3

213 87 11
                                    

Neydi o karartı? Hem de tam balkonun ortasında...
Kalkıp baksa mıydım ki? Hiç cesaretim yoktu. Korkuyordum. Sanki üstüme üstüme geliyordu  o karartı.
Keşke o çocuk yanımda olsaydı, korurdu beni  o korkunç karartıdan.
Ne diyordum ben ya? Bu durumda bile ismini bilmediğim birini yanımda istiyordum . Ne yapacaktım şimdi? En  iyisi  uyumak deyip başımı tekrar yastığa koydum.
Tam gözümü kapatıyordum ki balkonun kapısı açıldı, şaşkınlığımı gizleyemeden bağırdım. Gelen o çocuktu. İyi de nasıl girmişti odama kadar? Girmeyi bırak nerden biliyordu benim odamı?  Ne diyecektim ben şimdi buna? Yatağımda titreyerek oturmaya devam ettim. Ya bana birşey yaparsa?çooook korkuyordum. Usulca yanıma yaklaştı ve konuşmaya başladı:
- Benden korkmayı kes, ve tabi  kaçmayı da. Eğer böyle kaçarsan daha fenalarını yaparım... dedi ve hızlıca balkonu açıp gitti.  Sesi  o kadar tatlı, nazik hoştu ki  dinledikçe dinleyesim geliyordu onu.
Nedenini bilmiyorum ama odama girmesine bile kızamamıştım işte.
Neden kızamamıştım ki? Ben odama izinsiz girilmesinden nefret ederim. Bu annem bile olsa gıcık kapardım.  Bu çocukta ne vardı ki? Beni alıp kendine çekiyordu sanki. Adını çok merak ediyordum. Hemen yatağımdan fırlayıp tabletimi açtım ve yurdun sitesine girdim. Tüm sayfaları karıştırdım, altını üstüne getirdiysem de çocuğu bulamadım. Tüm öğrencilerin ismi vardı ama o çocuk yoktu. Hayal kırıklığıyla tableti kapatıp tekrar yatağıma uzandım. Ve gözlerimi kapayıp uykuya daldım.
Sabah alarmın sesiyle uyandım ve üzerimi giyip, saçımı da topladıktan sonra yemek salonuna indim. Dünden beri bişey yiyememiştim o gıcık surat yüzünden. Tabağımı çeşit çeşit kahvaltılarla doldurup boş bir masaya geçtim. Hızlı hızlı yiyordum kahvaltımı. Nedense buradaki insanlarla arkadaş olnak istemiyordum. Havalı geliyorlardı bana. Erkek meraklısı gibiydiler sanki. Her birinin yanında birer hatta ikişer erkek... buraya ders için değilde serserilik için gelmişler sanki. En iyisi hiç konuşmamaktı onlarla. Kahvaltımı bitirdim ve odadan çantamı alıp okula gitmek için yurttan ayrıldım. Yürüyerek gidecektim okula. Sevmezdim ben araba veya otobüs vb...  doğa insanıydım ben, temiz havayı içime çekerek yürümeyi severdim.etrafı gözlemler insanlara selam vere vere yürürdüm hep. O çocuk neredeydi acaba? Takip etmeyi bıraktı mı ki beni?bunu düşünmek bile vücudumu titretmeye yetti. Beni takip etmesi hoşuma gidiyordu, keşke bir de adını bilebilseydim... tek bildiğim gözleri masmaviydi, denizi andırıyordu sanki.  Bir an göz göze hayal ettim ikimizi,  sanki bir adım daha atsa gözlerimiz, burunlarımız hatta dudaklarımız birleşecek gibiydi. Hemen bu hayalden sıyrılıp  daha hızlı yürümeye başladım. Nedense şimdiden yorulmuştum. Daha 5 dakika bile yürümemiştim.  Koşmam gerektiğini düşünüp koşmaya hazırlanırken arkadan hızla gelen  bir araba önüme geçti ve  durdu...

Hayal ' in HayatıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin