden yarasını sızlatmıştı.

Belki uyuyordur düşüncesiyle onun odasına doğru ilerlediğinde içinde tarif edilmez bir hissin olduğunu net bir şekilde fark edebiliyordu. Kapıyı açtığında görmeyi beklediği şey Sehun'un, yatağında oturmuş bardağına içki doldurması değildi.

Şaşkınlıkla odaya girerek birkaç saniye onu izledi. "Sehun? Ne yapıyorsun?" Genç adam, başını kaldırarak kendisine endişeyle bakan çocuğun yüz ifadesini inceledi. Omuz silkmesi ise birkaç saniyede gerçekleşmişti. Sarhoş olmak istiyordu, Luhan'ı görmek istemiyordu. Onun aslında kim olduğunu unutmak, Yixing'in hiç söylememiş olduğuna inanmak istiyordu.

Her şeyin bir rüya olduğuna inanmak ne güzel olurdu.

"Biliyor musun?" Sehun gülümseyerek yatağa yavaş adımlarla yaklaşan çocuğa baktı. "Ben küçükken evimizde sadece annem, ablam ve ben kalırdık. Babam öldüğü için yalnız başınaydık."

Sehun kafasını eğip bakışlarını başka yöne çevirdiğinde Luhan, Sehun'un yanına oturmuş ve ilgiyle onu dinlemeye başlamıştı. "Bir akşam annem kötü adamların geldiğini söylemişti ve sadece dakikalar içinde kendimi dar ve karanlık sokaklarda koşarken bulmuştum.

Ama arkamızdaki adamlar o kadar fazlaydı ki, bir süre sonra ikimizin de nefesi tükenmişti. Koşmayı geç, yürümekte bile zorluk çekiyorduk." Sehun tekrar durup yutkundu ve meraklı gözlerle kendisine bakan Luhan'a gülümsedi. Bazı şeyler, bazı şeylerin önüne geçiyordu.

Luhan'a Gülümsemek gibi.

Onun gülümsemesini görmek gibi.

"Sehun... Sarhoş musun sen?" Uzun olan başını iki yana sallayıp diğerine acı bir gülümseme verdi. "Değilim." Biradan bir yudum alırken bu tadı özlediğini fark etti.

"Annem bana saklanmamı, kötü adamlarla konuşacağını söyledi. Sonra da onu bir daha görmedim. Mezarının nerede olduğunu bile bilmiyorum. Hatta... mezarı var mı onu bile bilmiyorum."

Durup birasından bir yudum alırken Luhan onun neden bunları kendisine anlattığını bilmiyordu. Sehun yatak başlığına kafasını yaslayıp tavana baktığında gözlerinde biriken yaşlar loş ışıkta parıldadı. Luhan'ın içi acıdı. Kalbi ezildi.

"Babamın vasiyetine göre annem ve babamdan sonra şirket hisselerinin varisi bendim. Babamın arkadaşı olduğunu bildiğim bir adam, ablama ve bana hep destek olmuştu. Yediğimize içtiğimize dikkat eder, asla diğer hissedarların bizi kandırmasına izin vermezdi."

Star Bodies Agent | HunHanWhere stories live. Discover now