26.Bölüm

555 65 7
                                    

Bölüm her zamankinden erken geldi o yüzden lütfen oy verin.

OY SINIRI +45

İyi okumalar.

Saat üçtü ve gözlerim hala o adamdaydı.

Uyumuştu, o dediklerinden kısa bir süre sonra yatakta öylece uyuyakalmıştı. Ben ise iki saattir dediklerini düşünmeden edemiyordum. O şerefsiz diye bahsettiği kişi kimdi? Ondan neden bu kadar nefret ediyordu, Sehun ne yaşamıştı merak ediyordum ama şu an bunu ona sormaya hakkım yoktu.

Teşekkür etmişti. Onu unutturduğum için, üstesinden gelebileceğini düşündürdüğüm için teşekkür etmişti bana. Ama neyi? Ne için? Hepsini bilmek istiyordum. Hayatın boyunca benim olacaksın. Bu ne demekti? İyi bir amaçla mı söylemişti yoksa Sehun cidden bir şeyler mi planlıyordu?

Bunları düşünmekten bıksam da beynimi kemiriyordu işte. Korkuyordum. Tekrar kötü şeyler yaşamaktan ve yaşatmaktan korkuyordum. Sehun'la tekrar samimi olmaya başlıyor gibiydik ve bu kez ona tamamen dürüsttüm, ama altından başka bir şey çıkmasından korkuyordum.

"Ahımmşlapşlap" Sehun garip sesler çıkarınca güldüm. Onunla aynı yatakta uyumayı, sarılmayı, güzel sözler kullanmayı ve öpüşmeyi özlemiştim. Sehun'la geçirdiğim vaktin her bir saniyesi benim için çok değerliydi ama o zamanlara dönmenin hiçbir yolu yoktu.

Bu yüzden bundan sonrası için, her şeyin en iyisi olması için çabalayacaktım. Sehun'la bir hayat yaşamak istesem de, bu kendi kendime düşündüğüm bir tasarıydı. Onun hisleri, davranışları, sözcükleri hep bir yerde çelişiyordu ve bu beni de şüpheye sürüklüyordu.

"Seni seviyorum." Fısıltıyla söyledim bir anda. Bunu düşünmekten kendimi alamıyordum ve sürekli de dile getirmek istiyordum. Bunu aklıma kazımak, hayatımın sonuna kadar da bu hissi taşımak istiyordum. Sehun'a anlatmak, tarif etmeye çalışmak ve ona olan sevgimi anlayamayacağını söyleyip kıkırdamak istiyordum. Ardından onunla sıkı sıkı sarılmak ve dudaklarımı onun tatlı dudaklarına dokundurup dakikalarca öyle beklemek.

Ölümle yaşam arasında beklemek gibi olurdu muhtemelen. Sonu yoktu ama başı da yoktu. Her şeyi unutturan o süreç, ya da konum.

"Ne yapmaya çalıştığını anlamıyorum.." Tekrar fısıldadığımda Sehun kıpırdanarak benden biraz uzaklaştı. Karanlıkta yüzü pek ayırt edilmese de kaşlarını çattığı belli oluyordu. Birkaç saniye sonra da bir kez dönerek bana eskisinden de yakınlaşmıştı. "İşte bunun gibi. Bir yakınlaşıp bir uzaklaşıyorsun. Vermek istediğim kararlar için cesaretim kırılıyor... Ve bu bir döngü halinde devam ediyor."

Yatakta bir top haline geldim ve gözlerimi kapattım. Burada, onunla uyumak mucize gibiydi. Ama oluyordu işte. Sehun başlı başına bir mucizeydi. Onunla yaşadığım şeyler, onunla birlikte olmam mucizeydi.

Ve ben bir mucizeye tutunduğumda, asla bırakmazdım.

▪️▪️▪️

"Bunun kötü olduğunu söyleyemezsin?" Mızmızlandım. Sehun için kahvaltı hazırlamıştım, daha doğrusu benimle inatlaşmış ve güzel bir şey yapamayacağım konusunda iddiaya girmişti.

"Şey.." yüzünü ekşitince duraksadım ve masanın üzerinden ona biraz daha yaklaştım. Sebepsizce heyecanlanmıştım. "Biraz tuzlu olmuş yani.." Tuttuğum nefesimi bırakıp, gözlerimi devirdim ve geri çekildim. "Sadece bu muydu? Birden iğrenç diyeceksin sanmıştım." Sehun alınmış gibi yaptı. "Bu sana hakaret olur. Hem ayrıca, yemek yapma konusunda benden öğreneceğin şeyler yok değil. Bir ara düşünürüz."

Star Bodies Agent | HunHanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin