/29

1.5K 124 140
                                    

Okul çıkışı Ashton ve Luke kapıya doğru ilerlerken yanlarından bir sürü çocuk koşarak geçiyor, okul binasından çıkmak için birbirleriyle yarışıyorlardı. İki sarışın binadan çıktıklarında Angel onları bahçede bekliyordu. Koşarak yanlarına geldi, ikisinin de yanaklarına bir öpücük kondurdu ve Ashton'ın yanında durdu. Çocuklar ne olduğunu bile anlamadan, kaşları çatık bir halde ona bakarken kıkırdamıştı. "Gidiyor muyuz, Ash?"

"Oh, doğru, tamam." Ashton, Luke'a öldürücü bir bakış attı. "Gidebiliriz."

"Harika, evim yakında." Angel yürümeye başladığında Ashton da oflayarak onun arkasından ilerledi. Luke arkalarından kıkırdamış, bahçenin çıkışına doğru ilerlemişti. Kapının önünde hala adını öğrenemediği adamın beklediğini tahmin ederken onun yerine beyaz gömleğinin kollarını dirseklerine kadar çekmiş, kalçasını arabasına yaslamış bir Calum görmeyi beklemiyordu ve bu görüntüye kim olsa dudaklarını yalardı. Birkaç kişinin bu esmer tenli adamı süzdüğüne yemin edebilirdi.

"Bin" dedi Calum, gözleri Luke'un ruhunu deşiyor gibiydi. Luke onu ikiletmeden şoför koltuğunun yanındaki boş koltuğa geçti, çantasını arka tarafa attı ve derin bir nefes alıp sırtını koltuğa yaslarken Calum da arabaya bindi. Aracı çalıştırıp gaza basarken onu izleyen gözleri umursamıyormuş gibiydi. Hareket etmelerinden sonraki birkaç dakika boyunca arabada gergin bir sessizlik oluştu ve sonra Luke boğazını temizleyip sordu. "Neden geldin?"

"Seni eve bırakacağım" dedi Calum gözlerini yoldan ayırmadan. Luke sustu ve yaklaşık on dakika boyunca süren sessizlikten sonra tekrar konuştu. "Çoktan evde olmamız gerekiyordu."

"Oh, kafanın içindeki et parçasının çalıştığını düşünmüyordum." Luke öfkeyle ona bakarken esmer tenli adam gözlerini yoldan çekmemeye devam etti. "Biraz dolaşacağız, Luke."

"Amacın ne?"

"Michael sana ne dedi?"

Sarışın çocuğun kaşları çatılırken "Ne zaman?" diye sordu. Calum onun sesindeki öfkeyi umursamıyordu. "Annesi ve aldığı ilaçlar konusunda."

"Annesinin hasta olduğunu söyledi." Calum, Luke'un söylediğinin yalan olup olmadığını anlamaya çalışırcasına baktı ona. Kaşları çatıldı. "Başka?"

"O kadar."

Bakışları tekrar yola döndü. "Ya ilaçlar?"

"Öfke problemleri." Luke, Michael'ın o gün söylediklerini sürekli aklında tekrar etmişti. Artık istese de aklından çıkaramayacağı bir konuşmaydı bu. "İlaçlarını almadığında etrafına zarar veriyormuş ve ben de son damla gibi bir şey oldum."

Calum caddeden çıkıp dar bir sokağa girdi ve yolun ortasında ani bir fren yaptığında Luke'un bedeni önce öne, ardından sertçe yaslandığı alana çarptı ve dudakları arasından küfür eşliğinde bir inleme sıyrıldı, Calum'a döndü. "Tanrım, ne yapıyorsun?"

"Yalan söylüyor." Calum'ın direksiyonu kavrayan elleri sıkılaşmıştı ve Luke onun gömleği altından belli olan gergin kaslarını görebiliyordu. "Onlar ilaç falan değil."

"Ne?"

"İlaç değil, Luke." Calum kaşları çatık bir halde Luke'a baktı. "Uyuşturucu."



çok haram

neyse öykü etiketledi challenge yapcam şmd godmuke

~ okumadan geçebilirsiniz ~

1- Gözlerini kapat ve galeriden bir fotoğraf seç

1- Gözlerini kapat ve galeriden bir fotoğraf seç

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

oh cal

2- İlk izlediğin yabancı dizi ve favori karakterin?

teen wolf ve stiles

3- En yakın arkadaşınla hangi çizgi filme benziyorsunuz?

en yakın arkadaş olayına inanmıyorum ki arkadaşlarım arasında da seçim yapmam

4- Whatsapp durumun?

bana bozuk telefonu açtırıyorsunuz ya günah

maybe i'm to be created for nobody

bir olaydan dolayı böyle yapmıştım ve hala duruyormuş haberim yoktu gsşadöfgmnfslaşdklh

5- Fandomların neler?

5sosfam, demigod, sherrio, wolfian, sherlockian

meydan okuduklarım;

invisibleforpayne

hoodwincliffings

FiftyShadesOfSadness

ashtonsgoddes

TheHotSummer röportaj yaptık etiktlcm nfilşönbsidhlkaskdlh


he is a good boy || muke (+)Where stories live. Discover now