Bölüm 57: Yine Eksik Kaldım

127K 4.5K 1.7K
                                    

57

Oops! Questa immagine non segue le nostre linee guida sui contenuti. Per continuare la pubblicazione, provare a rimuoverlo o caricare un altro.

57. Bölüm

Zeynep'ten

Bir koku sarmıştı etrafımı habersizce... Sanki en zayıf anımı kollarcasına tüm kalelerimi kuşatmış, beni gafil avlamıştı. Çaresizce varlığına muhtaçlığımdan zevk alırcasına her nefes alışımda kalbime bir adım daha yaklaşıyordu. Her nefes alışımda ruhuma katılıp her saniye biraz daha bana ait oluyordu. Bir koku... Bana ait olmayan bir koku nasıl oluyordu da her zerremi aidiyet hissiyle sarıp sarmalıyordu? Benim olmadığını bildiğim bir koku nasıl oluyordu da bu kadar bana aitmiş gibi hissettirebiliyordu? Nasıl oluyordu da böylesine bir huzuru bahşediyordu?

Anlayamıyordum...

Bir sıcaklık dolanmıştı etrafıma sarmaşık misali... Ateşlerde yanmak gibi değil de bir yaz güneşinin altında iliklerine kadar ısınmak gibiydi hissettirdiği... Can yakan değil de cana can katan bir sıcaklık... Uçsuz bucaksız bir güveni kalbime üfleyen, tüm varlığımla çekilmekten asla vazgeçemediğim bir sıcaklık... Peki, bu sıcaklıkta ısınan sadece bedenim miydi?

Sanmıyordum...

Sonra belli belirsiz bir sakinlikte melodik ritimler doluşuyordu kulaklarıma... Aldığım nefesi ömür bilen adamın varlığı nasıl ki tüm benliğime bir ömür yoldaş olmuşsa kalp atışları da onun için çarpan yüreğime öyle yoldaş oluyordu sanki... Peki, ya onun adımı sayıklayan kalp atışlarını duyarken kalbime akan bu his huzur olabilir miydi? Belki de ilk kez bir sorunun cevabı kalbimde bu kadar netti.

Ta kendisiydi...

Bu adamın sadece kalp atışları değil tepeden tırnağa her zerresi benim kalbimce huzurun ta kendisiydi.

Uykuyla uyanıklık arasında bir yerlerde sevdiğim adamın kendimi güvende hissettiren kolları arasında olmanın yarattığı huzurla dolanırken ondan başka hiçbir şeyin önemi de kalmıyordu benim için. Tutsak kaldığım o cehennemde her saniye biraz daha umudumu kaybederken bir daha asla hayal bile kuramayacağımı düşünürken şimdi en büyük hayalimin sıcaklığına biraz daha sokulmuş ona olan muhtaçlığımı gizlemeden dindirmeye çalışıyordum.

Varlığımı hisseden, uykuda olmasına rağmen beni benden iyi bilen adam kollarını bedenime daha da sıkı sarıp beni göğsüne yasladığında şükrediyordum bir kere daha varlığına. Her dokunuşuyla bedenimden önce ruhumdaki yaraları iyileştiren birine sahip olabildiğim için şükrediyordum nefes aldığıma...

Rüzgar'la geçirdiğimiz gözyaşlarına bulanan dakikalardan sonra onun aşk dolu fısıltılarıyla daldığım uykuya bedenim ne kadar fazla ihtiyaç duysa da ruhum hala taşıdığı yaraların sızısını hissediyordu en acı şekilde. Daldığım her uykuya o pisliğin karanlık bakışları değerken, gözyaşlarıyla uyandığım her kabustan sonra yine sevdiğim adamın bana yaşattığı güvenle dalıyordum huzurlu bir uykuya...

Hiç mi uyumamıştı yoksa her defasında benim sesime mi uyanıyordu bilmiyorum ama dudaklarımdan firar eden her hıçkırık onun "Geçti bir tanem. Geçti sevgilim... Yanındayım Zeynep'im," deyişleriyle son bulurken bir zaman sonra kendimi çok daha fazla güvende hissetmeye başlamıştım. Kalp atışları kulaklarıma doluşurken en son daldığım uykuysa bu defa karanlıklar içinde bir kabusla değil bana gülümsemesini bahşeden sevdiğim adamla beni karşıladığında bu defa ruhumla birlikte kabullenmeye başlamıştım.

Başımın BelasıDove le storie prendono vita. Scoprilo ora